DOĞAYA ATIFTA BULUNAN ALBERT KAHN SANAT MÜZESİ

Kengo Kuma’nın restorasyonunu gerçekleştirdiği ve yeni bina tasarımıyla genişlettiği Albert Kahn Sanat Müzesi, farklı coğrafyalara ait bitki örtülerinden oluşan bahçelerle kültürlerarası bir diyalog yaratıyor.

Müze; Albert Kahn’ın dünya çapında yaptığı seyahatlerden oluşturduğu fotoğraf arşivini ziyaretçilerle buluşturuyor.

Albert Kahn Sanat Müzesi, dünya çapında yaptığı seyahatleri 72.000 renkli fotoğraf ve 183.000 metre uzunluğunda filme kaydeden tüccar Albert Kahn (1840-1940) tarafından 1937 yılında kurulmuş. Fransa’nın Boulogne-Billancourt şehrinde konumlanan müze, Kengo Kuma’nın restorasyon çalışmaları ve yeni eklemlediği bina çalışmasıyla günümüze entegre edildi.

50’den fazla ülke gezen Albert Kahn, doğaya olan sevgisinden yola çıkarak dünyanın beş kıtasına ait bahçeler üretme fikrine yönelmiş. Bu doğrultuda sergilenen farklı coğrafyaların peyzaj düzenlemeleri, kültürlerarası bir diyalog yaratıyor. Bahçe alanlarıyla birlikte, Kahn’ın “Archieves of the Planet’’ adlı fotoğraf arşivi de müzedeki kalıcı sergilerden biri. Bu arşiv, yeni eklenen müze binasının merkezinde konumlanıyor.

Kengo Kuma imzalı yeni müze binası, Kahn’ın Japon bahçeleri başta olmak üzere peyzaj sevgisinden ilham alıyor ve doğayı mimariyle ilişkilendirmeye odaklanıyor. Bu doğrultuda, geleneksel Japon mimarisine özgü, balkon benzeri bir alan olan “Engawa’’, yapı tasarımına dahil ediliyor. Bina, iç ve dış mekan arasındaki sınırı muğlaklaştıran engawa alanlarıyla çevreleniyor.

Binada, 3 ayrı malzemenin bir araya gelerek oluşturduğu heykelsi form dikkat çekiyor. Yapının caddeye bakan cephesi alüminyum malzemelerin oluşturduğu geometrik formla merak uyandırırken, bahçeye bakan cephelerde bambu ve ahşap malzeme öne çıkıyor. Bu şekilde yapı, çeşitli canlılar için biyolojik bir kabuk oluşturuyor. Engawa alanını dış mekandan ayıran perde, alüminyum ve ahşap malzemelerin asimetrik yerleştirmeleriyle oluşuyor.

Yapı içerisinde, biri kalıcı sergi, diğeri de geçici sergiler için olmak üzere iki galeri alanı bulunuyor. Üst katta restoran ve arşiv alanı yer alıyor. Yapının yanında bulunan eski müze binası, restorasyon süreci ardından oditoryum olarak işliyor.