PATCH-CITY PAVILION GELENEKLERİ CANLANDIRIYOR

Rooi Design & Research tarafından tasarlanan Patch-City Pavilion, çeşitli sanat ve kültür aktivitelerine ev sahipliği yaparak, Çin’in şehirleşmesiyle birlikte giderek kaybolan gelenekleri canlandırmayı hedefliyor.

Kentin sürdürülebilirliği, çevre, ekonomi, nüfus, tarih, kültür gibi pek çok açıdan ele alınabilir. Tarihi ve kültürel değerlerin sürdürülebilirliği, bir kentin kimliğini oluşturan en temel unsurlar arasında. Bu değerlerin sürdürülebilir olması, gelecek nesillere ışık tutarken, toplumun kentle olan iletişimini de güçlendirmeyi sağlıyor. Bu bağlamda mimarlık, kente dair geçmiş birikimleri günümüze ulaştıran ve yansıtan önemli bir disiplin.

Dünyanın çeşitli yerlerinde kentleşmeyle birlikte kaybolmaya yüz tutmuş tarihsel ve kültürel değerleri yeni dünya dinamiklerine entegre eden pek çok mimari örnek görüyoruz. Rooi Design’ın tasarladığı Patch-City Pavilion da bu konudaki güncel örneklerden biri. Patch-City Pavilion, sokak pazarları, festivaller, söyleşiler gibi çeşitli sanat ve kültür aktivitelerini desteklemek üzere Rooi Design & Research tarafından tasarlandı.

FRAME Awards 2022’de Yılın Kültürel Alanı ödülünü kazanan pavyon, bir binada topluluk etkinlikleri için gereken tüm temel unsurlara sahip demonte bir yapı. Modülleri; duvar, sütun, pencere gibi tanımlayabiliriz. Bu unsurlar çevre ile aktif bir diyalog yaratıyor. Mekan, çeşitli hikayelerin ortaya çıktığı, olayların ve duyguların sergilendiği bir tiyatro işlevi görüyor. Kullanıcılar, etkinliğe ve saha ihtiyacına göre modüler yapıyı şekillendirebiliyor.

Pavyon, Çin’in şehirleşme döneminde yıkılan çok sayıda tarihi binaya ve bununla birlikte geleneksel kültürün kaybolmasına atıfta bulunarak toplulukları yeniden harekete geçirmeyi, kent kültürünü tarihsel bağlamında yeniden canlandırmayı hedefliyor.

98 modülden oluşan yapı, konumlandığı bölgeye zarar vermeden tanımlı bir alan yaratıyor. Rooi, pavyonun tasarımı için Çin’in Guangzhou şehrinin kentsel ara yüzünden ilham alıyor ve bu fikri soyut bir şekilde tasvir etmek üzere bir kutu formu oluşturuyor. Tasarımcılar, Çin’in kentleşme sürecinde yıkılan birçok eski binanın modern çizgilerle yeni bir görünüme büründüğünü belirtirken, insanlar arasındaki etkileşimin kaybolduğunun altını çiziyorlar.

Yapının kullanım ömrü dolduktan sonra modüller bozulabiliyor ve çıkan malzemeler mobilyaya dönüşebiliyor. Bu şekilde modüllere ikinci hayatları kazandırılmış ve daha sürdürülebilir bir tasarım anlayışı sunulmuş oluyor.