YARININ MÜZESİ

Santiago Calatrava imzalı Museum of Tomorrow, dünyanın geleceğini sorgulayan bir kültür merkezi olarak işliyor. Yapının, yerel kültürlerden ilham alarak tasarlanan çarpıcı mimarisi, kent ve doğa arasındaki ilişkiyi araştırıyor.

Süreç içinde tanımı evrilen müze kavramı, bugün geçmiş ile gelecek arasında bir diyalog kuruyor. Toplumsal değerleri merkezine alarak geliştirilen çağdaş müzeler, sergi alanı olmanın ötesinde kapsayıcı ve dinamik tavırlarıyla yapının bulunduğu bağlama entegre olmuş, yaşayan mekanlara dönüşüyorlar. Bölgenin kültürel miraslarını koruma sorumluluklarıyla birlikte toplumsal gelişimi de desteklemeye odaklanan müzeler, çevresiyle birlikte anlamlandırılan, bölgeye duyarlı ikonikleşmiş eserler olarak anılıyorlar.

Maua İskelesi'nde bulunan Museum of Tomorrow (Yarının Müzesi), Rio de Janeiro’daki liman bölgesi Porto Maravilha’da konumlanıyor. Bölgenin yeniden canlanması için Santiago Calatrava tarafından tasarlanan yapı, dünyanın geleceğini sorgulayan bir kültür merkezi olarak işliyor. Yerel kültürlerden ilhamla tasarlanan yapı, mimarisiyle kent ve doğa arasındaki ilişkiyi araştırıyor.

Müze, 5000 metrekarelik sergi alanı ve yapının çevresinde rıhtım boyunca uzanan 7600 metrekarelik bir kamusal alana sahip. Denize doğru 45 metre ve meydana doğru 75 metre uzunluğunda, geniş eklentilere sahip olan yapı, müzenin rıhtımdan körfeze doğru uzantısına dikkat çekiyor.

Yapının üst katında kalıcı sergi alanları ve Guanabara panoramik manzarası yer alırken, alt katta ise etkinlik alanları, teknik odalar, araştırma salonları, oditoryum, müze mağazası, arşiv ve depo alanı gibi mekanlar bulunuyor. Müze, çevresini saran bahçeler, yollar ve diğer kamusal alanlardan oluşan peyzajın sürdürülmesini hedefliyor.

2015 yılında Porto Maravilha bölgesinin yeniden canlandırılması için hayata geçirilen müze, doğa ve kent arasında kurduğu diyalogla birlikte ziyaretçiler için zengin deneyimler sunuyor. Yaşayan bir bölge yaratma hedefiyle toplumsal sürdürülebilirlik sağlarken, kullandığı doğal ışık ve enerji kaynakları ile çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini de tasarımına entegre ediyor. Koydaki deniz suyu, yapının içindeki sıcaklığı düzenliyor ve müzenin etrafını saran havuzlardaki suya kaynak oluşturuyor. Strüktürdeki fotovoltaik güneş panelleri ile de güneş enerjisi üretiliyor.

Biz kimiz? Nereden geldik? Neredeyiz? Nereye gidiyoruz? Gelecekte nasıl birlikte yaşamak istiyoruz? gibi sorulara cevap arayan müze, bünyesindeki sergilerle nüfus artışı, tüketim kalıpları, iklim değişikliği, teknolojik gelişmeler gibi konulara odaklanıyor ve daha iyi bir gelecek için toplumu teşvik ediyor.