AUTOBAN
AUTOBAN

AUTOBAN

KONUK YAZAR   10.03.2017

Mimar / iç mimar olmaya ne zaman karar verdiniz?

 

Sefer Çağlar: Lise zamanlarıydı; aslında ben karar vermedim, o beni seçti. Her zaman, içinde bulunduğum ortamın beni yansıtmadığını düşünüyor, o yüzden de değiştirmek istiyordum. Ve sonra Mimar Sinan Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü'ne girdim. 

 

Seyhan Özdemir: Aslında ortaokul yıllarında karar verdim. Ne kadar bilinçli bir karardı bilmiyorum ama Sefer'in de dediği gibi bende de yapmakla ilgili müthiş bir ilgi vardı. Şimdi kendi çocuklarımız var, onların yeteneklerini anlamaya çalışıyoruz. Ve zaten kendini bir şekilde belli ediyor; bir şeyleri yapmak, bozmak, yaratmaya ya da keşfetmeye çalışmak... O dönemde etrafımızda şimdiki gibi tanımsız meslekler yoktu; mimarlık, avukatlık, doktorluk vb. gibi daha meslek meslek bölümler vardı. Bunlar arasında da kendime en yakın bulduğum mimarlıktı. Ortaokul yıllarında, "hayalindeki meslek" konulu bir kompozisyon ödevimiz vardı. Mimar olmak istiyorum diye karar verdiğimi ilk kez orada hatırlıyorum. Ondan sonra da o yol hiç sapmadı ve sonunda da Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nü kazandım.

 

Mimar / iç mimar olmasaydınız, şu an ne yapıyor olurdunuz?

 

Sefer Çağlar: Babam küçük ölçekli bir mobilyacıydı, kesin mobilya tasarlıyor olurdum. Ya da buna paralel olarak kendimi iyi ifade edebildiğim bir üretimin içinde olurdum.

 

Seyhan Özdemir: Aslında bu konuyu hiç düşünmedim. İnsanların hayatına dokunup akışını yönlendiren bir iş yapıyoruz ve kesin buna paralel bir iş yapıyor olurdum. 

 

Bir kadın ile ortak olmak iş hayatınızı nasıl etkiliyor?

 

Sefer Çağlar: Yaptığımız iş tipine baktığımızda vizyon, seçim ve kararlar çok önemli. Bu kararları alırken de dengeli olmak için farklı bakış açılarına ihtiyaç var. Seyhan ve ben bu açıdan farklı insanlarız. Ben bazen çok detaycı olurken o daha üst ölçekten bakabiliyor ya da tam tersi. Özellikle kadınların bakış açısı erkeklerden çok farklı ve bu durum doğru karar vermede iyi oluyor.

 

Peki ya bir erkek ile ortak olmak?

 

Seyhan Özdemir: Bir denge olduğunu düşünüyorum. Yani cinsiyet ayrımı yapmaya gerek yok aslında ama kadın ve erkeğin doğadan gelen, kendi içinde yin ve yang gibi birbirini tamamlayan bir dengesi var. Cinsiyet olarak bakarsak yaptığımız işin yorucu yönleri var ve bunu paylaşmak, destek vermek anlamında çok kıymetli. Ama bakış açısı bakımından zıtlığın verdiği bütünlük bir katma değer yaratıyor.

 

Peki meslek hayatınızda kadın olarak karşılaştığınız en çarpıcı şey neydi? 

 

Seyhan Özdemir: Oldukça mücadeleci bir insanım. Bir şeyden yorulmam; savaşmayı, aşmayı severim. Bu durum kadın olmaktan mı geliyor yoksa kişisel bir özellik mi bunu bilmiyorum. Belki biraz kaba ortamlarda bulunmak zorunda kalmış olabilirim. Biz hem cinsiyet hem de yaptığımız iş nedeniyle zarafet ve seviye istiyoruz ama erkek dünyasında bu önemsenmiyor. Belki bundan hoşlanmamış olabilirim.

 

Yerel ya da global anlamda, proje ve/ya tasarımlarıyla sizi etkileyen bir kadın mimar / tasarımcı vb. var mı?

 

Seyhan Özdemir: Zaha Hadid belli bir döneme damgasını vurmuş önemli bir kadın mimar, bahsetmeden geçmek olmaz. Ama bunun dışında mimarlık ve tasarım tarihinde Eileen Gray, Charlotte Perriand, Andrée Putman, ve Kazuyo Sejima'dan da bahsetmek gerekir bence. Türk tasarımcılardan da Defne Koz ve Ayşe Birsel önemli isimler.

 

Sefer Çağlar: Ben de Chrlotte Perriandi ve Andrée Putman diyorum.

 

#Seyhan Özdemir #Sefer Çağlar #Autoban #8 Mart Dünya Kadınlar Günü


Sayfanın Başına Dön