AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK
AKDENİZ'DE MİMARLIK

AKDENİZ'DE MİMARLIK

MİMARİ   13.11.2021

Akdeniz, üç kıtanın birleştiği bir noktada yer alıyor. Akdeniz kıyıları, Afrika’daki Tell dağı, Lübnan dağları veya Anadolu yaylası gibi arazi yapıları ile sarmalanmış. Akdeniz’le ilişkisi olan çoğu yerde dağlar, sahiller, bağlar, zeytinlikler ve diğer verimli arazi noktaları var.

Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde arazi yapısı oldukça dağlık ve engebeli. Akdeniz ikliminde yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise ılık ve yağışlı. İç kesimlere doğru karasal iklim görülüyor. Yaz ve kış mevsimindeki yağış miktarı arasında büyük bir fark bulunmuyor. Dağların denize bakan yamaçlarında makilikler var ve bölge yer yer yüksek ormanlarla kaplı.

Bu coğrafi özellikler bağlamında Türkiye’nin Akdeniz bölgesinde gerçekleşen mimarlık pratiğini birkaç proje eşliğinde inceleyelim.

Villa Taşlık

2019  yılında inşa edilen Villa Taşlık Stüdyo501 Mimarlık tarafından tasarlandı. Villa Taşlık Fethiye’nin Yeşilüzümlü Köyü’nde Geyran Dağı yamaçlarında konumlanmaktadır. Taşlık olarak yorumlanan alan; yerellik, mahremiyet, ısı kontrolü ve yapı dili bütünlüğü gibi amaçlar doğrultusunda oluşturulmuştur. Türk evlerinde taşlık olgusu bir yaşam tarzı sunmaktadır. İklim koşullarının elverişliliği sayesinde, sokaktan kopuk ve korunaklı açık alanlar bölge yerel mimarisinde oldukça önemli yer tutar. Tasarlanan yapıda Taşlık’ı çevreleyen duvar sayesinde yarı özel bir açık alan yaratılırken, duvarda oluşturulan boşluk ile manzarayı içine alan doğal bir çerçeve yaratılmıştır. Bunun yanı sıra Akdeniz iklimi göz önüne alındığında güneş ışığı ve bununla birlikte ısı kontrolü oldukça önem kazanmaktadır. Taşlık, ortasındaki tespih ağacı sayesinde yaz aylarında gölgelik serin bir açık alan sunarken, kış aylarında ağacın yaprak dökmesiyle birlikte güneş ışığından faydalanarak yıl boyu kullanılabilen bir açık alan sağlamaktadır. Taşlık’ı çevreleyen duvar, tüm zemin kat cephelerinde devam ettirilerek yapı genelinde bir dil bütünlüğü hedeflenmiştir.

Fotoğraflar: Taylan Gürel

Kaş Evleri

2017 yılında Antalya Kaş’ta inşa edilen Kaş Evleri Ven Mimarlık tarafından tasarlandı. Kaş ilçesi gibi tarihin ve doğal yaşamın merkezinde bulunan bir yörede doğal yaşam ile yarışmak kimsenin göze alabileceği bir durum değil. Bu kapsamda M.Ö. 3000 yıllarına dayanan tarihi boyunca doğa ile yaşamış ve onunla bütünleşmiş Kaş’a en uygun mimari yüzyıllardır bu coğrafyada süregeldiği gibi, “az çoktur” ilkesiyle, topoğrafya içinde kaybolan, ekosisteme minimum etkide bulunan, faliyetleri minimum alanda çözen, yerel mimari ve malzeme potansiyelini kullanabilen ve dokuyu insana yaşatan stratejilerle tasarlanmış.

TAC SEV Yeni Kampüsü

2014 yılında Mersin Tarsus’ta inşa edilen TAC SEV Yeni Kampüsü Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık tarafından tasarlandı. Akdeniz bölgesinin sıcak noktalarından biri olan Tarsus, kış aylarında ortalama en düşük sıcaklığın 7 derece olduğu bir bölgededir. Yılın büyük çoğunluğunda sıcak hava etkisini hissettirmektedir. Isıtmadan çok soğutma ihtiyacının olduğu böyle bir iklimde yer alacak kampüs için yönlenme, önemli bir tasarım ilkesi halini almaktadır. Bina içi ve bina dışı iklim önlemleri, peyzajdaki ağaçlar, cephedeki güneş kırıcılar ve bahçede bir güzergah oluşturan saçaklarla desteklenmiş, bina konumlanmaları mevcut kampüse ve yönlere göre oluşmuştur. Ayrıca güneş enerjisinden en yüksek düzeyde faydalanılması ve bu enerjinin kampüsün ısıtma sisteminde kullanılması amaçlandığı için, blokların güneye bakan çatılarında güneş panelleri kullanılmıştır.

Fotoğraflar: Cemal Emden

Çukurova Belediyesi Hizmet Binası ve Kültür Merkezi

2013 yılında Adana’da inşa edilen yapı MTF Proje tarafından tasarlandı. Çukurova bereketli topraklar anlamına gelir. Burada yaşayan yerel halk için önemli olan "toprak" ilişkisi bu alanda nasıl yaşatılabilir sorusu sorulur. Günümüz yapılı çevre-insan ilişkilerinde "yer duygusundan yoksunluk" izleği ön planda yer alır. Bu durum Deleuze’ün "yersiz – yurtsuzluk" kavramını akıllara getirir. Projede, buradan yola çıkarak birliktelik, topluluk bağlılığı gibi kavramlar doğrultusunda yerel halkın bir araya gelebileceği, karşılaşabileceği mekânlar, odak noktaları ve amfi tiyatro tasarlanır. Yerel halkın Çukurova Kent Parkı’nda kitap okumak, dinlenmek, bisiklet kullanmak, gezinti yapmak, sanat atölyelerinde çalışmak gibi muhtelif aktivitelerde bulunabilmesi amaçlanır.

Yapının güney cephesinde kullanılan Metal mesh malzeme cephede gölgelenme etkisi yaratır. Atrium üzerinde yaratılan cam yarıktan doğal ışık endirekt olarak iç mekâna alınır. Yarık üzerinde açılabilir doğramalar sayesinde yapıda doğal havalandırma imkânı yaratılır. Adana ikliminde teras çatının yeşil çatı olarak tasarlanması yapıyı ciddi anlamda bir ısı yükünden korur. Proje yapıda enerji ihtiyacının azaltılması ve çevreye uyumu ile ekolojik girdiler barındırır.

Fotoğraflar: Ozan Öztepe, Uğur Ceylan

Kaan Çorbacı

 

#AkdenizMimarlığı


Sayfanın Başına Dön