SLUISHUIS: SU ÜZERİNDE KONUMLANAN FÜTÜRİSTİK MİMARİ

Bir yanda etkisi gün geçtikçe daha yoğun hissedilen iklim krizi ve diğer yanda gelişen teknoloji, mimarinin su etrafında şekillenmesini teşvik ediyor. Küresel ısınmanın yarattığı sorunlara karşı çözüm olarak giderek artan su üzeri yaşam, farklı ölçeklerde karşımıza çıkıyor.

Hollanda’da konumlanan Sluishuis, fütüristik tasarımıyla kent, su ve peyzaj arasında güçlü bir bağ oluşturuyor ve sakinlere yeni bir yaşam deneyimi sunuyor.

Teknoloji ve küresel ısınma gibi parametrelerin şekillendirdiği bugünün ve geleceğin dünyasında, mimarlık ve tasarım disiplinleri su etrafında gelişmeye devam ediyor. Mimarlık bağlamında bir malzeme olmanın ötesinde yapıyla güçlü bağlar kurarak mekanın algısını değiştiren su, bağlamı için önemli bir enerji kaynağı oluşturuyor. Su üzerinde yaşam ilkelerinden hareketle tasarlanan farklı ölçeklerdeki konutlar, çeşitli sorulara cevap veren özgün tasarımlarla karşımıza çıkıyor.

Hollanda’da gördüğümüz su üstü yapılarından biri olan Sluishuis, yaşam alanları ve kamusal alanlarıyla fütüristik bir yaklaşım izliyor. Mimarlık stüdyosu BIG ve Barcode Architects işbirliğinde geliştirilen Sluishuis konut projesi, Amsterdam’da su üzerinde konumlanıyor. Su, kırsal alan ve şehir arasındaki kesişime işaret eden yapı, Amsterdam konut tipolojisine çağdaş bir yorum getiriyor. Geometrik formuyla dikkat çeken yapı, bir köşesinden suyun avluya girmesine izin verirken, diğer köşesindeki yeşil bahçe kent ile bütünleşmesini sağlıyor. Yapının denizle kurduğu güçlü bağ, sakinler için yeni bir yaşam deneyimi yaratıyor.

442 daireden oluşan proje, geniş bir avlu etrafında şekilleniyor. Her daireden avluya erişim sağlanabiliyor ve yapının özgün formu, dairelerin optimum manzaraya ve gün ışığına sahip olmasını sağlıyor. Konut tipolojilerinin çeşitliliği, stüdyo dairelerden çatı katı dublekslerine kadar uzanıyor. Su seviyesinin altında bir otopark bulunurken, zemin katta ise avluya açılan bir yelken okulu, su sporları merkezi ve restoranlar yer alıyor. Yapının ahşap bölümde konumlanan merdivenler, terasa çıkış sağlıyor. Çevresinde ise teknelerin bağlanabileceği bir iskele yer alıyor. İskele; peyzajı, oturma alanları, suda yüzen bahçeleri gibi kamusal alanlarıyla yapının suyla olan temasını güçlendiriyor.

Modern mimarinin güncel örneklerinden olan Sluishuis, çevreyle yarattığı fiziksel harmoni ile birlikte sürdürülebilirlik ilkelerini de benimsiyor. Yapıda bulunan yaklaşık 2200 metrekarelik güneş paneli; ısı, havalandırma ve aydınlatma gibi enerji gereksinimlerini sağlıyor. Yapı, bünyesinde sürdürülebilir malzemelerin kullanımı, jeotermal enerji, yağmur suyunun geri dönüşümü gibi çözümleri barındırıyor.

Deniz üzerindeki bir yelkenliyi andıran bina, fütüristik yaklaşımı ve çarpıcı formuyla bölgenin ikonik yapılarından biri haline geliyor.