İSTANBUL'UN AĞIRLADIĞI DÜNYA MİMARLARI
İSTANBUL'UN AĞIRLADIĞI DÜNYA MİMARLARI
İSTANBUL'UN AĞIRLADIĞI DÜNYA MİMARLARI
İSTANBUL'UN AĞIRLADIĞI DÜNYA MİMARLARI

İSTANBUL'UN AĞIRLADIĞI DÜNYA MİMARLARI

MİMARİ   29.07.2020

22. Dünya Mimarlık Kongresi bundan 15 yıl önce, 3-7 Temmuz 2005 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenmişti. 1996 yılında yine İstanbul'da gerçekleşen ve dünya liderlerinin insan yerleşimleri üzerine küresel bir eylem planını kabul ettikleri Habitat II Konferansı’ndan sonra bu kongre mimarlık camiası ve İstanbul için önemli bir etkinlik olmuştu. 

5 gün boyunca, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Cemal Reşit Rey, İTÜ Taşkışla, Askeri Müze, Atatürk Kitaplığı ve Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndan oluşan “Kongre Vadisi”nde gerçekleşen kongrenin yaklaşık 7.000 kişilik bir katılıma ulaştığı duyuruldu. Mimarlar Odası, Dünya Mimarlık Kongresi’ne katılımı yükseltmek ve etkinliğin iletişimini önceden başlatmak amacıyla, 27 şehirde "Kent ve Mimarlık" konulu, Türkiye Kongreleri düzenlemişti.

250’nin üzerinde bildiri sunulan programın içinde ayrıca paneller, sergiler, film gösterimleri, mekan yerleştirmeleri ve kent içinde çeşitli geziler yer alıyordu. Resmi kongre programı dışında pek çok üniversitede, kent içindeki kurumsal ve özel galerilerde, Aya İrini Kilisesi’nde, Ayasofya Müzesi’nde, Darphane-I Amire’de, İstanbul Modern’de, Goethe Enstitüsü’nde, Fransız Kültür Merkezi’nde ve daha pek çok noktada çeşitli paralel sergi ve etkinlikler gerçekleşti. Kongrenin en akılda kalıcı unsurlarından biri ise, ana konuşmacı olarak Cengiz Bektaş’ın katıldığı konuşma programında Michael Sorkin, Mario Botta, Zaha Hadid, Peter Eisenman, Massimiliano Fuksas, Tadao Ando, Shigeru Ban, Robert Venturi gibi uluslararası mimarlık dünyasının önemli isimlerin ağırlanmış olmasıydı. Üç yılda bir farklı bir kentte düzenlenen kongrenin 2005’teki İstanbul ayağının teması, “MimarlikLARın pazaryeri” idi. Tema İstanbul üzerinden etkili bir referansı içinde barındırıyordu. 

Doğan Hasol  1 Temmuz 2005’te Yapı Dergisi web sitesinde yazdığı yazıda, “kongrenin kendisinden çok, İstanbul'da, Türkiye'de yapılmasının ve mimarlığı kısa bir süre için de olsa İstanbul'un hattâ Türkiye'nin gündemine getirmesinin önemli olduğunu" belirtiyordu. Hasol, “kongreyi toplumda mimarlık bilincinin uyanmasına yardımcı olması anlamında yakalanmış iyi bir fırsat olarak gördüğünü" ifade ediyordu.

Oktay Ekinci ise aynı yayında, 1 Ağustos’ta yazdığı ve “sınırlı ilk çıkarsamalar” olarak tanımladığı yazısında kongre ile ilgili şu görüşü aktarıyordu; “ülkemiz mimarlığı açısından önemli bir çıkarsama da; “modern mimari” denilince, bunun geçmişten gelen birikimleri yok sayan, tarihsel referansları reddeden ya da gözetmeyen bir “yeni” olması yönündeki giderek yaygınlaşan eğilim ve uygulamaların, sanıldığı gibi “evrensel” bir kabul olmadığının, çok açık ifadeler ve herkesi sarmalayan görüşlerle kanıtlanmasıdır. " Ekinci’nin altını çizdiği gibi kongrede, “günümüzde hemen her kıtada gözlenen ve yüksek yoğunluklu devboyutlu yapılaşmalar olarak gerçekleşen “küreselleşme mimarisi”nin karşısında, dünya mimarlığının ve hattâ doğrudan mimarların “teslimiyetçi” olmaması gerektiği” vurgulanmıştı.

#mimarlık kongresi #mimarlık #etkinlik #kongre #Dünya Mimarlık Kongresi #UIA #İstanbul #Doğan Hasol #Oktay Ekinci #Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı #Cemal Reşit Rey #İTÜ Taşkışla #Askeri Müze #Atatürk Kitaplığı #Harbiye Açıkhava Tiyatrosu #Kongre Vadisi


Sayfanın Başına Dön