REGGIO SCHOOL

Mimar Andrés Jaque tarafından tasarlanan Reggio School, mimari ve pedagojiyi iç içe geçirerek; öğrencilerin kendi kendini yönlendirdiği kolektif deneylerle eğitim sürecini destekliyor.

Okul yapısı, bir çocuğun hayal gücü kadar renkli ve neşeli olmayı hedefliyor.

Çocuklar, okul öncesi dönemde yaşadıkları fiziksel çevrelerini seçemiyor ya da oluşturamıyorlar. Bu durum okul dönemiyle birlikte değişiyor. Geleceğin yetişkinleri olarak gördüğümüz çocukların, eğitim gördükleri okul yapılarının tasarımları da kişisel gelişimlerine katkıda bulunuyor. Eğitim yapılarını, toplumun yaşam biçimine yön veren mekanlar olarak kabul edersek, ekolojik ilkelere sadık şekilde kurgulanan tasarımlar, çevresel konularda farkındalık yaratabiliyor. Öğrenciler; bu okullarda, sürdürülebilirlik gibi değerleri benimserken, doğayla iç içe geçerek keşif, merak gibi duygularını ve fiziksel becerilerini de geliştiriyorlar.

Reggio School, bu bağlamda tasarlanan güncel örneklerden biri.

Office for Political Innovation’ın kurucusu olan mimar Andrés Jaque, Madrid’in Encinar de los Reyes semtinde Reggio School adında bir okul tasarladı. Reggio School, bir çocuğun hayal gücü kadar renkli ve neşeli olmayı hedefliyor.

Merak ve keşif etrafında şekillenen Reggio Emilia eğitim yaklaşımından ilham alan okul yapısı, mimari yapıların çocuklarda keşfetme ve sorgulama arzusu uyandırabileceği fikrine dayanıyor. Reggio School bu doğrultuda; belli parametreler üzerinden üst üste katmanlanan bir yapı olarak inşa edildi. Yaratıcılığın ön planda tutulduğu okul, geleneksel okul tipolojilerinin aksine, öğrencilerin keşfetmeye teşvik edildiği karmaşık bir ekosistem olarak işliyor.

Okulun, zeminde daha az yer kaplayan dikey mimarisi ile karbon ayak izinin minimumda tutlması hedefliyor. Binada bulunan mekanik sistemler, öğrencilere bir bütünü oluşturan parçaları göstermek üzere bilinçli olarak görünür tutuldu. Cephelerde, çatılarda ve iç bölmelerde kullanılan malzemelerin büyük bir bölümünde, ısı yalıtımı ve mekanik sistem dağıtımı gibi teknikler kullanılarak %48 oranında enerji tasarrufu sağlanıyor.

Binanın dış cephesi hem ısı izolasyonu hem de çeşitli canlılara yaşam alanı yaratmak için mantar sarma ile kaplandı. Kullanılan mantar malzeme, iç mekanın ısıtılması sırasında tüketilen enerjinin pasif olarak %50 oranında azaltılmasını sağlıyor. Mantar kaplamanın düzensiz yüzeyi, organik malzemelerin birikmesine izin verecek şekilde tasarlandı. Böylece binanın kabuğu, mikrobiyolojik mantar, bitki ve hayvanlar için yaşam alanı yaratacak. Aynı zamanda, malzemenin yarattığı pürüzlü doku, dış cephede el yapımı, ilkel bir izlenim oluşturuyor ve bu da binadaki yaratıcılığı destekliyor.

Dikey tasarım prensibiyle tasarlanan okulda, sınıflar ve diğer öğretim alanlarının katlara dağılımı, yaş gruplarına göre gelişen beceriler ve sınıfların doğayla olan yakınlığı göz önünde bulundurularak yapılıyor. Zemin katta, daha genç olan öğrenciler için araziyle bütünleşen, dış çevreyle daha ilişkili sınıflar bulunuyor. Üst katlarda ise; ara ve üst sınıf öğrencileri için yapı içerisindeki seranın etrafına yerleştirilen öğretim alanları ve su, toprak depoları bulunuyor. Bu kat dağılımı, öğrencilerin okul ekosisteminde keşfetme arzularını güçlendiriyor.

İkinci kattaki kemerler, çevredeki ekosistemlere açılan boşluklar olarak kurgulanıyor. Toplanma meydanı olarak işleyen alan, öğretmenleri ve öğrencileri çevredeki bölgelerle etkileşime girmeye teşvik ediyor.

Okulda, yarı kapalı bir toplanma alanı, sera işlevi gören bir atrium, kelebekleri, kuşları ve yarasaları barındıran küçük bahçeler bulunuyor.

Reggio School, mimari ve pedagojiyi iç içe geçirerek; öğrencilerin kendi kendini yönlendirdiği kolektif deneylerle eğitim sürecini destekliyor.