YENİ DESTİNASYON NOKTALARI OLAN HAVAALANI TERMİNALLERİ

Seyahat deneyiminin başladığı nokta olan havaalanı terminalleri, günümüzde ‘misafir’ deneyimine odaklanarak görsel ve dokunsal olarak farklı etkileşimler sunuyor.

Terminal yapılarının, diğer bina tipolojilerinden ayrışan en belirgin özelliklerinden biri içerideki kullanıcı akışı ve bu kullanıcı akışının getirdiği sistemler. Bu sistemlerin tasarımında terminallerde geçirilen zaman kalitesi önemli bir veri olarak ele alınıyor. Bu da, havaalanı terminallerini, sadece bir yere ulaşmak için uğranan bir transit alanından, içinde vakit geçirilmek istenilen destinasyon merkezlerine dönüştürüyor.

Yeni terminal yapıları, yarattığı karbon emisyonlarını minimize etmeye odaklanarak doğal ışık gibi yenilenebilir enerji kullanımını arttırmayı hedefliyor. Hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ‘misafir’ deneyimine odaklanan terminal yapıları, görsel ve dokunsal olarak farklı etkileşimler sunuyor.

Sizler için çağdaş tasarımlarıyla dikkat çeken havaalanı terminal tasarımlarından bir seçki derledik.

New York’ta 850.000 metrekarelik bir alanda konumlanan LaQuardia Havalimanı B Terminali Geliş ve Gidiş Salonu, HOK mimarlık ofisinin imzasını taşıyor. New York’un mimarisine ve özgünlüğüne atıfta bulunan yapı, yolcu deneyimini de yeniden gözden geçirerek, uyarlanabilir ve kişiselleştirilebilir bir mekan ortaya çıkarıyor. Terminalin sunduğu yolcu hizmetleri, yiyecek, içecek ve perakende satışlarıyla birlikte dinamik bir kamusal sanat programı ile destekleniyor. Doğrusal ve yalın bir forma sahip olan yapı, sergilenen sanat eserleriyle iç mekanda dengeli bir uyum yaratıyor. Yolcular terminale geldiklerinde sanatı farklı bir bağlamda farklı bir duyguyla deneyimliyor.

CallisonRTKL mimarlık ofisinin Guadalajara’daki havaalanı için tasarladığı terminal binası, bölgenin kurak ikliminden, dağlarından ve yerel agave bitkilerinden ilham alıyor. İlhamını ahşap detaylara, bitkilere ve yeşil duvarlara yansıtıyor. Doğa unsurlarının entegre edildiği terminal, ziyaretçilere akıcı, ulaşılabilir ve rahat bir deneyim sunuyor. Delikli ahşap tavan, güneş ışığını filtreliyor. Masif beyaz sütunlar, yapının üç katına yayılarak mekanı desteklerken; gri mozaik zeminler, cam cepheler ve iç mekan bitkileriyle tasarım tamamlanıyor. Tasarımın ilham aldığı bir diğer unsur ise Meksika Kartalı’nın yaptığı uçuş. Ülke bayrağında da tasvir edilen kartalın uçuşundan esinlenen tasarım, açık plan düzeni ile mekanda geniş görüşler sağlıyor. CallisonRTKL, tipik bir terminal yılda 30.188 mt karbondioksit salarken, tasarladıkları yeni terminalin 2.814 mt salacağını belirtiyor. Yapının yarattığı emisyonları dengelemek için güneş panelleri, doğal ışık, doğal havalandırma ve gölgeleme gibi doğal enerji kaynakları kullanılıyor.

İstanbul Yeni Havalimanı Terminal 1 işbirlikçilerinden de olan; Nordic Mimarlık Ofisi, Grimshaw, Haptic Architects ve STUP Consultants, Hindistan’daki Delhi Noida Uluslararası Havalimanı için düzenlenen karbon nötr terminal tasarım yarışmasında kazanan projeye imza attı. Hindistan’ın en yeşil havalimanı olma hedefiyle tasarlanan terminalin ön avlusunda yeşil alanlar planlanırken, iç mekanda doğal ışık ve havalandırma için peyzaj tasarımı geliştiriliyor. Bölgenin kültürel ve coğrafi değerlerinin göz önünde bulundurulduğu tasarım, modern, yenilikçi ve sürdürülebilir bir mekan yaratıyor. Proje ile net sıfır karbon ve LEED Gold standardı sertifikasını almayı hedefleniyor.

Katar’da konumlanan Hamad Havalimanı Terminali, HOK mimarlık ofisinin imzasını taşıyor. Bölgenin kültürel mirasından ve doğasından ilham alarak tasarlanan terminal, ziyaretçilere zengin bir deneyim sunuyor. Yapının dramatik, kıvrımlı silüeti, Katar’ın dünyaya açılan kapısını yansıtmak üzere okyanus dalgaları ve kum tepelerinden esinleniyor. Cam cepheler, ziyaretçiler için geniş bir görüş açışı sağlıyor. Ahşap dalgalı çatı, metal ve cam yüzeylerle yarattığı kontrast görsel bir zenginlik oluşturuyor. İç mekandaki yalın tasarım dili, yolculara terminal içindeki hareket ve mekansal işlev ile ilgili yönlendirme sağlıyor. İnşa sürecinde uzun ömürlü, sürdürülebilir, yerel malzeme kullanımına dikkat ediliyor.

Zaha Hadid Architects ve ADP Ingenierie işbirliğinde geliştirilen Daxing havalimanı Pekin’de konumlanıyor. Geleneksel Çin mimarisinden ilhamla tasarlanan yapı, avlu etrafında birbirine bağlı mekan kurgusuyla yolcular ve transfer alanları arasında esnek bir hareket sağlıyor. Yapının kubbeli çatısı altındaki akışkan strüktür, çatı için taşıyıcı işlevi görüyor. Doğal ışık yapı boyunca yönlendirici bir örüntü oluşturuyor ve yolcuları merkez avluya yönlendiriyor. Mekan içerisindeki geniş açıklıklar kamusal alanlar oluştururken, alternatif kullanımlara olanak tanıyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını ön planda tutan terminal, fotovoltaik güç üniteleri, ısı pompası, yağmur suyu depolama alanı, ısı adası gibi sistemlerle sürdürülebilir bir yaklaşım benimsiyor.