Kara ve Deniz Sınırında

Kara ve denizin sınırında konuşlanan Harpa Konser Salonu, dingin Reykjavik peyzajında radyant ve heykelimsi bir obje olarak ön plana çıkıyor. Hem gökyüzü hem de limanı yansıtan, 28.000 metrekareye yayılan yapı, Reykjavik’in dağ ve deniz manzarasının izlenebileceği kent için stratejik bir noktada.

Işık ve şeffaflık; Harpa’nın tasarım ilkeleri olarak benimsenmiş. Kristal görünümündeki strüktür, cephesindeki geometrik yüzeylerden gün ışığını alıp kırarak farklı renklerde, yapı-kent ve çevresindeki peyzajla bir diyalog kuruyor.

Harpa’nın cephesi Danimarka ve İzlandalı sanatçı Olafur Eliasson’un eseri. Cam ve çelik strüktürler kullanılarak tasarlanan cephe, 12 kenarlı geometrik modüllerden oluşuyor. Bu geometrik modüller, iç mekanda tavanda da kendini yineliyor ve cephe-tavan arasındaki sınırı ortadan kaldırıyor. Binaya girdiğinizde size geniş bir avlu ve fuaye alanı bekliyor. Harpa’nın idari ofisleri ve sahne arkası, deneme, soyunma odası gibi alanları yapının arka tarafında yer alıyor. Harpa’nın kuzey-güney cephesi kamusal geçişe ve kullanıma açık. Limandan deniz kenarına geçmek, kent içerisinde farklı bir deneyime dönüşüyor.