DENİZ ÜSTÜNDE SEYİR İÇİN ÇEVRECİ TASARIMLAR
DENİZ ÜSTÜNDE SEYİR İÇİN ÇEVRECİ TASARIMLAR
DENİZ ÜSTÜNDE SEYİR İÇİN ÇEVRECİ TASARIMLAR
DENİZ ÜSTÜNDE SEYİR İÇİN ÇEVRECİ TASARIMLAR
DENİZ ÜSTÜNDE SEYİR İÇİN ÇEVRECİ TASARIMLAR
DENİZ ÜSTÜNDE SEYİR İÇİN ÇEVRECİ TASARIMLAR

DENİZ ÜSTÜNDE SEYİR İÇİN ÇEVRECİ TASARIMLAR

İNOVASYON   28.06.2020

“Yeni normal” olarak adlandırılan süreç, seyahat alışkanlıklarımıza, günlük hayatta kullandığımız nesnelere, ev ve iş yaşantısındaki çeşitli pratiklere kadar pek çok konuda bireysel ve kitlesel değişimlere sebep oldu. Bu değişimlerden en fazla etkilenen endüstrilerin ulaşım ve turizm olması beklenen bir durumdu. İnsanların seyahat tercihleri ve ulaşım tercihleri kadar, tatil ve eğlence alışkanlıkları da değişiyor, değişmek durumda kalıyor.

Bu koşullarda tekne yaşantısı, tıpkı kırsal alan gibi, kimilerinin yakın gelecek tercihleri arasında ön plana çıkmaya başladı. Daha korunaklı, izole olma hali, aynı zamanda hareket anlamında sağladığı avantaj, belirli bir süre için, hatta belki sürekli bir tekne yaşantısını cazip kılabiliyor.

Tekne ve yat tasarımı, tasarımcılar için çekici bir alan. Bir yandan form itibariyle ve teknik zorunluluklar dikkate alındığında kısıtlayıcı tarafları çok gibi görünmekle birlikte, kısıtlı alanın kullanımıyla ilgili akılcı çözümler üretme, teknik ve ekonomik olarak fark yaratma ve bu yaşam alanını olabildiğince keyifli bir hale getirme çabası bu düzlemi tasarımcılar için enteresan bir oyun alanı haline getiriyor.

Tekne ve yat tasarımı dendiğinde son yıllara kadar akla belirgin formlar ve iç mekan tasarımları geliyordu. Ancak son zamanlarda değişen ihtiyaçlarla birlikte önceliklerle ve elbette teknolojinin de etkisiyle bu değişmeye başladı. Fütüristik araba tasarımlarının bu anlamda deniz üstündeki dünyaya ilham verdiği söylenebilir. Son dönemde tasarlanan yatlar, otomotiv tasarımından, özellikle de hiper araçlardan büyük ölçüde etkileniyor. Geleceğin arabalarının etkisiyle sportifleşen yat formlarında, yine de özellikle de iç mekan tasarımlarında ve tercih edilen malzemelerde şıklık en üst seviyede kalmayı sürdürüyor.

Gelişen bu yenilikçi formlarla birlikte, halen lüks tüketim dünyasının bir parçası sayılan yatlar için daha belirgin bir “lüks” çizgisi yaratılıyor. Diğer yandan, tasarımın başka alanlarında olduğu gibi, yenilikçiliğin yanı sıra minimalist ve verimli bir yaklaşım ortaya koymaya çalışan ve hatta çevre sorunlarını dikkate alarak farklılaşmaya çalışan projeler de var.  Otomotiv tasarım stüdyosu Icona Design Group tarafından geçtiğimiz aylarda tanıtılan yeni elektrikli katamaran modeli Fibonacci, sunduğu elektrikli ve otonom çalışma özelliğiyle yeni ve çevreci bir yelken deneyimi sunmayı hedefliyor. Güneş panelleriyle kaplı katamaran, her biri 340 kWh olan ayrı lityum iyon pillerle çalışan iki adet 200 kW (272 hp) elektrik motoruna sahip. Piller en az 12 saatlik seyir ve 12 saatlik sabit süre sunuyor. Tasarımcılar ayrıca pillerin şarjı için çözüm olarak endüksiyon sistemi devreye sokmuşlar.

Denizin üzerinde seyir için çevreci bir öneri geliştirmeyi hedefleyen diğer bir proje de, İsveçli marka X Shore tarafında, emisyon içermeyen bir deniz seyahati için tasarlanan elektrikli bot konsepti. Tüketici pazarını hedefleyen ilk elektrikli tekne üreticilerinden biri olan X Shore’ un projesiyle, motor gürültüsü, duman ve karbon emisyonu olmayan bir seyir mümkün görünüyor. Markanın iddiasına göre sessiz çalışması ve dizel motor dumanının olmayışı, doğa ile daha derin bir bağlantıya imkan veriyor. X Shore ilk tekne modeli Eelex 6500'ü bu yılın başlarında piyasaya sürdü ve bu ay İngiltere sularında tüm zamanların en yüksek profilli sıfır emisyonlu deniz yolculuklarından birinde sürdü.

#tekne #yat tasarımı #deniz #yeni normal #lüks #Fibonacci #Eelex 6500


Sayfanın Başına Dön