ESTETİK NOSTALJİ

Bebek Otel. 1950'lerde inşa edildi, fiziksel ve kültürel kimliğini nesilden nesile aktararak Boğaz'ın estetik ruhunu ziyaretçilerine hissettiren bir mekan haline geldi. Bu noktada, zaman içinde yorulan ve yıpranan bir mekandan söz ediyoruz. Mahmut Anlar ve GEO_ID tarafından gerçekleştirilen renovasyon projesiyse bu anlamda naif bir tazelenme süreci. 

"Yaşadığımız çağın hızla değişen dinamikleri, lüks ve keyif kavramlarında farklı algılar ve beklentiler ve oluşturmaya başladı. Bu algıyı otel kimliğine taşıdığımızda, oldukça basit bir cümleyle karşılaşıyoruz: Evdeyim hissi".

Mahmut Anlar ve GEO_ID'e göre, mevcut mimari kurgusu bu kavrama zemin hazırlayan otel, zaten bir anda bambaşka bir kimliğe bürünemezdi. Eşsiz hatıralar barındıran mekana yalnızca zarif bir dokunuş yeterliydi.

"Yepyeni olmak yerine taze bir görüntüyü ve bunun yayayacağı enerjiyi otele taşımak istedik. Oteli, ruhunu ve kimliğini kaybetmeden günümüz dinamiklerine getirmek, hatta aynı zamanda geleceğe de uzanmak en büyük hedefimiz oldu".

Projede, iç mekana karakter kazandıran duvar kaplamalarının korunduğunu, mobilyaların titizlikle elden geçirildiğini görüyoruz. Mevcut kimlikte yeni olan herhangi bir tasarım yokken yeni olması gereken her şey günümüz malzeme ve teknolojisiyle özel üretim. Kısacası, geçmişle yeninin kontrastlığından doğan bir lezzet söz konusu.

"Bebek Otel’in günümüz standartlarına ayak uydurması ve müşterilerin modern estetik beklentilerini karşılamak adına üstlendiğimiz renovasyon projesi; lobi, restoran, yatak odaları ve çatı teras alanlarını içeriyor".

İç mekanda mevcut orijinal parçalara yeni mobilyalar eşlik ediyor, tüm bu detaylar klasik-modern yüzeylerle tamamlanıyor. Duvarlarda kullanılan modüler ayna bölmeleri, dinamik bir mekan tanımı yaparken yerel sanatçılara ait işler duvarları süsleyerek hedeflenen dengeye ulaşmayı sağlıyor. Otelin yıllardır kullanıma kapalı olan çatı katıysa artık, gündüz otel müşterilerine güneşlenme alanı, gece bar olarak hizmet veriyor.