ELWOOD BUNGALOW: DOLULUK VE BOŞLUĞUN İLİŞKİSİ

Avustralyalı mimar Roy Grounds’un tasarladığı Hill Street House’un planlamasından ilhamla iç ve dış mekan arasında güçlü bir bağ kurmaya çalışan Elwood Bunglov, Rob Kennon Architects tarafından yeniden düzenlenen bir konut projesi. Arka bahçenin yenilenmesiyle ortaya çıkan yeni mekanlar ve dış avlu, mekan eklemek kadar çıkarmanın da önemini ortaya koyuyor.

Doluluk ve boşluk, mimari ve kentsel mekanı oluşturan temel fiziksel öğeler. Bu iki olgu birbirinin her ne kadar zıttı olsalar da birbirlerini var ediyor, tanımlıyorlar. Mekan, içinde bulunduğu çevre ile kurduğu ilişkilerle anlam kazanıyor. Bu nedenle mekanda yaratılan boşluk sadece var olduğu mekanı ilgilendiren bir öğe olmaktan çıkarak çevre verileri ile birlikte düşünüldüğünde artık mekanın bir parçası oluyor.

Doluluk ve boşluk arasındaki ilişki, benzer şekilde iç ve dış mekan arasında da var. İç ve dış, eş zamanlı olarak inşa ediliyor. Modern mimarlıkta, iç ve dış mekânlar sürekli birbirleriyle ilişkilenmekte ve neresinin iç neresinin dış mekân olduğunu ayırt etmek güçleşmekte. Bu noktada cam, modern mimarlığın en vazgeçilmez malzemelerinden biri olarak öne çıkıyor.

Bu bağlamda, Roy Grounds’un tasarladığı Hill Street House'un planlamasından ilhamla, merkezi bir dış mekan oluşturan Rob Kennon Architects; dış mekanı iç mekanlarla bağlantılı, ev içindeki günlük yaşama nüfuz edecek şekilde,  kişinin bahçe ve gökyüzü deneyiminden yoksun kalmamasını sağlayarak bir tasarım yapıyor. Kavisli cam panellerinin geri çekilmesiyle iç ile dış mekan arasındaki sınırları yok ederek bahçeyi ev planına dahil ediyor. Bu şekilde iç ve dış mekan kavramları sorgulanıyor.

Dış duvarlarıyla, çatı kirişleriyle ve kiremit çatısıyla 1920’lerde inşa edilmiş bir bungalovun tipik özelliklerine sahip olan mevcut yapıya eklenen Rob Kennon Architects’in tasarladığı uzantı, bahçe sınırlarını gözeterek kare oluşturuyor. Bu formun ortasına açılan dairesel boşluk sayesinde dış avlu oluşuyor ve ortaya çıkan form, hem görsel hem de işlevsel olarak mekanlar arası ilişkisellik sağlıyor.

Peyzaj, tekstil ve mobilya gibi elementlerle açık plan kurgusu, esnek ve geçirgen alanlara bölünüyor. Görsel alışveriş ve etkileşim fırsatı sunan bu alanlar, merkezi bahçenin etrafında konumlanıyor. Merkezi bahçe herhangi bir köşeye sahip olmadığı için bu alanlar arasında geçiş sağlamakla birlikte mekanlara ışık sağlıyor.

Kompakt bir plana sahip olan yapı, ailenin birliktelik duygusuyla uyumlu olacak şekilde bağlantılı alanları yan yana tasarlayarak (mutfak, oturma odası, çalışma alanı, ebeveyn yatak odası ve ebeveyn banyosu) bir kompozisyon sunuyor.

Mevcut yapı ile uyum içinde olan yeni uzantı, mevcut binanın diliyle veya içerideki günlük hayatın yoğunluğuyla rekabet etmeden, bir fon oluşturarak alana yerleşiyor. Tüm alanı kullanan tasarım, kapalı otopark gibi alanlara yer vermeyerek bahçeyi tamamen ailenin kullanıma sunuyor. Arka bahçe ve yeni oluşturulan merkezi bahçe patika yardımıyla bağlanarak iki farklı aktiviteye olanak tanımakta.