ÖNCEKİ YÜZYILDAN GÜNÜMÜZE GELEN 'STANLEY'

Gündelik yaşam alışkanlıkları ve gelişen koşullar bir takım endüstriyel ürünleri gittikçe daha fazla hayatımızın içine alıyor. Termos ve mataralar bu ürünler arasında sayılabilir. Kent yaşamının artan hızı, tüketim alışkanlıkları, eskiye göre daha fazla tercih edilir hale gelen doğada yaşam ve kamp kültürü ve son yıllarda gelişen ‘sıfır atık’ bilinciyle birlikte sıcak ve soğuk içecek ve yiyecekleri uzun süre muhafaza eden ürünlere olan talep çoğalıyor. Stanley ise bu anlamda öne çıkan markaların başında geliyor ve tarihi bir asrı aşmış durumda...

1913 yılında fizikçi, mühendis William Stanley Jr. tarafından gerçekleştirilen buluş, vakum yalıtımı ve çeliğin sağlamlığını taşınabilir bir şişede birleştirerek sıcak içeceklerin tüketim şeklini değiştirdi. Ortaya atılan bir iddiaya göre ürün, uzun saatler çalışan ve kahvesini tüm gün boyunca sıcak muhafaza etmek isteyen mucitin, transformatörler üzerine geliştirdiği teorileri uyarlamasının yardımıyla ortaya çıkmış.

O dönemin yalıtımlı şişeleri, ince duvarlı cam vakum yalıtımı kullandıklarından popüler ancak kırılgandı. Düştüklerinde çabuk kırılan bu yalıtımlı şişelerin değiştirilmeleri maliyetli oluyordu. Stanley, dünyanın ilk tamamen çelik vakum yalıtımlı şişesi oldu. Kariyeri boyunca 100'den fazla patent alan ve diğer şeylerin yanı sıra dünyanın ilk pratik transformatörünün yaratılmasına yardımcı olan William Stanley uzun uğraşlardan sonra iki parça çelik arasında nasıl vakum yalıtımı yapılacağını keşfetti ve ürün bu şekilde gelişti. Stanley ürününün en önemli yeniliklerinden biri, vakum yalıtımı oluşturulurken kömür tozunun iki paslanmaz çelik duvar arasına sıkıştırıldığı Char-Vac ™ yöntemi idi. Bu yöntem, şişeleri daha ağır ve hacimli hale gelse de, daha sert ve esnek hale getirdi. Markanın ısı yalıtımı ve dayanıklılık konusundaki ürün gelişimi ve üretim tekniği çalışmaları sonraki yıllarda devam etti.

William Stanley buluşunu ‘kırılmaz’ olarak pazarladı ve bu ikonik yeşil kaplamalı şişeler hızla Amerikan yaşamının temelini oluşturdu. İkinci Dünya Savaşı’nda cephede çok fazla işe yarayan ürün, yıllar içinde dünyaya yayıldı. Sıcak yiyecek / içecekleri uzun süre muhafaza edebilen ve doğa koşullarında zarar görmeme özelliği olan Stanley, başlarda ‘outdoor’ yaşam için vazgeçilmez ürünlerden biri iken, gündelik kent yaşamının hızlanması, özellikle kahve kültürünün yayılması, insanların seyahat kapasitelerinin artması ve atık konusunda gelişen bilinç, ürünün kullanım alanını kupalar, yemek kutuları, yemek setleri, mataralar ve soğutucuları da kapsayacak şekilde yıllar içinde genişletti.

100 yılı aşkın süredir dayanıklı ve yeniden kullanılabilir, uzun ömürlü çelikten yapılmış şişeler üreten markanın sürdürülebilirlik anlamında da önemli bir yeri var. Sürdürülebilirliğin yalnızca ürün özelinde bir hedef olmadığının altını çizden marka yetkilileri, etik üretim, daha az kurumsal karbon ayak izi ve bütün ürün yerine tek bir parçanın değiştirilebileceği bir garantiyi sunma konusunda çalışmalarının devam ettiğini ifade ediyorlar.