Yaşayan Tasarımın Parçası Olmak

Yeni nesil mimarlık anlayışı, insansız steril mekan fotoğraflarından çok, ögrenen ve evrilen sistemleri ön plana çıkartan yaklaşımları merkezine alıyor.

Bir araya gelmek ve disiplinlerarası tasarım ve inovasyon bağlamında fikir üretmek, çalışmak eylemi bir gereksinim olmuş durumda. Birbirinin içine geçen disiplinler, fiziksel olarak etkileşebilecekleri bir mekan arayışına giriyor. Bu noktada yaratılan özgün iş modeli, bu yapılanma içerisindeki dinamizm, değişim ve devingenliği besleyecek, destekleyecek ve teşvik edecek, uyarlanabilir bir yapıya bürünüyor.

ATÖLYE İstanbul’un Ekim 2015’te Tarihi Bomonti Bira Fabrikası’nda 700 m2’lik bir alanda yer almasının ardında; yaklaşık üç sene süren bir global araştırma, çalıştaylar, ‘‘beta mekan’ kurulumu ve en önemlisi disiplinlerarası bir topluluk oluşturma süreci yatıyor. Atölye’nin bu süreçteki deneyiminin mekandaki karşılığını Bomontiada’da gözlemleyebiliyoruz.

Mimari tasarımı ATOLYE Labs ve PIN Architects tarafından gerçekleştirilen Atölye İstanbul, Bomontiada içerisinde; ortak çalışma, üretim, prototipleme, sergileme, ve öğrenme gibi farklı kullanım senaryolarına hizmet eden ve birbirinin varlığını karşılıklı besleyen esnek alanlar barındırıyor. Tasarım ekibi, yarattıkları mekanın içinde çalışmaya devam ederek yaşayan tasarımın parçası oluyor.

Projenin hedefleri mekan tasarımına birebir yansıyor. Tasarım bağlamında, proje sürecinde dört ana strateji üzerinden ilerlenmiş:

-  Hassas bir açık plan yerleşimi

-  Yüksek performanslı altyapı

-  Özel üretim mobilyalar

-  Yaşayan Tasarım 

Fotoğraflar: Yerçekim