ÇOK DUYULU BİR MİMARİ KOREOGRAFİ

NAYA Studio içinde yer aldığı İstanbul kenti gibi aynı anda pek çok duyuyu çalıştırırken, tarihi bina ile bütünleşen tasarımı ile şehrin girift yapısından ayrılıyor. NAYA marka kimliğinde yer alan beton, ahşap, toprak ve ham metal dokularıyla ziyaretçilerine doğal, ham ve yalın olanı çağrıştırıyor.

Stüdyo, özel üretim mum ve seramiklerin, nadir sanat eselerinin ve tasarım objelerinin aynı anda sergilendiği bir alan olmanın yanı sıra ziyaretçilerine NAYA’nın içinde barındırdığı ritmi ve hissi deneyimleme ve yaşamına yansıtma fırsatı veriyor. Misafirlerin vakit geçirirken ağırlanmasını da sağlayacak ikram imkanları barındırıyor. Mimari kurgusu zaman içinde eklenebilecek ürün ve etkinliklere alan sağlamak üzere esnek ve çok yönlü.

Mevcut tarihi binada her odanın teşhir ünitelerinde farklı bir malzeme tercih edilmiş. Sokaktan arka bahçeye doğru ilerlerken sıkıştırılmış toprak kaideler, masif ahşap raflar ve ham metal dokuların eşlik ettiği çeşittli NAYA ürünleri sizleri karşılıyor. Arka bahçe tasarımı da mekan bütünlüğünün bir parçası olarak düşünülmüş¸ sokaktan bahçeye uzanan kent / iç mekan / dış mekan geçişleri mimari deneyimin temel öğesi olarak planlanmış.

Toprak tonlarının hakimiyetindeki mekan, görselliğinin yanında ziyaretçilerine koku alma, dokunma gibi birçok yoldan temas ederek yaratıcılarının istediği deneyimsel yoğunluğu sağlıyor.

Proje tasarımını üstlenen MAS Architecture, mimarlık pratiğini bir yaşam alanı tasarlamanın ötesinde kurguluyor. Tasarımlarının odak noktasında, mekan ile kullanıcının karşılıklı etkileşimi ve mekana karşı daima uyanık olmayı sağlayan merak duygusu var.

Mimari Proje : MAS Architecture

Proje Ekibi : Kerim Miskavi, Betül Ay, Sena Başgül

Fotoğraf : Fevzi Döndü