KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME
KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME

KATILIM TEMELLİ BİR YENİDEN İŞLEVLENDİRME

MİMARİ   24.01.2021

Kosova’nın Prizren şehrinde gerçekleşen, Kino Lumbardhi mimari tasarım, yeniden işlevlendirme ve koruma projesinin temelinde katılım, etkileşim, kolektif üretim, paylaşım ve diyalog yatıyor. Proje sürecini ve mimari tasarım detaylarını, Lumbardhi Vakfı Direktörü Ares Shporta ve projenin tasarımını gerçekleştiren KHORA Office’in kurucularından mimar Aslıhan Demirtaş ile konuştuk.

Eski bir sinema mekânı olan ve uzun yıllar kapalı kalan ‘Lumbardhi Cinema’ ile ilgili canlandırma projesi nasıl başladı?

Ares Shporta: Lumbardhi Sineması, kurumsal yapıda ilgi eksikliğinden ve analog teknolojide film elde etmenin zorluklarından dolayı, kentte yalnızca bir sinemanın işler durumda olması bağlamında 1999’daki savaş sonrasında kapanmıştı. 2002 yılında, kent sakinlerinin bir sinema ve kültür mekânı taleplerini dile getirmek için, belgesel ve kısa film festivali olan DokuFest etkinliği yapılmaya başlandı. 2007 ve 2014 yıllarında şehir yönetimi ve devletin yıkım ve özelleştirme girişimlerine karşılık sivil inisiyatifler ve aralarında Kosova’dan 58 kâr amacı gütmeyen kuruluşun da yer aldığı bir imza kampanyası başlatıldı. 8 bin imzanın toplandığı kampanyanın ardından, sinema kültürel miras olarak tanımlandı ve özelleştirme listesinden çıkarıldı. Bu noktada 2015’te bu girişimlerin taleplerini takip etmek üzere  Lumbardhi Vakfı kuruldu.

Aslıhan Demirtaş: Lumbardhi Vakfı ile işbirliğimiz önce şans, takiben çöpçatanlıkla 2016 yılında başladı. Sürecin başında, vakfın kurumsal oluşumundaki tartışmalara da dahil olduk, mekân ile kurum bir arada konuşulmaya başlandı. Bu bizim için çok kıymetli bir öğrenme süreci oldu. Olası bir yıkıma karşı mekânın hayal edilmiş bir gelecekteki kullanım pratikleri ile karşı koymayı düşünmek, hayır demenin ötesinde yapıcı ve sürdürülebilirliği olan mimari cümleler kurabilme şansına sahip olabildiğimiz için bugün çok mutluyum. İhmal edilmiş ve hali hazırda özelleştirme tehdidi altında olan bu mekânı öncelikle kamusal erişime ve programlamaya uygun hale getirecek müdahaleler tasarladık. Ana sinema salonu ve fuaye özelinde, yapısal ve mekanik olmayan, hafif ama etkili dokunuşlar sonucunda, Lumbardhi Vakfı 2017 yılından beri ana salonda oldukça talep gören kamusal programlar gerçekleştirebiliyor. Fuaye mekânı çalışma, küçük toplantı ve film gösterileri, atölyeler için kullanılabiliyor.

Tasarım faaliyetimiz, onarmak ve ortaya çıkarmak ekseninde şekillendi. Mekânı aydınlattık, zeminde yılların katmanlarıyla görünmez kılınmış ahşap döşemeyi ortaya çıkarttık,  projeksiyon ekranını onarıp havalandırdık.  Genel bakım ve boyama işleri ile birlikte bazı kullanımların konumlarında değişiklik yaptık, kafe gibi. Bu değişiklik ile kapısı kapanan sessiz bir okuma alanı ortaya çıkardık.

Vakıf sosyo-politik kapsamda faaliyet göstermenin yanı sıra, bizimle birlikte mimari tasarımı başarılı bir şekilde araçsallaştırdı. Yani sözle, yazıyla direnmenin ötesinde mekân potansiyellerini kullanarak ve kullandırarak mekânı kamusallaştırdı, kullanıcı pratiklerine alan açtı. Proje bu açıdan benim gözümde çok kıymetli. Sosyal ve mekânsal olanın birbirinden ayrılmadığı bu sürecin bugün geldiğimiz aşamasında projemiz bugün Avrupa Birliği tarafından destekleniyor.

Kültürel miras olarak tanımlanmış bir mekânı dönüştürürken, ihtiyaca karşılık verecek, etkileşim ve katılım oluşturacak, aynı zamanda bu misyonu destekleyecek şekilde sürdürülebilir bir model üzerine kurulu bir çerçeveyi nasıl oluşturdunuz?

Ares Shporta: Bir çerçeveden ziyade, ulaşılması gereken bir dizi hedef söz konusuydu. Lumbardhi’yi kamunun sahip olduğu bir yer haline getirmek için yerel ve merkezi hükümetlere karşı savunmak, burayı kullanılabilir hale getirmek, uzun vadeli bir vizyon inşa etmek, düzenli programlar geliştirmek, bölgenin ve kurumun geçmişini  araştırmak ve bu süreç aracılığıyla tüm bu aşamaları yürütecek ve kurumun devamlılığını güvence altına alacak organizasyonu kurmak gibi. 

Bu yolda, birbirinden farklı gibi görünen bu yaklaşımların hepsi bir diğerini, aktivist ruhu ve kurumlar arası iletişimi besledi. Aynı zamanda insanların doğrudan veya dolaylı olarak biçimlerde bir vizyon oluşturmalarını ve gerçek anlamda yapım sürecine dahil olmalarını mümkün kılan zamanı vermiş oldu. Mekânın kapıları açmak, burayı paylaşmak, kurulan iletişim, yapılan araştırma, gerçekleştirilen atölyeler, sunumlar ve programlar, kurumsal yapının oluşturulması ve binanın yeniden canlandırılması için önümüzde hala birkaç yıl daha olması nedeniyle sürekli evrilen kuruluş misyonunun takip edilmesine hizmet etti.

Projenin bu misyonla örtüşen tasarım ve mimari unsurlarını tanımlayabilir misiniz? Mekân etkileşimi, kolektif üretimi ve birbirinden öğrenmeyi nasıl destekliyor?

Ares Shporta: Bir araya gelme, çalışma, tartışma ve programlama anlamında yeteri kadar kamusal alanın, özellikle kapalı alanların olmadığı bir şehirde işe başladık. Dolayısıyla, bu arzuları mimari programa entegre etmeden önce, ilk başta bunları kültürel toplulukla ve kent sakinleriyle tartıştık. Sinema binasındaki farklı alanların kullanımını mümkün kılan ilk müdahaleler, Lumbardhi Vakfı’nın çok çeşitli tipte programları denemesine ve vakfa yöneltilen ihtiyaç ve gereksinimlerin toparlanmasına olanak verdi. Böylece, topluluğun bina ve kurumdan ne istediğini görebildik ve buna göre mekânsal alternatifler ortaya çıkarabildik.

Aslıhan Demirtaş: Tasarım, kurumun kendi kendini sürdürebilmesini kolaylaştıran iki temel müdahaleden oluşuyor. Bunlardan biri, ana sinema salonunun içine yerleştirilmiş iki kat yüksekliğinde kendi kendini taşıyan atölyeler (Workshops), diğeri de bir bodrum ve teras ile kuzey cephesine eklenmiş olan mutfak / yemek alanı (Kitchen / Dining Hall). Her iki müdahale de, ana binaya minimum düzeyde dokunan ve orijinal yapıyı tahrip etmeden sökülme olanağına sahip, hem mekânsal, hem finansal açıdan bağımsız işleyebilecek hacimler olarak tasarlandı.

Şehir merkezinde konumlanan Lumbardhi Sineması, genel giderlerinin büyük bölümünü konferanslar, eğitimler, konserler, gösterimler ve buna benzer etkinlikler için mekân kiralayarak karşılayabiliyor. Kurumun kendine yetebilmesini The Workshop / Atölye mekânının tasarımında kriter olarak aldık. Ana girişi nehir tarafında ve kent merkeziyle doğrudan ilişkili bu mekân ana salondan bağımsız şekilde kullanılabiliyor. İki ayrı atölye mekânından oluşan bu alanda erişilebilirliği sağlayan bir merdiven asansörü yer alıyor. Giriş katındaki atölyeler ihtiyaç halinde performanslar için sahne arkası olarak kullanılabiliyor. Ana salon ve atölye alanları arasındaki bölmeler esnek olup, çeşitli kullanım senaryolarına imkan sağlıyor. Mutfak / Yemek alanında yer alan kafe ve restoran, mekânın kullanıcılarına hizmet vermek, aynı zamanda sürdürülebilirliğine destek olan konferans ve benzeri etkinlikler için yiyecek içecek ikramlarının sunulması için önemli.  Bu mutfak, Lumbardhi Vakfı’nın gıda ile ilgili eğitim ve programlamasına da destek olabilecek bir mekân. Yapıya eklenen, mutfak ve yemek işlevlerinin üzerinde konumlanan teras farklı kullanımlar için kullanılabiliyor: açık hava sineması balkonu, teknik ekipman alanı, yemek salonu için teras ve ofisler için dinlenme alanı. Ek yapı ayrıca, hidrolik asansörle bağlantılı depo ve bir müzik stüdyosu bulunan bir bodrum ile binayı güçlendirmek için yeni temeller oluşturuyor.

Mekânda yer alan Lumbardhi Kitchen’ın detaylarını paylaşabilir misiniz?

Ares Shporta: Zengin bir yerel mutfak söz konusu olmasına rağmen, Lumbardhi’nin konumlandığı Prizren’in tarihi merkezi oldukça homojen ve hem yerel mutfağın çeşitliliğini yansıtmıyor, hem de bizim de farkında olduğumuz yeni ihtiyaçlara ve beslenme tercihlerine cevap vermiyor.  İhtiyaçlar bir yana, yemeği Lumardhi’nin tadını çıkarmanın yeni bir yolu olarak düşünürken, bir taraftan da mekânda bir araya gelmek için burada bir mutfağa yer açmayı başından beri düşünüyorduk. Mimarımız Aslıhan Demirtaş gıda, yerel üretim ve toplum katılımını bir araya getiren hareketlerle çok yakından ilgileniyor. Bu nedenle tasarım teklifinde yer alan mutfağı tam kapasite çalıştırmadan önce bu yeni işlevi denemeye başlamak istedik. Bu deneyim süresince, iki yaz dönemi boyunca yerel bir şef olan Diona bize katıldı ve menümüzü deneyip, insanlarla iletişim kurduktan sonra, Lumbardhi nehrinin hemen karşı tarafında, bizim de yeni ihtimallere ve deneylere göz atmamızı sağlayacak olan kendi yerini açtı.

Aslıhan Demirtaş: 2019’da, Lumbardhi Vakfı ve CHwB Kosova tarafından düzenlenen bir ‘Heritage Lab’ projesi olan ‘Kino Bahçe’ çalışmasının yürütücülüğünü yaptık.  Lumbardhi Kitchen bu çalışma kapsamında Heritage Lab öğrencileri, yapı zanaatkarlarının desteği ve bilgisi, Lumbardhi Vakfı ve CHwB Kosova organizasyonunda inşa edildi. Atölyeye süresince, katılan öğrenciler ve genç profesyoneller uyarlanabilir yeniden kullanım hakkında bilgi edindiler, KHORA Office tasarından tasarlanmış ahşap bir yaz mutfağı ve bir içme suyu çeşmesi inşa ettiler, tasarımda güncellemeler yaptılar,  ‘upcycling ve recycling’ yöntemleriyle kalan malzemeleri kullanarak mevcut mobilyaları tamir ettiler. Keresteden bir yapı olarak inşa edilen The Kitchen / Mutfak, bugün  yiyecek ve sürdürülebilirlik etrafında gelişen etkinlik ve programlar için bir jeneratör işlevi görürken, bir yandan da Lumbardhi’de açık hava sinema alanını harekete geçiren unsur.

The Kitchen / Mutfak, UNDP tarafından desteklenen ve CHwB Kosova tarafından yürütülen ‘The Adaptive Reuse of Kino Bahçe’ projesinin bir parçası. Projenin tümünde bahçenin miras nitelikleri koruyarak florasını zenginleştirdik ve iklim değişikliğine karşı dirençli hale getirdik. Bahçedeki toprak zemini mümkün olduğu kadar genişletip, 29 kavak ağacı diktik. Geçirgen olmayan mevcut beton zemini, yeraltı suyunun yağmur suyu ile beslenmesini destekleyen ve ısı adası etkisini azaltan geçirgen beton ile değiştirip doğal bir drenaj sistemi kurduk. Ana bahçe kapısının, sandalyelerin, sahne ve perdenin restorasyonu bu süreçte gerçekleşti.

Yiyecek kültürü ve tarihi politik, ekonomik, kültürel ve sosyal meselelerin her zaman önemli bir parçası. Ancak yiyecek ve mutfak etrafında gelişen diyalog ve kolektif üretim konuları son yıllarda daha çok karşımıza çıkmaya başladı.  Bunun tasarım ve mimarlık ile bağlantısı konusunda ne düşünüyorsunuz?

Aslıhan Demirtaş: Yiyecek üretimi, temini, hazırlanması ve tüketimi, toplumun kültürel, ekolojik ve politik bağlarıyla doğrudan ilişkili. Aynı zamanda aciliyet içeren iklim kriziyle de yakından bağlantılı. İnsanlar, siyasi ve toplumsal kararlar almak üzere bir araya gelmekten çok daha kolay bir şekilde yemek etrafında bir araya geliyorlar, birbirlerine yemek pişiriyorlar ve paylaşıyorlar.  Üründen önce süreci, nesneden önce deneyimi önceliklendirdiği için gıdanın mekânında umudum var.  Lumbardhi Kitchen’ı inşa etme şeklimiz müthişti. Atölye, bizler dahil katılanların beceri ve arzularına göre birlikte çalıştığı ve ahşap ustalığı, terrazzo yapımı, topluluk ve müzakere hakkında çok şey öğrendiği, başlı başına bir mutfaktı.

Diyalog zemini yaratmaya ve kolektif üretime açık olan böylesi bir alanın en belirgin -ve benzer projelere örnek teşkil edebilecek- bağlamsal ve mimari unsurları nelerdir?

Aslıhan Demirtaş: Lumbardhi Vakfı ve KHORA Office’in gerçekleştirdiği tasarımın genel prensibi, uyarlanabilir (genişletilmiş) yeniden kullanım idi. Bu tanım için Burçin Altınsay’a teşekkürler, zira yapıya bambaşka bir işlev atfetmek yerine sinema salonu işlevi başka kültürel üretim ve mecraları da içerecek şekilde genişletiliyor. Tasarım süreci fiziksel müdahale ve korumayı, kurumsal yapılanmadan ayırmıyor. Sürdürülebilirlik –hem yapısal hem kurumsal anlamda- büyük önem taşıyor ve UNESCO’nun ‘Historic Urban Landscape (HUL) / Tarihi Kentsel Peyzaj’ tavsiyeleriyle de aynı çizgide. Uyarlanabilir (genişletilmiş) yeniden kullanım projesinin programlama üzerindeki sonuçları, sosyo-ekonomik kalkınma için gençlerin ve farklı toplulukların katılımını sağlarken, müzik, sanat, performans, öğrenme ve birlikte çalışma için simgesel bir kültürel alanı etkin hale getiriyor.

Hepsinden önemlisi, mimari program ve öneriyi aktif bir katılımı takip ederek ve gözlemleyerek geliştirdik. Nihayetinde bir proje üretimini hedef almış katılımcı tasarım sürecinden bahsetmiyorum. Zamana yayılmış, aşamalı ve fiziksel müdahaleler ile öncelikle kullanıcı-mekân bağını gözlemledik. Ne gibi yeni pratikler ortaya çıkıyor, hangi yeni işlevler arzulanıyor, hangileri korunmak isteniyor, çalışmayan mekânlar hangileri? Benzeri sorularla işlev ve mekânı yeniden keşfetmeye olanak sağlayan ve topluluğun mekânı sahiplenmesine ve söz hakkına alan açan, adımlı bir ortak deneyim ve öğrenme sürecinin sonucu tasarım ve kurumun prensipleri oluştu. Bu aşamalı adımlar gibi bu adımları atanlar da çesitlilik içeriyor: Kullanıcılar, öğrenciler, müteahhitler, vasıflı zanaatkarlar, ustalar, mimarlar, UNDP, EU, CHwB ve daha sayamadığım diğerleri.

Tam olarak bugün ve özellikle de kent yaşamında diyalog, birliktelik ve etkileşim neden önemli?

Ares Shporta: Son derece kutuplaşmış bir toplumda ve oldukça izole edilmiş baloncukların içinde yaşıyoruz ve bizden farklı düşünen, toplumsal süreçlere yabancılaşmış insanlarla karşılaşmama eğilimindeyiz. Bu anlamda daha gerçek bir bağ oluşturmak ve birbirimizi anlamak için bir araya gelmek çok önemli. Bu ayrıca bugün karşı karşıya olduğumuz zorlukları ve aciliyet gerektiren konuları işaret etmek üzere seslerimizi buluşturmak için de önemli.  Bize özel bir bağlamda, Kosova’da vatandaşların daha geniş katılımını gerektiren ve kolektif bir proje duygusu yaratan bir devlet inşası sürecinden de geçiyoruz. Kent, doğrudan etkileşimin gerçekleştiği, insanların birbirini tanıdığı ve birlikte çalıştığı, sohbet ettiği yer olduğu için, tüm bu süreçlerin gerçekleştiği alan.

Lumbardhi’nin yeniden kamuya kazandırılması için gerçekleştirilen ‘Lumbardhi Public Again Campaign’ doğrultusunda, bir mekânın ‘kamusal’ olması gerçek anlamda ne demektir sizce? Bir başka deyişle, bir mekânı ‘kamusal’ yapan nedir?

Ares Shporta: Lumbardhi Sineması özelleştirme sürecinde idi ve festivallerle birkaç özel durum dışında halk tarafından kullanılmıyordu, bir nevi özelleşmişti diyebiliriz. Bu nedenle, Lumbardhi'yi halka açık hale getirmek, mekâna karşı bir bağlılık ve aidiyet duygusu yaratmak, onu çeşitli gruplar için kullanılabilir kılmak ve burayı canlandırmak için halka açık bir süreci yönetmek anlamına geliyordu. Eşit derecede önemli olan mekânı resmi olarak kamusal mülk haline getirmek ki mücadelemizin altıncı yılında ve beşinci yeni hükümetle birlikte, çok yakında olmasını bekliyoruz.

 

Proje Bilgileri:

Lumbardhi Foundation

Khora Office (Aslıhan Demirtaş, Ali Cindoruk, Gözde Çelebi, Seçkin Maden) Burçin Altınsay Özgüner

Katkılarıyla: CHwB Kosova, Heritage Lab: Kino Bahçe Participants, Besfort Axhanela, Lani Bajrami

Kino Lumbardhi mimari tasarım, yeniden işlevlendirme ve koruma projesi Swiss Cooperation Office in Kosovo, Prizren Belediyesi, CHwB Kosova ve U.S. Embassy in Kosovo tarafından desteklenmiş, KHORA Office tarafından tasarlanmıştır.

Kino Bahçe yeniden işlevlendirme ve peyzaj projesi peyzaj mimarı Claudia Taborda işbirliğiyle KHORA Office tarafından hazırlanmıştır. Proje uygulaması CHwB Kosova tarafından yürütülmüştür. Projenin finansmanını European Union’s Instrument contributing to Stability and Peace (IcSP) sağlamış ve United Nations Development Programme - UNDP in Kosovo tarafından hayata geçirilmiştir.

Röportaj: Bahar Turkay

#mimari #yeniden işlevlendirme #koruma #Kino Lumardhi #KHORA Office #Aslihan Demirtaş #Kosova #koruma projesi #sinema #Lumbardhi


Sayfanın Başına Dön