HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT
HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT

HAYVANAT BAHÇELER VE DOĞAL HABİTAT

DOSYA KONUSU   27.06.2021

İnsanoğlunun başka türlerle, mikroorganizmalarla, bitkilerle, canlı-cansız varlıklarla bir arada yaşamasının temelinde çoğunlukla müdahaleci bir yaklaşım hâkim. Biz olduğumuz yere kendi ihtiyaç ve arzularımızı gözeterek müdahale etmeye, bulunduğumuz ekosistemi kendimize göre değiştirme ve kontrol etme eğilimindeyiz. Bunun sonuçlarıyla da yüzleşiyoruz… Bu ve bu doğrultudaki pek çok tercihimizi, kararımızı sorguluyoruz artık. Sonrasında alacağınız aksiyonlar bu sorgulamanın samimiyetini ve gezegenin geleceği açısından ne anlama geldiğini gösterecek yakın gelecekte.

Farklı ölçeklerde sorguladığımız planlama, uygulama, üretim, yapı ve inşanın içinde dünyanın belli başlı pek çok kentinde yer alan hayvanat bahçeleri ve akvaryumlar da var, olmalı. Bu mekanların hayvanların yaşam alanı olmaktan ziyade, insanlara güzel bir seyirlik sunmak için tasarladığını düşünebiliriz. Elbette hayvan hakları açısından baktığımızda mevcudiyetlerinden başlayarak, nasıl işlediklerine, ne şartlarda olduklarına, içerideki canlıların koşullarına kadar çok fazla sorgulanacak şey var. Tasarım tarafında ise, ev sahipliği yaptıkları canlıların ne kadar gözetildiği önemli bir soru işareti. Zaten son yıllarda bu alanlar, geçen yüzyıldaki örneklerinden farklı olarak, insanların diğer türleri kendi doğal ortamlarında görebilecekleri bir kurguda yeniden düşünülmeye çalışıyor. Ki bunun bile sorunlu birçok yanı olduğu düşünülebilir.

Son yıllarda geliştirilen bazı ‘safari’ mimarisi örnekleri hayvanlar ve gözlemciler / ziyaretçiler arasında katı ayrımlar oluşturan, çitlerin, kafeslerin bulunduğu, geçmişteki spekülatif hayvanat bahçesi tasarımlarının kurgusundan daha farklı olarak, doğal habitat ve orada yaşayan türler lehine tasarımlar sunma eğilimine doğru gidiyor. Bu, gözlemci ve gözlenen arasındaki ilişkiye dair yeni bir farkındalık oluşmaya başladığının bir işareti.

İsviçre’nin Bern kentindeki ‘Wildlife Observation Pavilion Zoo Berne’, bir yaban hayatı gözlem pavyonu olarak inşa edilmiş. 2013 yılında artan ziyaretçi talebine cevaben Morscher Architekten tarafından yapıya eklenen yeni pavyon, çeşitli seviyelerde bölünmüş bir topoğrafyada, olgun ağaçların ve hayvanların yaşadığı alanın içine konumlanmış durumda ve büyük gözlem pencereleri ile ormana açılıyor. Burada yaşayan kuşları koruma önlemi olarak, büyük pencere camlarına orman resimleri basılarak, yanıltıcı yansımalar önlenmeye çalışılmış. 

2014 yılında tamamlanan Paris Zoological Park ise, dünyanın en eski kafessiz hayvanat bahçesi olan, 1934’te açılan ve bir süre kapalı kaldıktan sonra yeniden tasarlanan Paris Hayvanat Bahçesi’nin yeni tasarım prensibinden referans almış. Bu yaklaşım insanların ve hayvanların aynı mimaride yaşaması gerektiği fikrinden hareket ediyor. Oysa vahşi hayvanların kent yaşamında kurulu alanlardaki yapay yaşamları ayrı bir tartışma konusu. Bernard Tschumi Architects tarafından gerçekleştirilen yapının inşası 3 malzemeye odaklanıyor. Bunlardan biri, bitki örtüsüyle kaplanan ve dolayısıyla karbon azaltımı sağlayan mesh, hayvan barınaklarını korumak için filtre görevi görmesi amaçlanan, ışığı filtreleyen ve ısı kazanımını azaltan çıplak ahşap kirişler ve tropik iklim yaratan cam yüzeyler.

Dünyanın çeşitli noktalarında çok farklı ölçeklerde projeler gerçekleştiren mimarlık ve tasarım stüdyosu BIG tarafından Danimarka’da yer alan Givskud Zoo için yapılan ‘zootopia’ tasarım projesi ise ‘insanlarla hayvanları bir araya getirerek, birleştirerek, daha doğal ve özgür bir fauna yaratma’ iddiasında. Tasarım, hayvan barınaklarının araziye ve çevre düzenlemesine entegre edildiği, Asya, Afrika ve Amerika bölümlerinden meydana geliyor. Hayvanat bahçesi-safari arasında bir tasarım sahip olarak tarif edilen projenin odağında geleneksel hayvanat bahçelerindeki fiziksel ayrımları ve kafesleri ortadan kaldırma ve hayvanların doğal habitatında yollar oluşturma fikri yer alıyor. Elbette bu, alanın ne kadar ‘doğal’ bir habitat olduğu veya olabileceği sorusunu da akla getiriyor.

#ParisZoologicalPark #GivskudZoo


Sayfanın Başına Dön