Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine
Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine

Arzu Kaprol ile Moda ve Mimari Üzerine

KONUK YAZAR   13.07.2015

Vodafone ile yaptığın son defileye değinmeden önce teknoloji ile arandaki bu duygusal bağdan bahsetmek istiyorum. Kumaş teknikleri, dikiş ve kalıp becerileri göz önüne alınırsa belki de Arzu Kaprol neden en tekno-dost marka?

Tasarım, hayatın içindeki her yeniliğe heyecan duymamı sağlıyor. Her alandaki teknolojik yeniliğe önce meraklı bir heyecanla yaklaşıyor, inceliyor, kendi alanımda nasıl yorumlayabileceğime dair hayal kuruyorum. Kumaş, malzeme, yeni teknik ve malzeme kombinasyonları benim için daima heyecan verici.

Tekniklerindeki sihirbazlıklar bir yana senin desen kullanımını da çok  yenilikçi buluyorum. Birçok tasarımcı desenden korkuyor, sense tam tersi?

Uzun zaman desenden ben de korktum, ancak şimdi ifade dilimin önemli bir parçası. Konseptimin duygusunu daha doğru yansıtabilmek için desen, hissettiğim ve üzerinde çok emek ve zaman ayırdığım, tasarım ekibi olarak neredeyse tasarım sürecinin başında karar verdiğimiz ve tartıştığımız bir konu.

Tüm disiplinler bir yana mimari senin için çok özel. Bunu yıllardır hissediyorum koleksiyonlarına formlar ve kuplar olarak yansıyor. Senin deri ceketlerin hakikaten bedenin çatısı kadar güçlü duruyor. Mimariyle arandaki bu bağı özetler misin?

Sanırım mimarları bir anlamda kıskanıyorum, öncelikle daha büyük bir alanı ve yaşamı tasarlıyorlar. Mimariye saygıyla yaklaşıyorum, çünkü şehirler kuruyor, yaşam formumuzu tasarlıyorlar, ben de bu yaşam formu içinde bizlerin tenini giydiriyor ve yaşamla uyumlu olmasına özen gösteriyorum. Aynı hassasiyetle, 3 boyutlu durması ve 3 boyutlu düşünülmesi gerekiyor.

En sevdiğin mimarlar ve binalar hangileri? Sanki Le Corbusier diyecekmişsin gibi geliyor.

Tadao Ando, Toyo Ito, Rem Koolhaas ve Zaha Hadid bana heyecan veren mimarlar. Tadao Ando’nun Işık Kilisesi, Rem Koolhaas'ın CCTV binası (çok eleştirilmesine rağmen), Zaha Hadid’in henüz yapımı süren Abu Dhabi Performans Sanatları Merkezi bambaşka bakış açılarını tanımlıyor.

Le Corbusier ise benim için zamanın duruşunu değiştiren bir mimar, sık sık dönüp eserlerini inceliyorum ve her seferinde içinde bulunduğu dönemin dışından geldiğini düşünüyorum.

Mimaride de olduğu gibi senin için de ışık, form ve denge çok önemli. Bir koleksiyonu ya da bir deseni yaratırken en çok nelerden ilham alıyorsun?

Işık, form, denge hem desen için, hem de bedeni saracak bir obje olarak çok önemsediğim konular. Temel yaratım hedefim, giyildiği zaman iyi hissettirecek kıyafetler yapmak. Bunun için ışığa, gölgeye ve muazzam forma ihtiyacım var.

Son olarak İstanbul’da en sevdiğin yapıları soracağım? Mesela bir binanın eski bir art nouveau balkonuna bakıp bir elbisenin yakasını hayal ettiğin oldu mu hiç?

İstanbul’da sevdiğim yapılar biraz geleneksel; Ayasofya örneğin, mimari muazzamlığı, şehrin siluetine renkli katkısı muazzam. Yıllar önce yaptığımız bir çekimde pleksiglas bolerolarla Sultanahmet’te bir çekim yapmıştık örneğin. Geleneksel kubbe formu benim için muazzam modernlikte. Tamer Yilmaz - Serenay Sarıkaya cekimi örneğin. Hatta bu pleksiglas seri New York MoMA’da Amfar 25. yıl davetinde de bir defileyle tanıtılmıştı.

Ayrıca Beyoğlu’nda Botter Apartmanı, halen restore edilmeyi bekler. Haliyle amaçsızca ilham vermeye devam ediyor. Gaudí ve Casa Batlló da art nouveau’nun en önemli örneklerinden. Benim de 2012 yaz koleksiyonumun çıkış noktasıdır. 

Röportaj: Melis Ağazat

#mimari #moda #Arzu Kaprol #Melis Agazat


Sayfanın Başına Dön