MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO
MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO

MİMARİNİN ROLLERİ: TOYO ITO

MİMARİ   15.12.2020

Beş soru sormamızı istedi; biz de bugünlerde aklımızı kurcalayanların en acilinden beşini sorduk. Felaket sonrası mimarlığın mümkünlüğünü araştıran “Herkes-İçin-Ev” projesi ile önce Venedik Mimarlık Bienali Altın Aslan Ödülü’nü, projenin ateşlediği modern mimarlık ve insanlık sorguları ile 2013 yılı Pritzker Ödülü’nü alan Toyo Ito için, mimarın mutlak bir rolü var: insanları mutlu kılmak. Yerküre felaketlerine ve mutsuzluklarına dair yanıtlarını meraktaydık.

Japonya’da 2011 yılında yaşanan tsunaminin ardından “Home-for-All” (Herkes-İçin-Ev) inisiyatifini kurmuştunuz. Felaketzedelerin de katılımıyla, “yapan”ların ve “yaşayanlar”ın bir arada tartıştığı, tasarladığı ve inşa ettiği bir süreç gerçekleşmişti. Geçtiğimiz aylarda, The Architectural Review’da yayımlanan Reinier de Graaf’ın sözleri hararetli bir tartışma başlatmıştı. De Graaf, kullanıcı katılımı fikrinin çok az mimarca benimsendiğinden ve daha da az mimarca katılımcı mimarinin geniş bağlamlara taşınışından yakınıyordu; bu yapının, mimarinin konfor alanı dışında görülüşünden söz etmekteydi. Siz bu sözlere dair ne düşünüyorsunuz; sosyal bir aygıt olarak mimar(i) üzerine ne söyleyebilirsiniz?

Bu düşünceleri gönülden paylaşıyorum. Mimarların, kendileri, yani mimarlar için mimarlıklar yaratmakta olduğunu hissetmekteyim. Bu durum da mimarların, toplumdan ayrışmalarına yol açmakta. Herkes-İçin-Ev eylemleri üzerinden, mimarlar ile mimariyi kullanan insanlar arasındaki boşluğu yeniden düşünmek ve küçültmek adına, 2011 yılındaki felaketi bir şans olarak değerlendiriyordum. Bu yüzden de özellikle, Herkes-İçin-Ev’in projelerinde, geleceğin mimarlığına yön verecek olan genç mimarlarla birlikte çalıştım. Mimarlar, mimarlık üzerinden insanları daha mutlu etmeliler. Mimarların rolü, benim için budur. 

Ve Herkes-İçin-Ev projeleriniz üzerinden, “mimarlığa halen ihtiyaç olup olmadığının, mimarlığın halen yapabilecekleri olup olmadığının, hatta halen mümkün olup olmadığının” yanıtlarını aramaktaydınız. İkinci Dünya Savaşı’ndan beriki en büyük insan yer değiştirme hareketinin yaşandığı bugünlerde bu soruları nasıl değerlendiriyorsunuz? Mimarların çoğu konuya dair sessiz kalırken, şartlar göç eden insanlar arasında yeni “mimarsız mimarlık”lar biçimlendiriyor.

Japonya’nın Orta Doğu’ya olan uzaklığı göz önüne alınırsa, Orta Doğu’nun bugünkü koşulları üzerine, durumu acil bir problem olarak değerlendirebileceğimiz denli bilgimiz yok. Fakat bu yeni gelişen, göçmenlerin “mimarsız mimarlık”ları bugünün mimarlığına bir tenkit olarak okunabilir.

Devam etmekte olan Venedik Mimarlık Bienali’ni gördünüz mü? Tema olarak işlenen, mimarlığın “cepheden bildirme”si üzerine ne söyleyebilirsiniz?

Bienali henüz göremedim. Korkarım bu soruyu yanıtlayamayacağım.

Güncel inşaata hücumu ve gösteri mimarlığını, mega projelerle doldurulmuş Dünya alarm verirken nasıl görüyorsunuz?

Tokyo’da yaşıyorum ve devam eden inşaat furyası, özellikle de yüksek binalara hücum beni endişelendiriyor. Mimari projelerin çoğu giderek homojenleşiyor. Pek çok insan, homojen kutular içinde yaşıyor. Yalnız binalar değil, insanların kendileri bile gittikçe daha çok, ve daha çok homojenleşiyor. Doğaya açılan mimarlıklar yaparak, bugünün yapay çevresinde kaybetmiş olduğumuz primitif içgüdülerimizi yeniden anımsayabiliriz.

Çağdaş mimarlık/şehircilik sahnesinden, takdir ettiğiniz hangi isimleri sayabilirsiniz?

Le Corbusier’nin mimarlığına her zaman hayranlık duydum. Bakınca, Le Corbusier’nin mimari yaratmaya, insanları severek başladığını görebiliyorsunuz. Yakınlarda Hindistan’ı ziyaret ettim ve Le Corbusier’nin orada yaptıklarını gördüm. Hindistan’daki mimarlığı, Avrupa’dakinden daha açık ve mimarlığın, orada doğanın nasıl bir parçası oluşunu görmek son derece etkileyiciydi.

XOXO The Mag izniyle yayınlanmıştır. 

Tarih/Sayı: XOXO The Mag Sohbahar/Kış 2016-2017

 

#ToyoIto #mimarlık #röportaj


Sayfanın Başına Dön