SAKİN, NAİF VE İDDİALI: ARIC CHEN
SAKİN, NAİF VE İDDİALI: ARIC CHEN
SAKİN, NAİF VE İDDİALI: ARIC CHEN
SAKİN, NAİF VE İDDİALI: ARIC CHEN
SAKİN, NAİF VE İDDİALI: ARIC CHEN
SAKİN, NAİF VE İDDİALI: ARIC CHEN

SAKİN, NAİF VE İDDİALI: ARIC CHEN

MİMARİ   24.11.2020

Küratör Aric Chen için bu yıl, projelerle dolu. Daha önce Hong Kong'un West Kowloon Cultural District bölgesinde yer alan görsel kültür müzesi M+'da Mimari ve Tasarım Baş Küratörü olan Chen, bu yıl Design Miami’nin küratöryel direktörlüğünü yürütüyor. Hayranlık uyandıran sakin ve naif tavrı, imza attığı iddialı işlerde kendini başka şekilde belli ediyor. Chen’le bu yılın heyecanlarını konuştuk. Bir de, Miami’de hava çok sıcakmış.

Son yıllarda tasarım ve mimarlık alanında sizi en fazla heyecanlandıran gelişme ne? 

Tasarımcıların ve mimarların, işlerine yenilenmiş bir görev duygusuyla yaklaştıklarını görmek. Bu görev, yeteneklerini, zekalarını ve hayal güçlerini, dünyadaki kritik sorunların üstesinden gelmek için kullanmak üzerine kurulu. Daha da önemlisi, bunu eskisinden daha sofistike bir şekilde yapıyor olmaları. Bu demek oluyor ki, günümüzde tasarım ve mimarlıktan eskiden olduğu gibi ‘sorun çözme’ bağlamında söz etmiyoruz; artık farkına vardık ki, sorunların pek çoğu çözüme kavuşturulmak için fazla karmaşık. Artık, tasarımcıları ve mimarları karşılaştığımız sorunları dile getirmenin, iletişim kurmanın ve yön bulmanın yollarını keşfederken görüyoruz; bunu da son derece düşünceli ve gelecek vaat eder şekilde yapıyorlar.

 

Tasarım ve mimarlık etkinliklerinin sayısında dünya çapında bir artış söz konusu. Yaratıcı üretim üzerinde belirgin bir etki yaratacak şekilde kapsamlı, güçlü, etkin ve anlamlı bir tartışma zemini yaratmak için, bu etkinliklerin nasıl bir format ya da çerçeve oluşturması gerekiyor?

Sanat fuarlarında, bienallerde ya da tasarım haftalarında, olayla ilgili doğru oranda artan bir yorgunluk var. Kuvvetli olanların evrilmesi gerekecek, diğer yandan küçük çaplı olanlar daha odaklı ve taktiksel ilerleyecek. Genel anlamda bu etkinliklerin, ilgiyi muhafaza etmek için yalnızca vitrin olarak kalmayıp, platform ve içerik üreticisi, hatta yürütücüsü olmaları gerekecek. Diğer bir deyişle, etkinliğin kendisine daha az önem addedip, asıl önemi yaratıcı üretim, söylem ve aynı zamanda gerçek dünya anlamında neyi mümkün kıldığına yöneltmek gerekiyor. Elbette bunu söylemesi yapmasından daha kolay...

 

Endüstrideki kurumsallaşmış ve lider konumdaki isimlerin halen kuvvetli bir etki alanı olmakla birlikte, sahne almaya başlayan yeni zihinlerin de oyunda gittikçe daha etkili birer oyuncu haline gelmeye başladığını görüyoruz. Katılıyor musun?

Kesinlikle. Bir kuşak değişiminin tam ortasındayız; bir taraftan da bu, muhtemelen her zaman böyle olmuştu. Bir nesil sonrakine öncülük ettiği sürece, her zaman üretken bir diyalog ve aynı üretkenlikte temas söz konusu. Ben kendi neslimi, analog ve dijital çağa, mimarlıkta, tasarımda formalizmden, aktivizme yayılmış olmaktan ötürü bir şekilde geçiş nesli olarak görüyorum. Genç tasarımcılarla ilgili büyük bir umut var içimde. Belki de zaman, benden sonraki kuşağın yönlendiricisi olmamız zamanıdır...

 

Anı topluyor musun?

Elbette! Ama iyi olanlarına odaklanmayı tercih ediyorum.

 

NEONSIGNS.HK, başlıklı çevrimiçi sergin, Hong Kong’un capcanlı neon aydınlatma ekosistemine dair bir interaktif katalog niteliğindeydi ve kentin görsel kültürüne odaklanıyordu. Neon ışıkların yıllardır Hong Kong’un gece görüntüsüne damgasını vurduğu bilinen bir gerçek. Projeyi nasıl geliştirdiğinle ilgili süreçle ve bu görsel kültürün kentteki tüm yaşamı nasıl etkilediğiyle ilgili biraz daha detay verir misin?

Bu proje M+’ta çalıştığım yılların başında, bir iş arkadaşımın neon yönlendirmelerle ilgili bir makaleyi benimle paylaşmasıyla başladı. Makale Sammy's Since 1978 isminde bir et lokantasının tepesinde yer alan ve devlet tarafından sipariş edilen dev bir inek neonuyla ilgiliydi. Bu yönlendirmeyi koruma amacıyla müzenin koleksiyonuna almalıyız diye düşündük, zira neon yönlendirmeler Hong Kong’un kentsel peyzajından çok çabuk yok oluyorlardı ve hala da öyleler. Tamamen içgüdüsel bir tepkiydi ancak bu kararla birlikte, kararımızın nedenini de keşfetmeyi istedik. Ve böylece, birer görsel kültür müzesi olarak neon yönlendirmeleri inceleme girişimi NEOSIGNS.HK ortaya çıktı. Videolar, makaleler, slayt gösterileri, sanatçıların eserleri ve daha pek çok iş aracılığıyla, bir ustalık ve endüstri olarak bu yönlendirmelere kentsel tipografi perspektifinden baktık. İşler arasında, insanları neon yönlendirmelerin fotoğrafını çekip bir dijital harita üzerine yerleştirmeye davet eden bir proje de yer alıyordu. Sonuçta bu, bir neon yönlendirme arşivi haline dönüştü...

 

Design Miami etkinliğinin Küratöryel Direktör’ü oldunuz ve bu pozisyon, organizasyon tarihinde bir ilk. Design Miami neden bir küratöryel direktöre ihtiyaç duydu?

Benim pozisyonum, fuarların diyalog yaratma anlamındaki rolü üzerinden bir farkındalık yaratılması gerektiği fikri üzerinden ortaya çıktı. Bu fikir, Design Miami’nin başından beri önemli bir parçasıydı, ancak bana göre buna biraz daha belirgin bir şekilde yer vermek istediler. Ben de bunu kendi adıma büyük bir fırsat olarak görüyorum.

 

Design Miami’nin programında bu yıl neler var, nelere odaklanıyorsunuz?

İnsan faaliyetinin gezegenin doğasını ve doğanın kendisini değiştirdiği günümüzde, tasarımcıların malzeme, yapma biçimleri ve kaynaklar üzerine nasıl yeniden düşünmeye başladıklarına odaklandık. Bu fuarı ‘post-nature’, ‘antroposen’ yılı olarak adlandırabiliriz. Haziran ayındaki Desin Miami/Basel’de dünya ve özellikle jeolojiye odaklanacağız. Aralık ayında Miami Beach’te gerçekleşecek Design Miami’de, su odağıyla devam edeceğiz.

 

Son yıllarda gördüğün en yaratıcı veya ilginç şey neydi? 

Eski bir New Yorklu olarak, Manhattan’da yeni gelişen Hudson Yards karşısında gösterilen ezici derecede olumsuz ve eleştirel tepkiyi izlemek inanılmazdı. Alanı ve tamamlayıcılarını şahsen görmediğim için, kendi kişisel yargımı şimdilik saklı tutuyorum... Öte yandan, içinde yaşadığımız bu aşırı servet, fırsat ve hak eşitsizliği döneminde, projenin kendi algılanmış konumsuzluğu, seçkinliği ve gösterişliliği üzerinden, neden olduğu bu aşırı öfkeyi bir çeşit sapkınlık şeklinde izlemek heyecan vericiydi. Bu, en azından insanların hala kent mekanını, kamusal bölgeyi ne kadar önemsediklerini ve bunların bir kentin sosyal dokusunun nasıl ayrılmaz birer parçası olduğunu gösterdi.

 

Kendi kişisel tarzını nasıl tarif edersin?

Zahmetsiz! Zahmetsizlik bir lütuf anlamında değil elbette, kelimenin tam anlamıyla çok az çaba sarf etmemden mütevellit...

 

Dünyanın her yerinde küratöryel projeler üzerinde çalışıyorsun. Her içerik ve proje için özel bir kültürel okuma yapıyor musun?

Sanırım uzun ömürlü bir yabancı olmaya alışkınım. Ancak umarım, bu bana iyi ve empati sahibi bir gözlemci olmak için kritik mesafemi koruma imkanı veriyordur. Bu yaklaşımı, her nerede olursa olsun tüm projelerime lanse etmeye çalışıyorum.

 

Dijitalleşme ve yeni teknoloji, bilgimizi genişletme konusunda bize yardımcı mı oluyor yoksa aksine daha derin olması gereken bir anlama eylemini kısıtlı hale mi getiriyor?

Bakış açımızı genişleten ya da daraltan şey teknoloji değil, onu nasıl kullandığımız ve gördüğümüz, onu kontrol edenler tarafından ne şekilde kullanıldığı... Ve şu anda teknolojiyi kontrol edenler onu pek iyi bir şekilde kullanmıyorlar, dolayısıyla biz de...

Masanda seni bekleyen bir sonraki iş ne?

Design Miami ve M+’ın yanı sıra, Eylül ayında Japonya’da gerçekleşecek Arata Isozaki sergisi, Aralık ayında İsrail’deki Design Museum Holon’da açılacak State of Extremes başlıklı etkinlik ve Sonbahar döneminde Brooklyn Müzesi’nin 20. yüzyıl tasarımı galerinin yenilenmesi üzerine çalışıyorum. Aynı zamanda yaşadığım yer olan Şangay’daki Tongji Üniversitesi’nde ders vermeye başlıyorum ve üniversitede bir küratöryel laboratuvar açıyorum. Bu bana evimde kalmak için daha çok sebep vereceğimden, ayrıca heyecanlıyım...

XOXO The Mag izniyle yayınlanmıştır. 

Tarih/Sayı: XOXO The Mag İlkbahar/Yaz 2019

Fotoğraflar: Mark Cocksedge

#AricChen #DesignMiami #röportaj #video röportaj


Sayfanın Başına Dön