LEGO'NUN MİMARİYE VARAN GELİŞİMİ
LEGO'NUN MİMARİYE VARAN GELİŞİMİ
LEGO'NUN MİMARİYE VARAN GELİŞİMİ
LEGO'NUN MİMARİYE VARAN GELİŞİMİ
LEGO'NUN MİMARİYE VARAN GELİŞİMİ
LEGO'NUN MİMARİYE VARAN GELİŞİMİ

LEGO'NUN MİMARİYE VARAN GELİŞİMİ

TASARIM   18.09.2020

Birden çok neslin oyun ve oyuncak denildiğinde ilk akla gelenlerden biri olan LEGO, aslında bir markanın ismi olmakla birlikte, bu isim oyuncağın kendisiyle de özdeşleşmiş durumda. Son yıllarda eklenen yeni serilerle ve LEGO ürünleri kullanılarak yaratılan filmlerle birlikte ilgi artıyor. Geniş bir yaş aralığında insanın oynamaktan zevk aldığı LEGO’nun küçük yaştan itibaren el becerilerini geliştirdiği ve yaratıcı düşünme, sorun çözme gibi alanlarda da faydalı olduğu biliniyor.

The Lego Group’un hikayesi, 1932 yılında Danimarka’da, bir marangozun atölyesinde başlar. Ole Kirk Christiansen’un ahşap oyuncaklar yaptığı firmasının adı, Danimarka dilinde ‘play well’ anlamında gelen ‘leg godt’ kelimlelerinin birleşiminden oluşan, ‘Lego’dur. Bu isim anlamıyla birlikte markanın en başından beri yapmak istediği şeyi de yansıtıyor aslında.

Hikayesi araba, uçak, yoyo gibi ahşap oyuncaklar üreterek başlayan Lego Group’a 1947’de ilk plastik enjeksiyon kaplama makinesinin gelmesinin ardından plastik deneyler yapılmaya başlanır. Ve ardından plastik parçaların üretimine geçilir. O yıllarda İngiliz bir üreticinin LEGO’ya sunduğu plastik küpler yeniden tasarlanır. 1949’da markanın ilk bina seti olan ‘Automatic Binding Bricks’in piyasaya sürülmesi, marka için önemli bir milattır. Sonraki yıllarda tuğlalar arasında doğru kavrama gücünü sağlamanın bir yolu aranır. 1950’lerin ortalarında içi boş olan tuğla parçalarının mümkün olan en iyi kavrama gücünü yakalamaları için yoğun araştırma ve çalışmalar yürütülür.

LEGO şehri doğuyor

1950lerde, yüksek miktarda yapım olanaklarına ulaşılmasıyla birlikte  ürün portföyü şehir temalı ürünler içermeye başlar. Bu aslında o yıllarda savaş sonrası kentlerin yeniden yapılaşma ruhu ile paralel bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir.  Bir taraftan da o yılların ekonomik büyümesi Danimarka’da araba sayısında artışa neden olur. Dolayısıyla LEGO şehir planıyla birlikte çocukların, bina ve arabaları bir araya getirerek oyun olarak kentsel ortamı oluşturmaya başlaması mümkün olur.

Temalı oyunlara geçiş

1960'lar ve 1970'ler boyunca süren kentleşme odağı, ‘70lerin sonunda LEGO City olarak bildiğimiz klasik temanın yaratılmasıyla sonuçlanır. Bu yıllarda piyasaya sürülen ürünlerin çoğu kentsel temaya sahipken, 1978’de torun Kjeld Kirk Kristiansen, "Sistem içindeki Sistem" adlı yeni bir iş modeli tanıtır. Bu modelle birlikte Lego Group ürünleri farklılaşır ve ilk kez bugün bildiğimiz oyun temaları ortaya çıkar. Bu temaların ilklerinden biri Legoland kasabasıdır. ‘55’teki şehir planından esinlenen kasabada, plakalar üzerine basılmış yollar, dikmeler gibi yenilikler vardır ve bu şekilde gerçek bir LEGO kent inşası mümkün kılınır. Sonraki yıllarda polis ve itfaiye istasyonları sisteme eklenir, havaalanı, sahil güvenlik, liman pek çok alt tema ortaya çıkar. Artık 2000lere gelindiğinde kasaba şehre dönüşmüş ve LEGO City oluşmuştur. 

Nihayet, LEGO Mimarlık serisi

LEGO Architecture serisi, Chicago'da mimar Adam Reed Tucker’ın, gökdelen binalarının karmaşıklığını iletme sorunu üzerinde çalışırken, LEGO parçalarını kullanmasıyla ortaya çıkar aslında. Bu şekilde New York'un Empire State Binası'nın ve diğer gökdelenlerin büyük modellerini yaparak, markanın dikkatini çeken Tucker, 2006’da LEGO parçalarıyla önemli binaların modellerini yaratmaya başlar. Bu sayede küçük gerçek bina modelleri üretme potansiyelini gören Lego Group tasarımcılarının Tucker ile birlikte çalışmaya başlamasıyla ortaya çıkan modeller LEGO Architecture serisinin başlangıcını işaret eder.

LEGO Architecture, markanın mimari odağa sahip ilk ürünü değildir. 1960'ların başında modern model yapımı için daha geniş perspektifler açmaya odaklanan, inşaatla ilgilenen çocukları ve yetişkinleri hedefleyen, yeni elemanların, saplama ve boruların olduğu Ölçekli Model / Scaled Model serisi başlamıştır.

Bugün, LEGO Architecture serisi, Architecture, Landmark ve Skyline koleksiyonları altında toplanan 40'tan fazla model içeriyor ve uluslararası mimarlık camiasında önemli yeri olan yapılara odaklanıyor. Landmark serisi, Eyfel Kulesi, Pisa Kulesi gibi ikonik simge yapıların modellerini oluşturma fırsatı verirken, mimarlık serisinin son üyesi olan Skyline Koleksiyonu Londra, Paris, San Francisco ve Şanghay gibi şehirlerin minyatür silüetlerini sunuyor. Mimarlık serisinde Mies van der Rohe’nin meşhur Farnsworth House’u gibi özel tasarımlar da yer alıyor. Mimarlık serisinin ortaya çıkmasını sağlayan ve erken dönem konsept modellerinin çoğunun yaratılmasında etkili olan Adam Reed Tucker yola çıkışını, "Sadece bir kutu tuğla satmak değil, bir hikaye anlatmak istedim." şeklinde ifade ediyor.

#oyun #oyuncak #Lego #The Lego Group #LEGO Architecture


Sayfanın Başına Dön