KADINLARDAN İYİ HABER

Son yıllarda sosyal, ekonomik, politik, mesleki, yaratıcı pek çok alanda gündeme yerleşen ve gündemi belirleyen ‘kadın’ların sayısı artıyor. Bunda elbette yine sayısız alanda erkek egemen bir yaklaşımın hâkim olmasının günümüz dünyasında daha görünür hale gelen sonuçlarının etkisi büyük. Mesleki alanda çok fazla yaratıcı, üretici, profesyonel kadın kendi meslekleriyle ilgili temsillerde ‘kadın….’ olarak tanımlanmayı özellikle istemiyorlar. Diğer yandan bunun altının çizilmesi, kadınların her anlamda daha görünür ve etkin olması, ilham verici örneklerin yaygınlaşması ve pek çokları için umut vermesi adına önemli.

Tasarım ve mimarlık dünyasında da hem geçmişteki örnekler ve projeler hem de güncel araştırma ve işler üzerinden kadınların son dönemde eskisine göre daha görünür olduğunu söylemek yanlış olmaz. Kadın mimarlar arasında belirgin bir yeri olan Zaha Hadid tarafından tasarlanmış MAXXI Musueum (Roma, Italya) bünyesinde 16 Aralık’ta açılan ‘Good News, Women in Architecture’ sergisi de bu görünürlüğe anlamlı bir katkı sunuyor. Kendi anlatımlarıyla ’mimarlık mesleğinin, 20. yüzyılın karizmatik ustalar klişesinden, kadınların, kolektiflerin ve ikili stüdyoların daha görünür hale gelmeye doğru olan değişimi’ne odaklanıyor. Arzu edilen, yeni veya daha görünür hale gelen isimlerin, günümüz mimarisine nasıl güç verdiğini ve ne şekilde bir etki yarattığını belgelemek. Müzenin koleksiyonunu da genişletmek amacıyla, sergide stüdyoların kadın mimar / tasarımcılar tarafından yürütülen / yönetilen işlerine veya bu işlerin tasarım süreçlerine entegre edilmesiyle ortaya çıkan değişimlerin daha fazla farkında olan stüdyolara özellikle yer verilmiş. Bu kapsamda, küratörlüğünü Pippo Ciorra, Elena Motisi, Elena Tinacci’nin üstlendiği sergide, Charlotte Perriand, Elizabeth Diller, Frida Escobedo, Lina Bo Bardi, Anupama Kundoo, Beatriz Colomina gibi bu anlamda ilk akla gelen isimlerin işleri yer alıyor.

‘Good News, Women in Architecture’ sergisinin katılımcılarından biri de, SO? Mimarlık ve Fikriyat’ın kurucularından ve aynı zamanda 2014’ten beri MEF Üniversitesi’nde ders vermeyi sürdüren Sevince Bayrak. Sergide yer alan proje ise, SO? tarafından gerçekleştirilen ve ilk olarak 2018 yılında Jan Boelen küratörlüğünde ‘Okullar Okulu / A School of Schools’ başlığında gerçekleşen 4. İstanbul Tasarım Bienali’nde sergilenen ‘Fold & Float’ isimli bir yüzen ev prototipi projesi. Altı kişiye barınma imkanı sağlayacak şekilde tasarlanmış olan bu prototip, ‘beklenen İstanbul depremi sonrası kurgulanacak yeni yaşam için sorular sorarak ve olası bir senaryo geliştirerek deniz üzerinde geçici konaklama birimleri öneriyordu’. ‘Fold & Float’ projesinin modelleri müzenin kalıcı koleksiyonuna eklendi.