DOSYA KONUSU III: NASIL BİR YAŞAM ALANI?
DOSYA KONUSU III: NASIL BİR YAŞAM ALANI?

DOSYA KONUSU III: NASIL BİR YAŞAM ALANI?

DOSYA KONUSU   28.07.2021

Konut, ev, çeşitli yaşam alanı formları diğer pek çok ihtiyaç gibi içinde bulunduğumuz koşullara, farkına vardığımız ve aciliyet gerektiren sorunlara, yenilenen alışkanlıklara, bireysel beklenti ve gereksinimlerimize göre zaman içinde farklılaşıyor. Mesela şimdilerin konforu ‘hareketlilik’. Elbette zorunlu göç koşulları, bahsi geçen bu başlıkların ötesinde, sosyal, ekonomik, siyasi, bilimsel ve insani olarak çok daha kapsamlı bir mesele olduğundan, burada daha ziyade, şekillenen bireysel tercihlerin yönelttiği bir ‘hareketlilik’ arzusundan bahsediyoruz.

Bulunduğun yerden her an ya da en azından kolayca başka bir yere gidebilme ve yaşamını oraya taşıyabilme becerisi, dünyanın en önemli meseleleri arasındaki kaynak kıtlığı, üretim bilinci ve tüketim sorumluluğu başlıklarıyla birleştiğinde, birçoğumuz için yeni olmayan ancak gittikçe çoğalan bir takım alternatif yaşam alanı formlarına doğru bizi yönlendirmeye başladı. Yüzer evler, deniz üzerinde bir hayat, 12 ay yaşanabilir tekneler, konteynır-evler, çadır hayatı, karavan ilk akla gelen örneklerden ve en hızlı göze çarpanlardan bazıları… Ancak bu potansiyelin önümüzdeki yıllarda daha hızlı yaygınlaşacağına ve yeni öneriler tasarlanacağına kesin gözüyle bakmak yanlış olmaz. Bu, tasarımcılar ve mimarlar için güzel bir çalışma ‘alan’ı olacak gibi görünüyor ki bazıları çoktan projeler geliştirmeye veya üzerinde çalışmaya başladılar bile.

Elbette bu alternatiflerin çeşitliliği ve ölçeği, başta ekonomik imkanlar olmak üzere pek çok kritere göre çeşitlenecektir. Ancak asıl önemli mesele, bunun yine ve yeni bir moda akımı, bir tür trend / eğilim gibi algılanmaması. Doğa, çevre ve dünya ile gerçek anlamda iç içe olma fırsatını görmek, dikte ekmeden öğrenmeye devam edebilmek ve işgal etmeye çalışmadan uyum sağlamak çok önemli…

KONDA Araştırma’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır’ın açıkladığı bazı rakamlar bu bağlamda düşündürücü; İstanbul’da 18 yaş üstü İstanbul doğumluların oranı %28, İstanbul dışından gelenlerin oranı ise %72. Ağırdır yazısında şu ifadelere yer veriyor; “İnsanlar daha iyi bir hayat arzusuyla hareket etmeye devam edecek. BU haraketliliğin ürettiği bir dizi sosyolojik, mekânsal, zihni değişim var…” (Kaynak: Oksijen gazetesi). Ağırdır’ın yazısında yer verdiği rakamların pek çoğu göçmen ve sığınmacı konusu bağlamında bir kapsamda paylaşıldıysa da, insanların hareketliliği ve yakın gelecekte bu hareketliliğin çoğalma potansiyeli ile ilgili de bize bir şeyler söylüyor.

Yüzyıllar boyu insanlar bir yerlere yerleşmek, kök salmak istediler. Şimdi ise, ‘özgürlük’ hareket edebilme kabiliyetinde adeta. Ve nerede daha ‘iyi, ‘uygun’ koşullar varsa, oraya doğru gitmek istiyor(uz). Bu da yaşam alanımızı meydana getiren fiziksel mekânların formlarından, kullandığımız eşyalara kadar pek çok tasarımı etkisi altına alıyor. Bir yandan hafiflediğimizi düşünüyoruz ama yıllarca yerleşik hayatımızdaki bütün ihtiyaçları karşılamaya yönelik üretilen pek çok şey, yerini yeni, pratik, kolay vazgeçilebilir, çoğaltılıp azaltılabilir seçeneklere bırakıyor.

#Konfor #Konut #DosyaKonusu


Sayfanın Başına Dön