AHMET TERCAN

Türkiye'de denizle, nehirle, gölle yani su öğesiyle iyi etkileşim kuran kentler var mı?

Denizle etkileşim aslında bir kalite meselesi. Türkiye'de kıyısı olan pek çok kent var, hepsi bir şekilde iletişim kuruyor. İstanbul bu kentler içinde özel bir yere sahip çünkü İstanbul'un kıyıyla kurduğu ilişki çeşitlilik içeriyor. Mesela hem Haliç hem de Boğaz var. Sırf bu bile İstanbul'u Çanakkale'den ayırıyor. Çanakkale'nin de Boğaz'ı var ancak Haliç gibi bir potansiyele sahip olmadığı için İstanbul gibi olamıyor. Bu açıdan İstanbul özel bir kent.

Peki bunu başarmanın nedeni sizce kent kültüründen mi, yerel yönetim anlayışından mı ya da kentsel tasarım düşünce ve uygulamalarının hayata geçmesinden mi kaynaklanıyor?

İyi sürdürülen her türlü olgunun arkasında bir hakikat, bir hikaye vardır. Bir kere bunu söylemek lazım. Dolayısıyla bu iyi ilişki dediğimiz oluşum bir geçmişe, tarihe dolayısıyla kültürel kökleri olan bir hikayeye bağlıdır. Ancak bu şekilde iyi bir ilişki sürdürebilirsiniz. Siz bunu planlayarak, tasarlayarak yapsanız uzun sürdüremezsiniz. Çünkü bu tür ilişkiler zaman içinde küçük küçük katkılarla oluşur. Bunu bir defada planlamak, hayata geçirmek mümkün değildir. Planlama ancak iyileşmenin önünde duran birtakım engelleri ortadan kaldırmak olabilir, ondan sonrasını zaten kentin kendisine bırakmalısınız.