CEM ERCİYES
CEM ERCİYES

CEM ERCİYES

VitrA'dan Haberler   22.05.2017

Konya, Selçuklu mirasında kurduğu müzeler ve mevcut koleksiyonları doğrultusunda nasıl bir yönetimle, nasıl hayallerle yenilerini düşleyebilir?

 

Yeni müzecilik üzerine düşündüğümüzde, insanlara, topluma, yaşayanlara, kent sakinlerine yönelik bakış açısının olması öncelikli bir konu. Müzeleri kuruyor, üstelik güzel binalar da yapıyor, üzerlerine güzel tabelalar asıyoruz. Ve içinde hakikaten güzel koleksiyonlar da oluyor. Ancak müze, bir kere gezilip sonra bir daha hiç uğranılmayan bir yer olmamalı. Dolayısıyla bu konuya bakarken "Konya'daki yaşam neye ihtiyaç duyuyor, insanlar nasıl kamusal alanlara ihtiyaç duyuyor" gibi durumların sorgulanması gerekiyor. Dolayısıyla Konya'da yeni müzecilik için arayışa giren biri; yeni kamusal alanlar yaratmak, mevcut müzeleri daha yaşayan, insanların daha bir arada olabildikleri, sık sık gidip gelebildikleri, hayatlarının içine katabildikleri yerler üzerinden düşünmeye başlamalı. Böyle olmayan müzeleri bu şekilde çevirmek, yeni kurulacak müzelerin kapısını buna aralamak bence önemli bir başlangıç olabilir.

 

Konya gibi kültürel birikimi zengin kadim kentler, kendilerini nasıl ve nerelerde ifade etmeliler?

 

Bir kentin, kendi simgesini oluşturması gerçekten önemli. Ben Konya'yı çok iyi tanıyan birisi değilim, burada çok bulunmadım. Ama Konya'yı düşündüğüm zaman aklıma ilk olarak Mevlana geliyor. Konya bu değeri çok iyi taşıyan ve ağırlayan bir kent. Ancak bunun dışında da bir dizi zenginliği var. Bir kere, ezbere bildiklerimiz var. Mesela bize çocukluğumuzda, Konya Ovası Türkiye'nin tahıl ambarı olarak öğretilirdi. Evet bugün Konya bir tahıl ambarı değil; ara sanayinin de, ticaretin de olduğu bir kent. Buradan yola çıkarsak geniş anlamda bir tarım müzesi aklıma geliyor.

 

Öte yandan, Konya'nın Çatalhöyük'e ne kadar sahip çıktığı tartışılır. Yıllar önce gazeteci olarak Çatalhöyük'ü ziyaret ettiğimde, Çatalhöyük'ün Konya’da olduğunu fark etmiştim. Oysa Çatalhöyük, Konya için evrensel bir değer. Konya, bunu daha çok sahiplense ve kimliğinin bir parçası haline getirse, önemli bir çıkış yakalar. Çatalhöyük için gelenler Mevlana'yı, Mevlana için gelenler de Çatalhöyük'ü ziyaret etmiyor. Bu durum Selçuklu mirası için de geçerli. Günümüze Selçuklu'dan, Selçuklu'yu simgeleyecek kadar çok eser kalmamış. Selçuklu'yu daha fazla yaşatacak, insanları Selçuklu hakkında bilgilendirecek seminerler, uluslararası etkinlikler, sempozyumlar yapılıyor olsa da; daha fazla duyurulabilir. Selçuklu'yu çok iyi anlatan iddialı bir müze kurulabilir. Belki de bütün bunlar, belirli birkaç alanda güçlü örnekler yaratmak için iyi çareler olabilir. Diyelim ki 3 alan: Tarım, Selçuklu ve Çatalhöyük. Bu alanlarda; müzecilik, kültürel atılımların yanı sıra Konya'da yaşayan insanların hayatlarına etki edecek çok büyük projeler hayata geçirilebilir.

#VitrA ile Kentin Hayalleri #Konya #Cem Erciyes #VitrA


Sayfanın Başına Dön