CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE
CoBAC WORKSPACE

CoBAC WORKSPACE

MİMARİ   16.11.2021

İstanbul Eminönü’ nde tarihi doku içerisinde, ortak iş, ortak sanat ve ortak kültür mottosu ile yola çıkarak, profesyonel iş alanları ile yaşam arasındaki sınırları kaldırmayı, yaratıcılık ve üretkenlik için gerekli fiziksel ve sosyal koşulları sağlamayı hedefleyen, ortak çalışma, gelişim ve yaşam alanı CoBAC Workspace, İstanbul Eminönü’ nün tam kalbinde kapılarını açtı.

Girişimciler,   kurum   ve   kişiler   için   iş   yaşamını,   kültür   ve   sanat   aktiviteleri   için   üretimi destekleyebilecek teknik, teknolojik ve hizmet alt yapısına sahip CoBAC, sakin, yaratıcı ve insanı merkezine alan çalışma ortamı ile kullanıcılarının ihtiyaçları ve güncel iş yaşamının gereklilikleri doğrultusunda hizmet veriyor. Özellikle tarihi yarımadanın merkezinde yer alması ile, kültür ve sanat aktiviteleri için cazip bir merkez, kültür, sanat ve iş kıtalarını birleştiren, insani kabiliyetlere sahip bir köprü konumunda.

Haliç’ in hemen kıyısında, 2.800 m2 toplam alana sahip mevcut bir iş hanının dönüştürülmesi ile hayat  verilen  CoBAC Workspace  tasarımında  Mimaristudio  ekibi,  markanın  “insan  odaklı yüzü”nü   projeye   yansıtarak,   “paylaşımlı çalışma   alanı”   kavramını   bir   yaşam   alanına dönüştürüyor ve geleneksel çalışma kültürünü değiştirecek bir yaklaşım izliyor.

Mimaristudio,  zamanının  büyük  bir  kısmını  kapalı  mekânlarda  ve  teknolojiye  bağlı  geçiren mekan kullanıcılarının, sadece  fiziksel  değil,  zihinsel  ve  ruhsal  anlamda  da  sağlıklı  ve  mutlu olabilecekleri, verimliliği ve üretkenliği yüksek bir mekan önerisi ile, esenlik (wellbeing) kavramını önceliğine alarak, interaktif bir çalışma ortamı sunuyor. Böylece mekan kullanıcılarının azami gün  ışığında,  sürekli  temiz  havada,  uygun  ısısal  ve  akustik  konfor şartlarında,  hareket  temelli çalışma   (activity   based   working)   prensipleri   çerçevesinde,   nerede,   ne   zaman  ve  nasıl çalışabilecekleri özgürlüğüne sahip olacakları, temiz besin ve suya ulaşabilecekleri, zihnen rahat ve mutlu olacakları, teknolojik imkanlar ile adeta bir yaşama alanı olarak planlanmış bir çalışma ortamı sunuyor.

Tasarım  ekibi,  biyofilik  tasarım  yaklaşımı  içinde  yer  alan,  “Mekan  İçinde  Doğa”,  “Doğal Anımsatıcılar”, “Mekanın Doğası” kavramları altındaki 14 biyofilik tasarım yoluna da planlama aşamasından itibaren, gerek kullanılan malzemeler ve formlarda, gerekse doğanın kendisi ile çalışmalarında   yer   veriyor.   Özellikle   katlarda   planlanan  farklı   büyüklükteki   teras   alanları yanında, en üst katta planlanan tamamen açık hava kullanımına sahip alanda, çalışanlara özgür  bir  dış  mekan  kullanımı  imkanı  vermenin  yanında,  tarihi  yarımadayı,  Haliç’  i  ve  şehri hissetmelerini sağlıyor.

Tasarım   ekibi,   planlamada   birbirinin   tekrarı   yerleşim   düzeni   yerine,   herkesin   özgürce kullanabileceği sosyalleşme  alanları,  farklı  ölçek,  fonksiyon  ve  formda  çalışma,  toplantı  ve görüşme mekânları ile tüm katlara esneklik katıyor. Gün içinde farklı profildeki kullanıcıların ortak çalışabilmelerine imkân veren yeni nesil bir mekân hayal ediyor ve binanın farklı bölümlerinde çalışabilme esnekliği ve “çevik” (agile) bir kullanım olanağı  sunuyor. Ergonominin ön planda tutulduğu yeni nesil ürünler ile sadece oturarak değil, ayakta da çalışabilecekleri bir çalışma ortamı öneriyor.

Yapılan  araştırmalar  ile  mekan  kullanıcılarının  çalıştıkları  mekanlarda  renk  kullanımını  tercih etmeleri  ve  bunun  performans,  verimlilik  ve  memnuniyetlerini  artırdığı  verisinden  hareketle, binanın fiziksel tasarımında, mekanı boğmadan, kullanıcıyı sıkmadan tasarım süreci içinde renk kullanımını  değerlendiriyor.  Sakinleştirici,  iyileştirici,  rahatlatıcı  özelliği  olan  renkler  ile,  kapalı mekan içinde uzun süre çalışanların üzerindeki “stres sebepli hastalıklar”a ufak çaplı bir çözüm olması adına, tasarım içinde rengin doğru, kararında ve zamansız kullanımını öneriyor.

Mimaristudio, tasarım sürecini zemin, duvar, tavan, aydınlatma, akustik, peyzaj, mobilya gibi alt bileşenler ile birlikte bir bütün olarak ele alıyor, farklı programlara sahip olsa da, katlar arasında bir tasarım dil birliği sağlıyor. Katlar arası geçişlerde, farklı iş tanımına sahip kullanıcıların bir arada çalıştığı, güven veren, rahatlatan bir mekan algısının hissedilmesini sağlıyor. Çalışma alanlarının en  büyük  sorunu  olan  “sessizlik”  ve  “sessiz  çalışma  ortamı”  konularını,  özellikle  açık  çalışma alanlarında, tasarım süreci ile birlikte planlanan akustik kriterler ile bu proje özelinde dikkatle ele alıyor.  Açık  çalışma  ve  yaşam  alanlarındaki  akustik  konfor  konusunu,  tasarımın  planlama aşamasından  itibaren   öncelikleri  içinde  değerlendiriyor.  Sadece   kapalı  odalar  arası  ses geçişlerinin  engellenmesi  olarak  değil,  aynı  zamanda  açık  alanda  çalışan  herkesin  gerekli konfor  şartlarında,  birbirlerini  rahatsız  etmeden  çalışabilmeleri  için  mekân  içi  hacim  akustiği tedbirlerini  göz  önüne  alınarak,  tasarım  sürecinde  uygun  malzeme  ve  yaklaşımlar  öneriyor. Burada,  Ayça  Akkaya  Kul  tasarımı  olan,  Feltouch  tarafından  geliştirilen  ve  üretilen  “Moon” duvar  ve  tavan  panelleri  ile,  “Make-up”  akustik  aydınlatma  ürünleri  mekanda  göze  çarpan detaylar arasında yer alıyor.

Bina doğal ışık yönünde oldukça zengin bir imkana sahip olsa da, doğal ışığı destekleyen iç mekan aydınlatma tasarımı da Mimaristudio’ nun tasarım süreci içinde dikkatle ele aldığı bir diğer konu. Enerji verimliliği önceliği ile tüm projede günün farklı saatlerinde çalışanların ihtiyaç duyacağı ışık şiddeti ve rengine geçiş yapabilecekleri LED teknolojisi kullanımı mevcut. Bunun yanında tasarım ekibi, katların fiziksel yapıları içinde, dengeli ve insan merkezli bir aydınlatma (human centric lighting) tasarımına öncelik veriyor. Mekan içlerinde tasarlanan farklı geometri ve detaydaki akustik panellere entegre ışık kaynakları burada dikkat çeken detaylar arasında.

İçinde  bulunduğumuz  salgın  hastalık  ve  etkileri  de  ayrı  bir  konu  olarak  ele  alınıyor.  Özellikle planlana aşamasında kişi başına düşen alan ve hacim konularının önemi ile yerleşim planları geliştiriliyor.  Katlarda  çalışanların azami  temiz  havaya  ulaşmaları,  uzun  süreli  sabit  şekilde çalışma  yapılan  alanlarda  farklı  ayırıcıların  kullanımı ile  temasın  azaltılması  planlanoyor.  Bina kullanıcıları için planlanan yönlendirme ve temizlik protokollerinin oluşturulması, çalışma alanları kadar,  yeme-içme,  dinlenme  ve  sosyalleşme  alanlarındaki  planlamayı ilgilendiren kullanım kuralları,  havalandırma  ve  doğal  havalandırmanın  öneminin  proje  sürecinin  ilk  gününden itibaren tüm katlarda sisteme entegre edilmesi, temizlenme ve hijyen konularında uygun yüzey malzemelerinin kullanımı gibi bir çok detayı çalışmada öncelikli konular olarak görülülüyor. Tüm bunlar da, bilimsel araştırma sonuçları üzerinden, Well kriterlerinin takibi ile hayata geçiriliyor.

 

#CoBAC #İstanbulModern


Sayfanın Başına Dön