Geçici Mekansal Müdahaleler İle Canlanan Kentler

Günümüz kentlerinde değişen ekonomik koşullar, gelişen teknoloji ile günlük hayatın akışının hızlanması, kısıtlı kaynaklar ve onların örgütlediği toplumsal yapı, mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinde alışılagelmiş yaklaşımların terk edildiği bir dönemin geldiğini işaret ediyor. Uzak bir gelecek için yüksek bütçelerle, katı ve hiyerarşik ilişkiler sonucu üretilen kentsel mekanlar yerini, stratejik ve esnek ortaklıklara, dinamik taktiklerle şekillenen kentlere bırakıyor. Kamusal alan ise bu süreçte bu tip müdahalelerin gözbebeği haline geliyor. 

2000’li yılların bu anlamda hatrı sayılır kolektiflerinden biri olan raumlaborberlin, 20 yılı aşkın süre Berlin’i ikiye ayıran duvarın yıkılışının ardından birleşen kenti bir laboratuvar olarak görmüş, oyun alanı haline getirmiş. Formel meydanların, sokak ve avluların ötesinde davetkar olmayan köprü altı, tünel, endüstriyel alanlar gibi unutulan kentsel mekanların aktivasyonu üzerine projeler üreten kolektifin en önemli projelerinden biri ise “The Kitchen Monument”.

Bulunduğu yere göre işlev kazanabilen pnömatik strüktür ile ona bağlı bir monolitten oluşan “The Kitchen Monument”, mutfak ve onun barındırdığı kolektif durumu kentsel mekana taşımayı hedefliyor. Geçici ve hareketli bir sosyal heykel (Soziale Plastik) olarak görebileceğimiz “The Kitchen Monument”, bulunduğu mekanın karakterine göre işlev alıyor. Mahalle toplantıları, film gösterimleri, partiler, kolektif yemek pişirme etkinlikleri, boks müsabakaları ve buhar banyosu gibi geniş spektrumda bir çok işleve ev sahipliği yapan strüktür, geleneksel kentsel mekan algısının sınırlarını genişleterek farklı bir kentsel yaşamın mümkün olabileceğinin ipuçlarını veriyor. 

Konuk Yazar: Gözde Şarlak