İYİLEŞMENİN MİMARİSİ

Özellikle son yıllarda sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesi ile birlikte ön plana çıkan “iyileşme (retreat)” kavramı; hem bedensel hem de zihinsel arınma mekanlarını yeniden gündeme getirdi. Bedenimize aldığımız yiyeceklerin kaynağını bilme isteğimiz, vücudumuza iyi gelecek en ideal aktiviteyi keşfetmeye olan merakımız, bizi şehirlerden çıkarıp doğaya yönlendirdi.

Antik çağlarda sağlık ve spiritüel bağlamlarda kullanılan termal sular, Roma döneminden itibaren gelişerek bugünün iyileşme mekanlarının temelini başlattı. Bugün detoks, spor, farklı terapi çeşitleri ve spa mekanlarının yer aldığı tesisler, bulunduğu bağlamın çevresel ve toplumsal değerleri doğrultusunda şekillenen özgün mimarileriyle dikkat çekiyor.

Sizler için iyileşme merkezlerinden bir seçki derledik.

Peter Zumthor’un ikonik yapılarından Therme Vals, İsviçre’nin Graubünden bölgesindeki kaplıcaların üzerinde konumlanıyor. Otel ve spa merkezi olarak işleyen yapı, doğa içerisinde duyusal bir deneyim yaratıyor. Mağara yapısından ilhamla bulunduğu topoğrafyaya yerleştirilen yapı, yerel bir taş türü olan Valser Kuvarzit’ten oluşan panellerle inşa ediliyor. Kullanılan taş, yapı elemanı olmanın dışında su ve ışıkla etkileşime geçerek mistik bir atmosfer yaratıyor. Yapının iç mekan tasarımındaki ziyaretçi yolunun sirkülasyonu, ziyaretçileri kaplıca alanına yönlendirirken aynı zamanda ziyaretçilere keşif alanları sunuyor.

İzlanda, Blue Lagoon jeotermal kaplıcalarında konumlanan The Retreat, İzlanda’nın antik termal banyo kültürü üzerine kurgulanıyor. İzlanda’nın doğası ile ziyaretçi arasında bir bağ yaratan mimari, Blue Lagoon’un jeotermal kaynak akışlarının etrafında şekillenerek, yeraltı spa merkezi, jeotermal lagün, restoran ve odaları kapsıyor. BASALT Architects mimarlık stüdyosu tarafından tasarlanan yapı, bölgenin yer altı yapısına göre organik bir şekilde geliştiriliyor. Blue Lagoon, silika, mavi-yeşil algler ve mineralli tuzdan oluşuyor. The Retreat de bu doğrultuda bulunduğu ortama dayanacak, uzun ömürlü bir malzeme paletiyle tasarlanıyor. Yapı, ağırlıklı olarak beton malzemeden oluşuyor. Lobide yer alan dokulu beyaz betondan spa alanındaki pürüzsüz, koyu gri betona kadar çeşitleniyor. Zemin, yerel lav taşından oluşan terrazzolarla tasarlanıyor. Ahşap dokular, beton ve taş yüzeylerle bir araya getirilerek sıcak bir atmosfer oluşumunu destekliyor. The Retreat; ham, dokunsal ve doğal malzemelerle bulunduğu bölgenin doğasına atıfta bulunuyor.

PDG Mimarlar tarafından tasarlanan Yalova Termal Tesis, Yalova’nın Dereliköy, Armutlu bölgesinde konumlanıyor. Yapı, bulunduğu topografyaya gömülerek zemin ile bütünleşiyor. Yeşil iç avlular, termal ve soğuk su havuzları ile; doğa etrafında şekilleniyor. İç ve dış mekan arasındaki çizgiyi soyutlaştıran yapıda termal su ile tatlı su arasında görsel bir diyalog geliştiriliyor. Geleneksel hamam tipolojilerinden ilham alan termal havuz, kullanıcıya zengin bir deneyim sunuyor.

BWM Architekten mimarlık ofisi, tasarladığı Vivamayr sağlık tesisi ile sakin, doğa içinde, yenilenme ve rahatlama odaklı bir yaklaşım geliştiriyor. Kırsal bir bölge olan Altaussee’de, göl manzarasına karşı konumlanan yapı, bulunduğu ortamın doğal ve kültürel değerlerini, mimarisine ve iç mekan tasarımına yansıtıyor. Yapının iç mekan tasarımı, geleneksel Avusturya evlerinden ilham alarak geliştiriliyor. Bölgede giyilen geleneksel giysilerde bulunan yeşil, mor ve pembe renkler, yapının yüzey tekstilleri, döşemeler, perdeler gibi farklı tasarım detaylarında karşımıza çıkıyor. Yapıyı oluşturan ahşap ve taş malzemeler, sıcak bir atmosfer yaratırken aynı zamanda dinginlik hissi oluşturmayı hedefliyor. Çevre ile bağlantıyı güçlendirmek amacıyla geniş pencereler kullanılıyor. Otelin üç yapısını birbirine entegre eden lobi, bölgenin karakteristik renklerinden yeşil bir çinili soba ile ziyaretçiyi karşılıyor. Vivamayr, Altaussee’de dağların ve kırsalların arasında sakin ve yalın bir deneyim sunuyor.

Pekin, Huairou bölgesinde konumlanan Brickyard Retreat, uzun bir süre atıl halde bırakılan bir kiremit fabrikasını yeniden işlevlendirilmesiyle hayata kazandırılıyor. Yerel mimari ve Çin kültürü etrafında şekillenen tasarım, State Administration of cultural relics of China ve China Association tarafından antik alanların korunması üzerine seçilen ilk Çin kırsal miras otellerinden biri oldu. Avlunun güney cephesinde ana bina etrafında şekillenen yapı, bölgenin mimari ve tarihi önemini kucaklarken aynı zamanda ziyaretçilere çağdaş bir atmosfer sağlıyor.  Brickyard Retreat, varolan bir yapıyı yeniden kazandırarak, bulunduğu bölgeye canlılık getiriyor. Kırsal canlandırma ve kültürel değerlerin korunması bölgede ekolojik ve sürdürülebilir kalkınmalar için bir ilham oluyor.