Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki
Tam Olmak Üzereydi ki

Tam Olmak Üzereydi ki

KONUK YAZAR   22.04.2015

Mimaride tamamlanmamış binalar yeni bir konu değil. Bir takım büyük ölçekli projelerde; tükenen maddi kaynaklar, iş gücü yetersizlikleri, planlanandan uzun vakit alan süreçler derken muhtelif sebeplerden dolayı tamamlanmayan inşa projeleri var ve var olmaya da devam ediyor. Indiana’daki Marble Hill Nükleer Santrali, Yeni Zelanda Parlemento Binası, Lizbon’da şu anda müze işlev gören Ajuda Ulusal Sarayı, New York Manhattan’daki Saint John Katedrali, İngiltere’deki Westminster Katedrali gibi… Meşhur Sagrada Familia’yı ise, tamamlanmamış olması neredeyse en önemli özelliği haline geldiği için bu kategoriye almıyorum bile. 

Çok nadir olsa da, kimi zaman da tamamlandı sanılan bir bina için yaratıcısı tarafından tersi beyan edilebiliyor. Paris’teki Filarmoni Binası için söz konusu olduğu gibi. Ocak 2015’te mimar Jean Nouvel tasarımı olan Philharmonie de Paris’in açılışında her şey tamam gibi görünüyordu. Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın de katılımıyla bir açılış konseri organize edildi. Tek eksik ise, mimar Nouvel’in basın ön gösteriminde ve açılıştaki dikkat çekici yokluğuydu. Nouvel çok kısa bir süre sonra, açılışla ilgili memnuniyetsizliğini Le Monde gazetesine açıkladı. Binanın bu şekilde meydana çıkmak için fazlasıyla “tamamlanmamış” olduğunu belirtti, yapılması gereken mimari ve akustik düzenlemelere işaret etti. Hatta Nouvel, deyimi yerindeyse “premature” olarak nitelediği bu açılış sonrasında, Mart ayında, kendisiyle filarmoni binası arasında yasal mesafe koymanın peşine düştü. Binanın kendi orijinal tasarımıyla uyumlu olmadığını beyan etti ve mahkemede bu talebine ek olarak, sarmal hale gelerek artan maliyetlerden de sorumlu tutulmasının adil olmadığını özellikle belirtti.   

Müzikseverlere, konsere ek olarak, daha bütüncül bir deneyim yaratmak üzere tasarlanan kompleksin konser salonu dışındaki teras, restoran ve sergi alanları için zaten ayrı bir açılış planı kurgulanmıştı. Ancak 390 milyon euroluk kamu kaynağı aktarılan binanın açılışı, bu haliyle bile planlanandan 2 yıl gecikmeli idi. Bu gecikme, planlanandan 3 katı fazlasına kadar çıkan maliyetler ve mimarının açılışa gayet belirgin bir tutumla katılmayarak bu şekilde açıklamalar yapmış olması durumu olmasaydı, binanın kendi özellikleri itibariyle de başka türlü bir sansasyon yaratmaya uygundu aslında; Nouvel’in “tinsel dalgalar ve ışığı anımsatıyor” şeklinde tarif ettiği 2400 koltuk kapasiteli oditoryumu, balkonları, tavanı ve her şeyin hizmet ettiği tüm teknik ve estetik detaylarıyla… Ancak bunlar bir kenara, nihayetinde tüm sansasyon, mimarının “tamamlanmamış” olduğu yönündeki beyanatından kaynaklandı. İşin garip tarafı, şu anda yapımı bir türlü tamamlanamayan tek filarmoni binası Philharmonie de Paris değil. Herzog & de Meuron tarafından tasarlanan ve yeniden inşa çalışmaları 10 yıl önce başlayan Elbphilharmonie Hamburg binasının da planlanandan bir hayli gecikmeli olarak 11 Ocak 2017 günü kapılarını açması bekleniyor. Bu gecikmeyse, 60 milyon sterlin olan maliyetin yaklaşık 617 milyon sterline kadar çıkmasına sebep oldu.

Konuk Yazar: Bahar Türkay

#mimari #Filarmoni Binası #paris #Bahar Türkay


Sayfanın Başına Dön