CROSBY STUDIO SANAT VE TASARIM ARASINDAKİ SINIRLARI BELİRSİZLEŞTİRİYOR

Tüketimin estetikleştirilmesi, çeşitli yaşam biçimleri inşa eden gündelik hayatın, insana estetik haz veren bir sanat eserine dönüştürülmesi olarak tanımlanıyor. Crosby Studio, çağdaş tüketim kültürünün estetiği üzerine şekillendirdiği radikal tasarım merceğinde geniş bir tipoloji yelpazesi sunuyor.

Ekonomik yapının geliştirdiği tüketim kültürü, mimari de dahil olmak üzere çeşitli bağlamlarda etkili olmaya devam ediyor. Tüketimin estetikleştirilmesi, 20.yüzyılından itibaren, kitlesel tüketimin gelişimi ve tüketim kültürü açısından merkezileşen yaşam biçimleri inşa ederek gündelik hayatı, insana estetik haz veren bir sanat eserine dönüştüyor.

Sanat ve tasarım arasındaki sınırları belirsizleştiren Crosby Studio’nun yaratıcı pratiği, kamusal alanlar, özel konutlar, perakende mağazalar, ürün tasarımı ile moda ve sanat işbirlikleri de dahil olmak üzere, genellikle çağdaş tüketim kültürünün estetiği üzerine şekillendirdiği radikal tasarım merceğinde geniş bir tipoloji yelpazesi sunuyor.

2017’de Dallas Contemporary’de ilk kişisel sergisini düzenleyen baş tasarımcı Harry Nuriev, öncelikle çağdaş sanatçı Liam Gillick ve Rem Koolhaas’ın kurucusu olduğu OMA ile işbirliği yaptı. Bu kapsamda sınırlı sayıda tasarlanan ev eşyaları koleksiyonu ile birlikte açılış töreni için bir enstelasyon tasarımı oluşturdu.

Nuriev’in, Design Miami, Aralık 2019 kapsamında Balenciaga ile işbirliğinde geliştirdiği sürdürülebilir mobilya enstelasyonu, kanepeyi çevreye duyarlı bir tasarım örneği olarak yeniden yorumladı. Çevresel sürdürülebilirliğe dikkat çeken proje, eski ve kullanılmayan giysilerden, kumaşlardan ve Balenciaga’nın atık tekstil ürünlerinden oluşuyor.

Tasarımcının, çocukluk hayalindeki mekanı hayata geçirdiği proje Crosby Loft, ağaçlarla çevrili küçük bir arka bahçede, ‘şehir kaçamağı’ olarak nitelendirdiği bir stüdyo daire. Nuriev, bu projeyle ziyaretçilere toplantı, kısa süreli konaklama ve çeşitli etkinlikler için, sanatçının tasarım dilini yeni bir şekilde deneyimleyebilecekleri bir kurgu yaratıyor. 57 metrekarelik alan, iki bölgeye ayrılıyor; ilki yatak odası ve oturma odasının konumlandığı ana bölge, ikincisi ise; mutfak, çamaşırhane, gardırop ve banyo gibi kamu hizmetlerine ayrılıyor. Ham bir malzeme olan beton duvarlar, heykelsi formlarıyla dikkat çeken mobilyaları destekliyor. Crosby Studio, mobilyalarında ve mutfakta mavi rengi seçerek mekanda bir sakinlik hissi oluşturuyor. Dairesel boşlukları olan karyola, Louis Kahn’ın tasarladığı The Phillips Exeter Academy Library’den ilham alıyor. Alandaki kanepe ve avize BIC Pens tarafından tasarlanırken, masa ve tabureler Crosby Studio’nun imzasını taşıyor.

Stüdyonun Moskova’da tasarladığı Rare Pastrami Bar, ham beton duvarları ve pembe oluklu metalleriyle kontrast yaratıyor. Mekanı saran pembe tonlar, endüstriyle bir harmoni oluşturuyor. Metalin hakim olduğu alanda, duvarlar pembe oluklu metalden oluşurken, aydınlatmalar yine metalden üretilmiş bir diski andırıyor. Basamaklara konumlandırılan minderler oturma alanı yaratırken, tuvaletlere giden duvarlar beyaz karoyla kaplanıyor.

Dover Street Market Paris etkinlik alanı 3537'de bir pop-up olarak tasarlanan Crosby Cafe, kültürel bir birleşme noktası olarak sosyal bir alan, konaklama merkezi ve showroom olarak değerlendiriliyor. Yaşanmışlık algısını özellikle koruyan mekanda, mavinin hakim olduğu mobilyalar, dama tahtası desenli duvarlar, perdeler ve zeminler bulunuyor. Dokuz metre uzunluğundaki mutfak adası, mekanın sembolü haline dönüyor.