Darzanà: İKİ TERSANE BİR VASITA

"Venedik ve İstanbul'un unutulmuş hikayelerini anlatacak bir tekne inşa edeceğiz…" Bu cümle, 28 Mayıs - 27 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek Venedik Bienali 15. Uluslararası Mimarlık Sergisi Türkiye Pavyonu'nda Darzanà başlıklı proje ile yer alan Feride Çiçekoğlu, Mehmet Kütükçüoğlu ve Ertuğ Uçar'a ait. Bu üç isimden oluşan küratöryal ekibin yanı sıra Hüner Aldemir, Caner Bilgin, Hande Ciğerli, Gökçen Erkılıç, Nazlı Tümerdem ve Yiğit Yalgın'dan oluşan proje ekibi ile Cemal Emden ve Namık Erkal'ın katılımıyla 26 Mayıs Perşembe günü açılışı gerçekleşen serginin mekanı ise Arsenale'deki Sale d'Armi binası…

İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı (İKSV) koordinatörlüğünde, Schüco Türkiye ve VitrA eş sponsorluğunda gerçekleştirilen "Darzanà: İki Tersane Bir Vasıta", Venedik ve İstanbul'un unutulmuş işlevlerinden biri olan gemi inşasını gün yüzüne çıkarmayı hedefleyen bir proje.

Darzanà: İki Tersane Bir Vasıta
 

Darzanà, köken olarak Türkçe'deki tersane ve İtalyanca'daki arsenale kelimelerinin Venedik lehçesindeki karşılığı olmakla birlikte, 11. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasında Akdeniz'de denizciler, seyyahlar, tüccarlar gibi aynı dili konuşmadıkları halde birbirleriyle anlaşması gereken insanlar arasında kullanılan melez bir dil olan Lingua Franca'ya da referans vermekte. Bu durumu, benzer şekilde ortak bir mimari dilden söz etmek adına "Architectura Franca" olarak tanımlamak da mümkün.

Darzanà projesi için Haliç kıyılarındaki tersane yapılarının içinde terk edilmiş bir gözde, atık malzemelerden Baştarda adında son bir tekne inşa edildi. Baştarda, Türkiye Pavyonu için Mayıs ayında tekrar inşa edildiği Sale d'Armi'ye ise Nisan ayında gönderildi.

Darzanà, İstanbul ve Venedik'teki tersaneleri bir tekne ile birbirine bağlayarak Venedik Bienali 2016 Kasım'ında sona erdiğinde İstanbul'a geri gelecek ve ortak hafızaya dair hikayeler anlatmak üzere serüvenine devam edecek.