‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ
‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ

‘ÖLÇEK’İN KURGUSALLIĞI VE DEĞİŞKENLİĞİ

MİMARİ   12.11.2020

Versus Art Project, 22 Ekim-21 Kasım tarihleri arasında küratörlüğünü Ezgi Bakçay’ın yaptığı, Alper Derinboğaz, Can Aytekin, Ege Kanar, Metehan Özcan, Ömer Pekin, Pfeifer & Kreutzer, Selim Süme, Serkan Taycan, Sinem Dişli, Yağız Özgen, Yelta Köm ve Yusuf Murat Şen’in katılımıyla gerçekleşen ‘Ölçek/Scale’ isimli sergiye ev sahipliği yapıyor

Türk Dil Kurumu’nun güncel sözlüğünde ‘Birim kabul edilen herhangi bir şeyin alabildiği kadar ölçü’ olarak tanımlanan ölçek, tasarımcı ve mimarların vazgeçemeyeceği bir kavram. Bir taraftan da gündelik hayatta dış dünyayla, çevreyle, sistemlerle kurduğumuz ilişki içinde çok sık başvurduğumuz bir tarif. Ve bir tür karşılaştırma imkanı da sağlıyor. Diğer yandan, ölçeği, sergide yer alan projeler üzerinden, zaman, mesafe, ritim, erk, kontrol, bellek, algılayış gibi pek çok meseleyle kesiştiği noktada düşünürsek, anlamı genişlemeye başlıyor

Ölçek/Scale sergisi, ‘toplumsal yapıların, bedenlerin ve mekanların, kapsamaların ve dışlamaların mutlak sayılan düzeniyle yeniden mesafelenmenin olasılığını tartışıyor. İçinden geçmekte olduğumuz bu özel dönemi de gözeterek, insan türünün dünya ile kurduğu ölçeklendirilmiş ilişkideki bozulmalara odaklanıyor.’ Küratör Ezgi Bakçay, sergi metnine, ‘Bureau International des Poids et Mesures / Ağırlıklar ve Ölçüler  Uluslararası Bürosu’nda 1889’de yapılan Birinci Ağırlıklar ve Ölçüler  Genel Konferansı’nda belirlenen metre prototipinin, 1983 yılındaki onyedinci konferansta bir müze nesnesi haline geldiğini ve metrenin tanımının değiştirildiğini’ aktararak başlıyor. Ve ölçekleri ‘kurgusal’ olarak tanımlıyor.

Sergi mekanına girer girmez, ziyaretçileri karşılayan, Yelta Köm’ün ‘Peki, bugün?’ isimli multi-medya yerleştirmesi, ‘günümüzde teknoloji ile kurduğumuz ilişkinin mekânsal karşılıklarını araştıran, bedenimizde ve zihnimizdeki etkilerini ve yer yüzüne eklenmelerini sorgulayan bir imgeler bütünü’ olarak anlatılıyor. Çalışmanın dikkat çektiği meselelerden biri, haritaların, ekranlarımızdan gördüğümüz imgelerin ve internet dünyasının üzerimizde yarattığı etkinin mekânsal karşılığının ne olabileceği sorusu. Tüm bunlar doğa ile ilişkimizi ve kent imgesini algılayışımızı ne şekilde dönüştürüyor acaba? İmajların rastlantısallığa yer bırakmadığı noktada, bu rastlantısallığın peşine düşmek bir tür direniş mi? 

Bu sorgulamayla sergi mekânının içine daha da girildiğinde, aynı odanın içinde konumlanmış olan Yağız Özgen’in, Sinem Dişli’nin,  Serkan Taycan’ın, Metehan Özcan’ın ve Yusuf Murat Şen’in çalışmaları ‘ölçek’ kavramını farklı bağlamlarda sunuyor. Yağız Özgen’in ‘Atbaşı Bulutsusu’ çalışması, ‘yüksek teknoloji ürünü teleskoplar tarafından kaydedilerek çevrimiçi hale getirilen, Atbaşı Bulutsusu’na ait iki farklı görüntüdeki verileri farklı konfigürasyonlarda yeniden bir araya getiriyor’.  Bu çalışmada, ‘gök cisimleri ve olaylarına ilişkin görsel ve yazınsal enformasyonların çözümlenmesi’nden  bahsediliyor.  Data ve görsel ile bilgi arasındaki ilişkiyi  ortaya koyan bu işin tam karşısında yer alan Sinem Dişli’nin  ‘Pandemi Günlerinde Fotoğraf’ları ise aksine ziyaretçiyi beden ölçeğine geri getiriyor. Fotoğraflar,  sanatçının, ‘eller, temas etme arzusu/tehlikesi ve sanal bagˆ kurma arasında yas¸anan gerilim’i du¨s¸u¨nerek ürettiği “I·lgi Noktaları” projesini yeniden ele aldığı ve gu¨nes¸ baskı yo¨ntemi ile ürettiği işler. Yine aynı odada yer alan ve Serkan Taycan tarafından, 3. havalimanının konumlandığı İstanbul’un kuzey kıyılarında çekilmiş bir fotoğraftan oluşan ‘Shell’ çalışması, ölçek kavramının kurgusallığı ve değişkenliği üzerine çarpıcı bir örnek. Belli bir mesafeden bakarken burasının yakından fotoğraflanmış bir kum tepesi mi, yoksa uzaktan görüntülenmiş bir kayalık mı olduğu anlaşılmazken, yaklaşınca fark edilen sigara izmariti gerçeği ele veriyor. Farklı bir odada ziyaretçileri karşılayan Alper Derinboğaz’ın, ‘Transient’ işi ise zeplin balon, sodyum lamba ve ses sisteminden oluşuyor. Bu yerleştirme, insanın kendi ölçeği ile ilgili düşündürücü bir an yaratıyor. ‘Dünya, güneş ve ay ile olan ilişkimizin tüm bu alanların temelini oluşturduğu’ fikrinden hareketle hazırlanan bu çalışma, ‘mutlaka mimarlık olarak düşünülmeyen geçici mekânların doğasını araştırıyor’. Bunu yaparken yarattığı etki ise, insana ölçek üzerinden bu ilişkideki yerini sorgulatıyor.

 

Küratör: Ezgi Bakçay

Sanatçılar: Alper Derinboğaz, Can Aytekin, Ege Kanar, Metehan Özcan, Ömer Pekin, Pfeifer & Kreutzer, Selim Süme, Serkan Taycan, Sinem Dişli, Yağız Özgen, Yelta Köm, Yusuf Murat Şen

#sergi #ölçek #Scale #Versus Art Project #Alper Derinboğaz #Can Aytekin #Ege Kanar #Metehan Özcan #Ömer Pekin #Pfeifer & Kreutzer #Selim Süme #Serkan Taycan #Sinem Dişli #Yağız Özgen #Yelta Köm #Yusuf Murat Şen #Ezgi Bakçay


Sayfanın Başına Dön