EN YAKINDAKİNE YENİDEN BAKMAK
EN YAKINDAKİNE YENİDEN BAKMAK
EN YAKINDAKİNE YENİDEN BAKMAK
EN YAKINDAKİNE YENİDEN BAKMAK
EN YAKINDAKİNE YENİDEN BAKMAK
EN YAKINDAKİNE YENİDEN BAKMAK

EN YAKINDAKİNE YENİDEN BAKMAK

TASARIM   23.06.2020

Gündemin hızlı aktığı, yoğun olduğu, odağımızın genişlediği zamanlarda, algımızla oynayan ve bizi içine çeken meseleler artıyor. Böyle zamanlarda en yakınımızdakine olan dikkatimizi kaybedebiliyoruz. Bu karmaşanın yorucu hale gelmeye başladığı durumda, dönüp yakındakinin hikayesine, geçmişine, kültürüne, üzerimizdeki etkisine ve onunla kurduğumuz ilişkiye bakmak, bunun üzerine düşünmek görünenin ötesinde bir derinlik yaratıyor. Vitra Design Museum’da gerçekleşen iki sergi, farklı bağlam ve ölçeklerde, en yakınımızdaki meseleleri odağına alıyor. Bunlardan biri ev, diğeri de gündelik hayat nesneleri...

Şubat ayının başında açılan ancak salgın nedeniyle kapalı kalan “Home Stories: 100 Years, 20 Visionary Interiors” sergisinde ev, “günlük rutinlerimizi şekillendiren, hayatımızı temelden etkileyen ve yaşam şeklimizin bir yansıması olan” bir kavram olarak tarif ediliyor. Ki yakın zamanda küresel olarak milyonlarca insanı etkisi altına alan ve hâlâ içinde yaşadığımız salgın dönemi bunu belirgin bir şekilde yeniden fark etmemize neden oldu diyebiliriz. Serginin amacı, iç mekândaki kişisel objeleri ve mobilyaları, yıllar içinde nasıl bir gelişim gösterdikleri üzerinden yeniden tartışmaya açmak. Serginin özellikle Batı dünyasını kapsayan anlatımı, iç mekân tasarımını ve onun kullanılma şeklini, geçtiğimiz 100 yıllık dönemdeki önemli sosyal, politik, kentsel ve teknolojik hareketlenmeler üzerinden sunuyor.

© Vitra Design Museum

Bu 100 yıl içinde gündelik hayatta, ev yaşamında ve dolayısıyla bu yaşamın mekânsal anlamda çok önemli bir unsuru olan “ev”lerde büyük değişimler olduğunu çeşitli çalışmalar üzerinden görmek mümkün.  Bu anlamda on yıllar içinde evleri etkisi altına alan kilometre taşları arasında savaş sonrası kentsel planlama çalışmaları, ilerleyen yıllarda ev aletlerinde görülen artış, politik çalkantıların etkisiyle eşitlik çığlıklarının yükseldiği yıllarda bunun yansıması olarak daha gayrı resmi yaşam alanlarına olan ilgi, ardından iş-özel hayat alanlarının birbirinin içine geçmesiyle yaşanan dönüşümleri saymak mümkün. Sergide bu kilometre taşlarının etkisi altında şekillenen tasarımlar, aralarında Adolf Loos, Lina Bo Bardi, Assemble, Elsie de Wolfe gibi tasarımcı ve mimarların ikonik işleri üzerinden sunuluyor. Sergide yapılmak istenenlerden biri de, iç mimarlık disiplini ve iç mekânlarla ilgili çeşitli söylemleri yeniden ele almak ve bu alanın yalnızca mimari ve ürün tasarımından değil, sanatın pek çok alanından, sahne tasarımı gibi uzmanlıklardan nasıl ilham aldığını, farklı dönemlerin önemli örnekleri üzerinden ortaya koymak.

Vitra Design Museum’da gündelik yaşamı farklı bir bağlamda ele alan diğer sergi, geçtiğimiz yıl Aralık ayında açılan, “Typology: An Ongoing Study of Everyday Items” başlığını taşıyor. Bu sergi de tam bugünler için çok anlamlı bir içeriğe sahip. Temelinde, tüm nesnelerin profesyonel tasarımcılar tarafından tasarlanmamış olabileceği gerçeğine dair bir söylem var.

Gündelik hayatımızda kullandığımız anonim nesnelerin bazılarının geçmişi çok eskilere dayanıyor ve bu nesneler zaman içinde form, işlev, estetik anlamda gelişerek bir takım değişimlerden sonra günümüze geliyor. Bu değişimlerin bazıları sembolik ve küçük ölçekliyken, bazıları da bunları tetikleyen sosyal, ekonomik, politik olayların ve durumların etkisiyle daha kapsamlı bir anlam içerecek şekilde karşımıza çıkıyor. Ürün tasarımcıları Raphaël Daufresne, Thélonious Goupil, Guillaume Bloget ve Guillaume Jandin tarafından kurulan Fransız tasarım kolektifi Collections Typologie’nin gerçekleştirdiği sergi, kolektifin - şarap şişesi, mantar tıpa gibi- nesnelerin geçmişleri, üretim süreçleri ve biçimsel dilleri üzerine yaptıkları araştırmanın sonuçları üzerine kurulu. Kolektifin temel prensibi, nesne kültürü, nesnelerle kurduğumuz ilişki, kaynak tüketimi ve yaşam tercihleri gibi tartışmalar üzerinden yeniden bir sorgulama alanı açmak. Thélonious Goupil amaçlarını, “insanları nesnelere yeniden bakmaya teşvik ederek, tanıdık şeylere dair ortak algıyı genişletmek” olarak tarif ediyor. Collections Typologie’nin bu araştırmaları yaparken yürüttüğü pratik; ele aldıkları nesnelere dair örnekleri toplamak, tasarımlarını belgelemek, sonrasında çeşitli alanlardan uzmanlarla işbirliği yaparak biçimsel tarihi üzerine tartışmak ve yeni sorular ortaya çıkarmak şeklinde özetlenebilir.  Kolektif tüm bu araştırma ve çalışmaları, her bir sayısı tek bir nesneye ayrılmış olan kendi hazırladıkları dergi ile paylaşıma açıyor.

© Vitra Design Museum

Vitra Design Museum’da yer alan ve özellikle şu an içinde bulunduğumuz koşullarda gündelik yaşantımız ve bu yaşantının bir parçası olan mekânlar, nesneler üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat sunan bu iki sergi önümüzdeki yılın ilk aylarına kadar gezilebilecek. “Typology: An Ongoing Study of Everyday Items” sergisi 24 Ocak 2021’e kadar devam ederken, “Home Stories: 100 Years, 20 Visionary Interiors” sergisinin son günü 28 Şubat.

#Vitra Design Museum #Vitra Tasarım Müzesi #ev #nesne #tasarım #sergi #gündelik yaşam #Adolf Loos #Lina Bo Bardi #Assemble #Elsie de Wolfe #Collections Typologie


Sayfanın Başına Dön