HENRIQUE PINA İLE BODY BUILDINGS ÜZERİNE
HENRIQUE PINA İLE BODY BUILDINGS ÜZERİNE

HENRIQUE PINA İLE BODY BUILDINGS ÜZERİNE

MİMARİ   23.09.2021

2021 yapımı ‘Body Buildings’ filminin yönetmeni, aynı zamanda yapımcılarından biri olan Henrique Pina ile, hem bu filmin yaratım sürecini, hem de diğer filmlerini ve planlarını konuştuk.

‘Body Buildings’ filmi ‘dansı, mimariyi ve sinemayı bir araya getiriyor’. Bu üç yaratıcı alan arasındaki akışı nasıl tarif edersiniz? Beden ve yapı bir diyalog oluşturmak için ne şekilde bir araya geliyorlar?

Her şey mimariyle başlıyor. Aires Mateus: Matter in Reverse filminde olduğu gibi, bu filmin de yapımcıları olan Maria Joa˜o Soares ve Joa˜o Duarte mimar. Dolayısıyla ilk adım koreografilerin yaratılacağı mimari alanları belirlemekti. Ardından her koreograftan kendilerine en fazla ilham veren yeri seçmelerini istedik.

Filmin üç unsuru -dans, mimari ve sinema- arasında gerçek anlamda bir sinerji yaratmak istedik. O nedenle de çekim başlamadan önce koreografların mekânlarda zaman geçirmelerine izin vererek, mimarinin ve mekânın onlarla konuşmasını, -özellikle yapımcı ve mimar Maria Joa˜o Soares ve Joa˜o Duarte ile uzun konuşmalar neticesinde- seçtikleri yerin mimarisinin özelliğinden öğrenmelerini ve bu özelliklerin yaratımlarını nasıl etkileyebileceğini hayal etmelerini sağladık.

Film ekibi, özellikle de ben ve görüntü yönetmeni ortaya ne çıktığını analiz ederken, bir yandan da koreograflar dansçılarıyla mekânlarda provalarını yapıyorlardı. Filmin yönetmeni olarak benimle koreograflar arasında, her bir koreografide ne anlatıldığını, zihinlerinde onları sonuca ulaştıran yaratıcı sürecin nasıl geliştiğini, dansın öne çıkardığı mimarideki ana özelliklerin neler olduğunu ve filmi yapan kişi olarak her sahneyi kendi dilime, koreografın kimliğine ve mimarinin özelliklerine saygı duyacak şekilde nasıl çekebildiğimi anlamaya çalıştığım yoğun diyalog dönemleri oldu.

Mekânlar ve koreograflar nasıl seçildi?

Maria Joao Soares ve Joao Duarte altı Portekizli mimarın- Siza Vieira, Souto de Moura, Carrilho da Graça, Aires Mateus, Paulo David ve Joao Mendes Ribeiro- işlerini seçtiler. Bu mimarlardan bazılarının filmde yer alabilecek birden fazla işleri vardı, o nedenle dokuz-on olası yapı kaldı elimizde. Sonuçta altı mekânın Portekiz’in ana şehirleri olan Lizbon, Porto ve Coimbra dışında, kamuya açık ve Madeira ve Azor adaları da dahil olmak üzere Portekiz topraklarının çoğunu kaplayacak alanlar olmasını istediğimize karar verdik. Bunlar arasındaki çeşitliliğe de önem verdik, bu yüzden de bir yaya köprüsü, yüzme havuzu, futbol stadyumu, sanat merkezi, müze ve huzurevi seçtik.

Koreografik stiller arasında da aynı çeşitliliği gözettiğimiz için çok farklı dillere sahip, çeşitli kuşaklardan altı koreografı davet ettik; Olga Roriz (d. 1955), Paulo Ribeiro (d. 1959), Vera Mantero (d. 1966), Ta^nia Carvalho (d. 1976), Victor Hugo Pontes (d. 1978) ve Jonas & Lander (d. 1986 ve 1988).

Diğer filminiz Aires Mateus: Matter in Reverse’e gelirsek, ‘matter in reverse / tersine madde’ tam olarak ne anlama geliyor?

'Tersine madde' fikri, doğrudan dünya ile olan bağlantıyla ilgili. Kavramsal bir bakış açısıyla, Aires Mateus mimarlığı, mimari mekânın maddenin çıkarılması sonucu ortaya çıktığına dair soyut düşünceden ayrılır. Bu çıkarma kavramı, filmde yer alan ve alanın tam anlamıyla zemine kazılmış olduğu iki ev projesinde limitleri zorlar halde.

Madde ile boşluk arasındaki karşıtlık, bir ‘tersine’/ ‘ters’lik sorunu olarak algılanabilir. Filmde, söz konusu olan bu ilişkiyi yakalamaya çalıştık. Bedenin hareketi de bu karşıtlığı yüceltmeye çalışırken, bu sayede tersine kavramını vurguluyor.

Mateus’un mimarisinin en belirgin özelliği ne sizce?

Manuel ve Francisco Aires Mateus’un işleri, zaman anlamında kalıcılıkla, evrenselliğe katkıda bulunan insanın varlığının sonluluğunun karşı karşıya gelmesiyle güçlü bir evrensel etkiye sahip bir dil geliştiriyor. Çalışmalarında, itici gücünü mekânla olan ilişkisinde bulan belirli bir Portekiz mimarisi algısıyla bir bağlantı bulabiliriz. Neticede Portekiz mimarisi, konuma, yere uyum sağlamanın, mekânın içselliğinin ve ışık-gölge oyunlarının netliğinin altını çizme eğilimindedir. Ve bu mimarinin duyulara ne kadar hitap ettiği ve dünya ile bağlantısı konusunda bir takdir söz konusudur. Tüm bu değerler, sürekli hareket halinde olsa dahi şiirsel bir yaklaşımın sonucu olan bir geleneği ortaya koyar.

Aires Mateus mimarisi, bu geleneğe bağlı kalır. Ortaya çıkansa, net geometrileri öne çıkaran hacimlerin mimarisi ve iç kısımları koruyan kalın duvarlardır.  Ancak bu aynı zamanda aydınlık, beklenmedik ve her şeyin ötesinde mekânları sorgulayan bir mimaridir. Yaşamın ortaya çıkması, belirmesi için bir örtü inşa eder ve mimariyi ifade ederek ona anlamlandırır.

Sizde mimariyi ve mekânları arşivlemede, kayıt altına almada sinema nasıl bir rol oynuyor?

Sinema, mimariyi algılama biçimimiz için geniş olanaklar sunarken, aynı zamanda büyük bir zorlukla karşı karşıya ve bu da ‘üç boyutlu bir alanı nasıl iki boyutlu bir ekranda gösterebiliriz?’ sorusu. Ve tam burada kamera hareketleri, ses kaydı ve kurgusu, müzik, hareketli bedenin varlığı gibi bütün sinema ‘hile’leri devreye giriyor. Bütün bunlar, belirli bir konumda yer alan izleyicinin varlığının simülasyonu.

Bu ‘hile’lerin çalışılmış, seçilmiş ve dikkatle uygulanmış olması gerekiyor, çünkü hepsi izleyiciye mekânın içinde nasıl hareket edeceği, mimarinin insan bedeniyle olan ilişkisinde hangi ölçekte olduğu, o mekânın içinde olduklarında ne gibi sesler duyacakları ve orada hangi duyguları hissedecekleri konularında yardımcı oluyor. Sonuçta gerçekten iş gelip bir yerde bulunma ve yaşama simülasyonuna dayanıyor.

Masanızda yine mimariyi içine alan yeni bir proje var mı?

Yine Maria Joa˜o Soares ve Joa˜o Duarte tarafından yapımcılığı üstlenilen yeni bir proje söz konusu. Ben de ilk kez yapımcı olmadan, yalnızca yönetmenlik yapacağım. Fazla detaya girmeden, Portekiz mimarlık tarihinin en büyük ismiyle ilgili olduğunu söyleyebilirim.

#HenriquePina #BodyBuildings #röportaj #VBenzeriFilmGösterimleri


Sayfanın Başına Dön