RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU
RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU

RAMİ KÜTÜPHANESİ: 24 SAAT YAŞAYAN KÜLTÜR PLATFORMU

MİMARİ   2.06.2023

Yaklaşık iki yüz elli yıllık bir geçmişe sahip olan Rami Kışlası, bugün bir kütüphane ve 24 saat yaşayan bir kamusal alan olarak kent hayatına yeniden kazandırıldı. Han Tümertekin ile koruma altındaki tarihi bir yapıyı günümüze adapte etmek kapsamında, Rami Kütüphanesi dönüşüm projesinin tasarım ve üretim sürecini konuştuk.

Öncelikle, koruma altındaki tarihi bir yapıyı günümüze adapte etmek konusu ile başlamak istiyoruz. Yaklaşık iki yüz elli yıllık bir geçmişe sahip olan Rami Kışlası, Osmanlı Döneminden itibaren, kışla ve toptancılar holü gibi farklı işlevlerde kullanılmış. Sonrasında da atıl bir halde bırakılmış. Bugün ise, kütüphane ve yirmi dört saat yaşayan bir kamusal alan olarak kent hayatına yeniden kazandırıldı. Rami Kütüphanesi dönüşüm projesinin tasarım ve üretim süreci nasıl ilerledi? Yapının tarihi ve kültürel değerlerini günümüze nasıl adapte ettiniz?

Bu gibi koruma altındaki tarihi yapılara müdahale ettiğimizde tek bir şey yapmaya özen gösteriyoruz. Birincisi, yapının özgün mimari değerlerini ortaya çıkarmak; İkincisi de yeni kullanımın yaya dolaşımını örgütlemek.

Rami Kütüphanesi, elli bin metrekare açık, otuz sekiz bin metrekare kapalı alanıyla metrekare olarak dünyanın üçüncü büyük kütüphanesi. Avlu ve çevresini saran koridorlardan oluşan Rami Kütüphanesi tipik bir kışla planına sahip.

Projenin şantiye ve tasarım süreci paralel ilerledi. Tasarımın bir uzantısı olarak bire bir numuneler ve prototipler mekanın elverişli olması sebebiyle yerinde yapıldı ve onaylandı.

Yüksek tavanlı hacimlere sahip olan kışlanın çatı konstrüksiyonu ahşap olan hacimlere sahip. Ne yazık ki süreç içerisinde çok müdahale görmüş ve zaman içinde yapının bir kısmı yıkılmış. Biz öncelikle var olan yapıyı ortaya çıkardık, sonrasında da yıkılan alanları yeniden inşa ettik ve kütüphaneye dönüştürdük.Yirmi beş yıl önce Robinson Crusoe 389 Kitabevi için demir T profilleri bir araya getirerek tasarlamış olduğumuz kitaplık sistemi bu projede de kullanılarak iyi tasarımın sürdürülebilir olduğunu bir kez daha gösterdi.

Rami Kütüphanesi dönüşüm projesinde, minimum mimari müdahale ile yapının kışla kimliğini günümüze tercüme ettiğinizi gözlemleyebiliyoruz. Projede gerçekleştirdiğiniz mimari müdahalelerden bahsedebilir misiniz?

Bakar bakmaz görülmeyen fakat hissedilen şeylere önem veriyoruz. İçeride uygulanacak program, yeni katlar ve hacimli alanlara ihtiyaç duyuyordu. Bu ihtiyaçlara cevap vermek için asma katlara yoğunlaştık. Asma katları yerleştirerek onların sınırlarını kışlanın hacmini hissettirecek şekilde çizdik ve taşıyıcı bir sistem geliştirdik.

Bu parametreler üzerinden mühendislerle bir araya gelerek çalışmalarımızı sürdürdük. Tavanlar çok yüksek olduğu için katları zeminden taşıtmaya karar verdik. Taşıyıcıların kitap raflarıyla birlikte var olacaklarını düşünerek, ikisini bir araya getirmek üzerine çalıştık. Taşıyıcıların biçimi ve kesitleri mühendislerin ilk önerisine göre şekillendi. Kutu profil kullanmamızı önerdiler ve bu öneriyle birlikte kolonlar devreye girdi. Kitaplık rafları kolonların etrafında konumlanacaktı. Böyle olunca da rafların arasında dolaşım için ayrıca bir taşıyıcı kalınlığı gerekiyordu. Bu sebeple taşıyıcıları artı şeklinde tasarlamaya karar verdik. Böylece artının dudaklarından birinin iki yanına kitaplık rafları geldiğinde, taşıyıcılara ayrılacak yer minimize olacaktı. Bu tasarımla birlikte profilin taşıyıcılığı üzerinden bir de konsol çalıştırmayı doğru bulduk. Dolayısıyla, asma katı o hacmin içine minimum müdahale ile yerleştirmek üzerine çalıştık.

Bir diğer mimari müdahalemiz de koridorlarda oldu. 1 kilometre uzunluğunda 4 metre genişliğindeki koridor, sadece gelip geçmek için çok bonkör bir alan. Bu koridora, basamaktan oluşan amfi benzeri bir düzlem ekledik. O düzlem de ziyaretçiler için okuma ve çalışma alanı tanımladı. Düzleme oturduğunuzda pencereler omuz hizanıza geliyor ve avluya bir seyir sağlıyor.

Binanın düşeylerine çok entegre olmadan, ıslak hacimlerde dahil, mekanı algılatan duvarları öne çıkardığımız bir müdahale oldu.

Tüm projelerimizde minimum dokunuşu tercih ediyoruz. Rami Kütüphanesi bu konuda iyi bir örnek. Çok büyük bir metrekare ama müdahale şekli minimum.

Var olan kışla binasıyla birlikte kütüphaneye eklemlenen iki yeni yer altı binası da mevcut. Bu alanlar nasıl kullanılıyor?

O alanlar, Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin hizmet birimleri ve depoları. Türkiye’de bildiğim kadarıyla altı farklı yere her yayından bir kopya gidermiş; burası da onlardan biri. Kitaplar buraya geliyor, depodaki robotik bir toplama sistemiyle toplanıyor. Yer altı binaları, zeminden de görülebilecek alanlar. Yer altında olmasına rağmen ışık alan bir alan.

Mimar olarak yapı hayata geçtikten sonra da takip ediyor ve gerçekleştirdiğiniz süreci farklı gruplara aktarıyorsunuz. Kent belleğinde önemli bir yer edinmiş yapıların günümüze adapte edildiği örnekler için bunun çok önemli olduğuna inanıyoruz.

Duvarları “kitaplarla” kaplı bir evde büyüdüm ve mimarlık eğitimimi İTÜ’de , mimarlık okuluna dönüştürülmüş bir kışlada” aldım. “Rami Kütüphanesi (Kışlası)” projesi bu iki tanıdığım dünyayı bir araya getireceği için heyecan vericiydi. Bildiğim iki dünyayı bir araya getirecektik; eğitim ve mimari. Kişisel olarak burasıyla, bugüne kadar yaptığım binalara göre daha ayrı bir duygusal bağım var.

Burada 24 saat açık olan alanlar var. Kullanıma açıldığından beri saat kaçta gelirsem geleyim her zaman dolu olduğunu görüyorum. Burası sadece kütüphane değil, önemli bir sosyalleşme alanı oldu. Çok mutluyum ki, bu hacimdeki böyle bir kullanımı şehre kazandırmakta payımız oldu.

#Rami Kütüphanesi #Rami Kışlası #Han Tümertekin #dönüşüm projesi #kamusal alan #kütüphane #istanbul #röportaj


Sayfanın Başına Dön