LEE BROOM’UN BRÜTALIST-MODERNIST TAVRI

Maison&Objet, 2023 Ocak ayı edisyonu ‘’Take Care’’ teması etrafında şekillendi. Bu bağlamda çeşitli tasarımcılar, markalar, mimarlar ve sanatçılar yarattıkları tasarımları sergilediler.

‘’Divine Inspiration’’ sergisi ile geniş kitlelere ulaşan multidisipliner tasarımcı Lee Broom ile ‘’British Capsule’’ oluşumu, tasarım yaklaşımı ve tasarım süreçleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Öncelikle Maison&Objet ‘’British Capsule’’ kapsamındaki serginiz için tebrikler. M&O sergisinin konferans alanında, kariyerinize tiyatro eğitimiyle başladığınızı ardından moda tasarımıyla devam ettiğinizi ve geçmiş deneyimlerinizin sizi ürün tasarımına nasıl teşvik ettiğini anlattığınız konuşmanızı dinleme şansımız oldu. Sizi bir ürün tasarımcısı olarak, tiyatro ve moda tasarımı geçmişinizin nasıl etkiliyor?

Kariyerim boyunca farklı yaratıcı endüstrilerde çalışmanın mutluluğunu yaşadım. Tiyatro ve moda alanındaki deneyimlerim, bu süre zarfında öğrendiklerim tasarım kariyerimi hala etkilemeye devam ediyor. 17 yaşıma kadar profesyonel oyuncu olarak eğitim aldım. Bu durum, sergilerimizin her zaman teatral bir unsurla desteklenmesini sağlıyor. İlgi çekici, akılda kalıcı ve sürükleyici bir deneyim yaratmayı seviyorum; ziyaretçilerin, bir performans gösterisini veya bir sanat eserini izlerken yaşadığı duygusal deneyimi, sergilerime geldiklerinde de yaşadıklarını görmek beni motive ediyor. Artık moda sektöründe olmasam da moda konusundaki tutkum hala devam ediyor. Moda, iç mekan tasarımına göre çok daha hızlı gelişiyor ve moda tasarımcıları, markalarının gelişimini sürdürmek için olabildiğince deneyim yaratmaya yöneliyor. Bu durum, moda sektöründeki deneyimimden çıkardığım ve tasarım yaklaşımıma uyguladığım bir değer.

Gözlemlediğimiz kadarıyla tasarım diliniz, basit geometrik formları alıp bunları kendi stiliniz ve renk kullanımınızla yeniden ifade etmek üzerine kurulu. Tasarım süreciniz nasıl ilerliyor?

Sürekli eskiz yapıyorum dolayısıyla sürekli bir tasarım fikri akışı oluşuyor. Bir koleksiyon oluştururken, öncelikle o koleksiyona dair öğeleri derliyorum. Ardından belli bir tema ya da temel ilgi alanım etrafında yeni parçalar ekliyorum. Ortaya çıkardığım sonucu, ürün geliştirme ekibime sunuyorum ve birlikte ürün geliştirme sürecine başlıyoruz. Bu süreç yaklaşık 2 yıl oluyor; meşakkatli fakat bir o kadar da motive eden bir süreç.

2022 yılında Milano Tasarım Haftası’nda, ibadethanelerden esinlenerek yarattığınız altı farklı ruhani aydınlatma ürününden oluşan 'Divine Inspiration’ koleksiyonunu sergilediniz. Oldukça teatral, ziyaretçileri deneyimsel bir yolculuğa çıkaran bir sergi tasarımıydı. Yarattığınız bu enstalasyon için ana motivasyonunuz neydi? ‘Divine Inspiration’ koleksiyonundaki her bir parçanın, böylesine görkemli bir mimari ölçeğe entegre edilmesini nasıl kurguladınız?

‘Divine Ispiration’, brütalist mimariye olan ilgimle başladı. Brütalist mimari üzerine yaptığım araştırmada etkilendiğim yapıların çoğunun katedral ya da kilise olduğunu gördüm. Yaptığım bu araştırma beni, ibadethanelerin mimari ve iç mimari tasarım dilini keşfetmeye yönlendirdi.

Bu konuya olan ilgim, yapıların kendilerine ve bu bağlamda geliştirilen eserlere yönelikti. Işığın, dinde çok önemli bir yeri olduğunu göz önünde bulundurarak, aydınlatma üzerine çalışmaya başladım. Sergi tasarımı ve ziyaretçinin sergideki deneyimiyle, bir ibadethaneye girildiğinde oluşan duyguyu yaratmayı hedefledim.

‘Divine Inspiration’ koleksiyonunun sergi tasarımını bir sanat galerisinde gerçekleştirdim. Sergiye gelen tüm ziyaretçiler, mekanın bir kilise olduğunu düşündü. Bu da yaratmak istediğim deneyime destek olan bir yanılsamaydı.

Maison&Objet'de 'Divine Inspiration' koleksiyonunun bazı parçalarını ev ölçeğinde gördük. Bu serginin ana fikri neydi? Günümüzün iç mekanları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Maison&Objet’nin bu yılki teması ‘Take Care’. Bundan yola çıkarak  ‘Divine Inspiration’ koleksiyonundaki ‘Vesper’ ve ‘Hail’ isimli ürünleri, ‘Musico’ masa ve sandalyelerinin de bulunduğu temel ürünlerimizle birlikte sergileyerek ev atmosferinin konforunu yansıtmak istedim. Vesper ve Hail bu bağlamda koleksiyona maneviyat ve mistisizm duygularını kattı.

Tasarımlarımı sıra dışı olmaktan çıkarıp, sıradan durumlara entegre etme sürecini seviyorum; ürünlerim farklı bağlamlarda, farklı amaçlarla kullanılabiliyorlar.

İlk resimli monografınız Rizzoli tarafından yayımlandı. Ürün tasarımından enstalasyonlara ve sergilere kadar çeşitlilik gösteren çalışmalarınızdan bir seçkiyi kitap formatında bir araya getirme deneyiminizden bahsedebilir misiniz?

Bu kitabı derlerken kariyer geçmişime dönmek heyecan vericiydi. Kitabın, Lee Broom markasının 15. yılını kutlamak için harika bir yol olduğunu düşündüm. Geçmişten bugüne kadar gerçekleştirdiğim çalışmaları gözden geçirmek ve bu süreçteki gelişimi kitap ile desteklemek benim için çok değerliydi. Ben, genellikle bugüne ya da gelecekteki projelere odaklanıyorum, o sebeple moda tasarımı üzerinden tasarım yaklaşımımdaki yolculuğu ve evrimi paylaşabilmek heyecan vericiydi.

Bize gelecekteki planlarınızdan bahsedebilir misiniz?

Şu an 2024 için yeni ürünler tasarlıyorum, aynı zamanda önümüzdeki yıl içinde heyecan verici işbirliklerimiz olacak. Farklı markalarla işbirliği yapmayı seviyorum; Lee Broom markası altında birbirinden çok farklı tasarımlar yapma imkanı sağlıyor. Heyecan verici bir yıl olacak.