İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET
İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET

İSTANBUL’A POZİTİF ENERJİ ETKİSİ: KENET

TASARIM   24.01.2021

İstanbul’un açık alanlarındaki aydınlatma ürünlerinin tasarımı ile ilgili olarak İstanbul Büyükçehir Belediyesi, Park, Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen ‘İstanbul Senin – Aydınlatma Ürünleri Tasarımı Yarışması’ geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. Birinci seçilen KENET Projesi’nin detayları hakkında, endüstri ürünleri tasarımcısı Meriç Kara ve Mevce Çıracı ile konuştuk.

Projede öne çıkan tasarım unsurlarından ve proje sürecinde nasıl çalıştığınızdan bahseder misiniz?

KENET Projesi’nde İstanbul’da karşılaştığımız kesişim, birleşim, paylaşım ve çeşitliliklerin bir aradalığıyla bütünleşmeyi vurgulamak istedik. Akıllı şehir aydınlatması elemanları olmanın ötesinde konuyu İstanbul’un enerji paylaşımı olarak ele aldık. Akıllı kavramını ise sadece dijital eklentiler olarak değil yaşayanlara yerinde, faydalı olabilecek fonksiyonlar olarak geniş bir perspektifte değerlendirdik. Şehre enerjisini veren tüm canlıların fonksiyonel ihtiyaçlarının yanı sıra duygu durumları ve konfor tercihleri göz önünde bulundurularak şehrin enerjisini pozitif etkileyen; insanlara anlaşıldıklarını, desteklendiklerini ve düşünüldüklerini hissettiren detaylar, şehir elemanlarının yaşayanları ön planda tutması, duyarlı olması tasarım kararlarında öncelikli oldu.

Projenin ana konusu olan direkleri; farklı işlev ve ihtiyaçlara göre şekillenen donatıları üzerinde toplayan ve sayısız dizilim ve kombinasyon imkanı veren modüler özelliği sayesinde farklı bütünler oluşturan bir yapıda tasarladık. Küre, silindir ve dairesel paneller gibi sade geometrilerin birleşimlerinden meydana gelen tasarımda, kesişim birleşim ve çeşitlilik kavramlarını formel olarak da vurgulamak istedik.

Yaptığımız şehir yürüyüşlerinde şehrin içine dağılmış farklı amaçlı direkler ve bunlara kelepçelerle eklenmiş fonksiyonların görsel karmaşaya neden olduğunu gözlemledik. Hem yoldaki akışı rahatlatmak hem de görsel bütünlük oluşturmak için bunları tek bir gövdede toplayabilecek bir alt yapı sistemi oluşturmak istedik.

Ön seçimden teslime kadar olan yaklaşık 3 aylık sürede aydınlatma tasarımı, aydınlatma armatür üretimi ve endüstriyel ürün tasarımı alanlarında farklı birikim ve deneyime sahip karma bir ekip olarak, çoğunlukla online toplanarak yoğun bir şekilde çalıştık. Bu bağlamda birbirimizi tamamladığımızı ve oldukça öğretici bir süreç geçirdiğimizi söyleyebiliriz. İstanbul’u düşünerek başladık: Kimliği, farklı yerlerindeki yaşam biçimleri, nüfusu- ziyaretçileri ve bu kitleyi kendine çekişi, kendine has ışığı, tarihten taşıdığı izler, var olan kaynaklar, yeniliklerin ilk geldiği şehir olması, deprem bölgesi olması gibi konuları irdelemenin yanı sıra akıllı şehir aydınlatma ve aplikasyonlarının güncel ve gelecekteki kullanım senaryoları, ışık kirliliği karşısında alınabilecek sürdürülebilir çözümler, doğal enerji kaynaklarının kullanımı ve İstanbul’a özgü uygulama alternatiflerini araştırıp tartıştık. Bu çerçevede alternatifler üzerinde çalışarak, farklı katmanları değerlendirerek tasarım dilimizi belirledik.

Proje hayli geniş bir uygulama alanına yayılıyor? Birbirinden farklı konumların ve mekanların ihtiyaçlarına göre uyarlama seçenekleri söz konusu mu?

Ürünleri, İstanbul şehir hayatına özgü farklı senaryolara göre kurgulayarak şekillendirdik. Şehirde sıkça karşımıza çıkan dar kaldırımlı tek şeritli sokaklarda, yol tarafında arabaların gece sürüş konforuna göre tasarlanmış bir aydınlatma armatürü konumlandırırken, dar kaldırım yönünde direk gövdesine yapışık ve konutların içerisine girmeden yalnızca yürüme alanına yönlendirilen spot aydınlatmalar önerdik. Bu spotlar tarihi bir mekânda vurgulanmak istenen yapılar üzerine yönlendirilebilir iken, başka bölgelerde şehir heykellerini aydınlatmak veya özel günlerde filtre eklenmesi ile zeminde efekt aydınlatma sağlanması gibi görevler de üstlenebiliyorlar.

Parklarda doğal denge için önemli olan her türlü canlının gece konforları gözetilerek, 4 metreyi geçmeyen ve çevresi ile bütünleşen şeffaf küreler ile ışığı yalnızca aşağı yönlendiriyor. Zemin aydınlatmasının yeterli olduğu durumlarda yürüme yollarında sadece bolartların kullanılmasını, böylece bitki ve canlıların bulunduğu alanlara ışık yönlendirilmemesini planladık. Aynı şekilde sahil şeridinde deniz canlılarının gece konforunu ön planda tutarak denize ışık kaçırmayan ve yalnızca yürüme yolunu aydınlatan bolartların yanı sıra, bisiklet yolunu net bir şekilde aydınlatan armatürler önerdik.

Deprem bölgesi olan İstanbul’da bunun gibi acil bir durumda deprem toplanma alanlarına yerleştirilmesini önerdiğimiz ve güneş enerjisi desteği ile çalışan direklerin üzerinde deprem hareketi ile aktive olacak ve toplanma alanının uzaktan gözükmesini sağlayan flaş ışık, güncel gelişmelerin takip edilebilmesini sağlayan bilgi ekranı, insan gücü ile çalışan ve telefon ve benzeri cihaz şarj ünitesi gibi donatılar ekledik.

Direkler, aydınlatmanın yanı sıra şehirde ihtiyaç duyulan donatıları da üzerinde taşıyarak gece olduğu kadar gündüz de aktif kullanılabiliyor. Wifi dağıtıcıları, güvenlik kameraları, hoparlörler, trafik ve hava ölçüm cihazları, elektrikli araba şarj istasyonları, elektrikli scooter ve engelli aracı şarj üniteleri, prizler, saat, acil durum panik butonu gibi enerji ve bilgi paylaşımı sağlayan donatıların yanı sıra, sokak tabelaları ve bannerlar; scooter ve bisiklet kullanımının yoğun olduğu bölgelerde bağlanma istasyonları; parklarda doğal yaşama eşlik eden kuş evleri; meydanlarda bayrak ve benzeri süslemelerin asılabileceği, şehir içinde ise poşet, ceket, şemsiye, olta gibi objeleri bir süreliğine taşımak veya evcil hayvan tasması ya da bisiklet bağlamak için kullanılabilecek halkalar gibi şehrin sakinleri ile iletişim kuran objeler de tasarımın parçası oldu.

Kentsel tasarımda önemli bir yere sahip ve çok belirgin bir işlevi olan kent aydınlatması tasarımının görselliği veya kentin kültürel, görsel kimliği ile kurduğu ilişki ne kadar önemli? Projede bunu ne şekilde gözettiniz? 

Kent için tasarlanan bir ürünü bağlamdan kopuk düşünmek elbette doğru olmaz. İstanbul, birbirinden çok farklı görsel kimlikleri barındıran, yoğun ve karma bölgelere ve dokulara sahip bir şehir. Biz formları belirlerken çevredeki dokular ile yarışmayacak sade ve zamansız geometrileri tercih ettik, bulunduğu bölgeye göre değişebilecek renk alternatifleri, filtreler ve dokular ile çeşitlendirme önerisinde bulunduk. Gün ışığının yoğun algılandığı açık alan ve sahil yollarında açık gri gövde kullanırken gölge ve kontrastı bol şehir içi sokaklarında ve parklarda koyu antrasit gövdelerin kullanılmasını öngördük. Eklem ve aksesuarlar, görsel bütünlük sağlamak adına çoğunlukta gövde ile aynı renkte kullanılsa da, parklarda kullanılan şeffaf küreler ve kaldırım aydınlatmasında kullanılan üst yarısı opak küre için farklı renk alternatifleri de önerdik. Tarihi Yarımada’da aydınlatma kürelerinde bölgede karşımıza çıkan el zanaatlarından biri olan dövülmüş bakır dokusunun kullanımını önerirken, parkların içerisindeki çocuk oyun alanlarına yakın kürelerin şeffaf yerine transparan pastel renklerde kullanılarak gündüz ve gece ışık çeşitliliği ve renkli yansımalar yaratabileceğini düşündük.

Direkler ve armatürler bölgeler arası geçişte yavaş bir dönüşümle değişme şansına sahipler. Sahil tarafında tercih ettiğimiz transparan küre armatür sokak aralarına girmeye başladığında hane içine ışık sızmaması için üst yarısı opak bir küreye, o da dar sokaklara geçildiğinde direk gövdesinden bağımsız duvar apliklerine veya katenere dönüşüyor.

Şehrin dokusu yumuşadıkça armatürler de buna uyum sağlıyor, yüksek metrelerden aşağı indikçe de tasarımlar insana yaklaşıyor ve evcilleşiyor. Örneğin çim üzerinde yer alan ikili küçük küreler, otoyollarda karşımıza çıkan yüksek artmatürlere göre daha hareketliler. Şehri dikeyde ve yatayda kestiğimizde bir transformasyon görüyoruz.

Kent aydınlatması, bir ürün olarak insanların tercih ederek alacakları, kullanacakları bir nesneden çok daha farklı elbette. Öncelikle bireysel tercihlerin ötesinde, kitlesel, kentsel ve kalıcılığı çok fazla olan bir ürün olması nedeniyle. Bu özellikler tasarım üzerine çalışırken ne anlama geliyor?

Bu bağlamda ürünün değişim ve gelişime açık olmasını önemsedik. Değişen aydınlatma ve otomasyon teknolojilerine alt yapı ve modülasyon olarak açık olmasının yanında, zaman içerisinde farklılaşabilecek bölgesel ihtiyaçlara göre gövdeye ekleme ve çıkarmaların yapılabileceği bir sistem oluşturduk.

Değişimi kabullenen ve hem yeniliklerle hem de eskiden var olanlarla sıkı bir ilişki kuran, yeni gelen donatıların var olanların yanında yabancı durmadığı bir sistem düşündük. Fiziksel olarak direğe eklenmesi gereken yeni uygulamalar eskileri ile aynı mantıkta direkteki kanalların içerisine yerleşerek direkle bütünleşiyor. Bu birleşim ve birbirine destek olmak, birlikte var olabilmek ve güçlenmek zaten bizim ana fikrimiz.

Tüm şehri tarayan bir üründe bölgeler arası geçiş ve değişimlerin ürün üzerinde de gözlemlenebilmesini ve zaman içerisinde bulunduğu bölge ile birlikte değişime uğrayarak yalnızca geçici bir süre için değil, uzun yıllar boyunca şehrin parçası olabilmesini istedik.

Aydınlatmalar havada uçmaya başlayana kadar ve kablolar ortadan kalkana kadar, yani aydınlatma için dikey bir desteğe ihtiyacımız kalmayana kadar bir süre bizi destekleyebilecek bir altyapı olduğuna inanıyoruz.

İklim krizi ve çevre sorunları nedeniyle son yıllarda enerji tüketimi çok tartışılan konulardan biri. Projedeki önerinizin enerji kullanımı anlamında nasıl özellikleri var?

Ürünleri dünyada örneklerini görmeye başladığımız otomasyon temelli çalışan akıllı şehir aydınlatması sistemine uygun tasarladık. Bu sistem asgari standartta çalışabileceği gibi ileriki dönemde ihtiyaç duyulabilecek fonksiyonel ve teknolojik yükseltmelere de açık. Sistem asgari standart çalışma modunda montaj öncesi yapılan programlama ile gecenin belli saatlerinde kullanıcıların yoğunluğuna bağlı olarak, 5 ayrı kademede kısılabilir. Bu sayede planlı enerji tüketimi ile şehir ölçeğinde ciddi etkisi olacak bir enerji tasarrufu sağlanıyor.

İstanbul güneş ışığı konusunda avantajlı bir şehir, güneş enerjisinden de faydalanabilmek için farklı yüksekliklerde kullanım için hem panel şeklinde hem de direk gövdesini saran silindirler şeklinde farklı güneş paneli modülleri geliştirdik. Güneş hücre sayılarına bağlı olarak, gün içerisinde enerji üreten ve havanın kararmasıyla birlikte ürettiği enerjiyi sistem içerisinde kullanan bir program planladık.

Örneğin park alanında kullandığımız panellerde tekli bir panel kullandığımız takdirde, 18:00-05:00 arasında aktif olan aydınlatma armatürünü saat 21:00- 02:00 arasında solar enerjinin katkısıyla aydınlatabiliyoruz. Bu saatler arasında da Lümen değerleri değişken oluyor. 18:00-21:00 ve 05:00-06:00 arasında %100 iken, 21:00- 00:00 arası %70, 00:00-02:00 arası %50 ve 02:00-05:00 arası %20 değerleri öngörüyoruz. Bunları senaryolar olarak her aydınlatma ürünümüz için değerlendirdik. Yol senaryolarında da silindir birimler kullanıldıkları adede göre farklı katkıda bulunabiliyor. En yüksek olan 14 metrelik direkte kullandığımız 6 silindir birim sayesinde, ideal koşullarda 12 saatin 9 saatini güneş enerjisinden elde edebiliyoruz.

Ekolojik dengenin sağlanmasında metropollerin ışık kirliliğine çözüm üretmeleri en az kontrollü enerji kullanımı kadar önemli ve acil bir konu. Tasarımlarımızda ürünlerin zeminden yüksekliği, lens ve optik özellikleri, perdeleme, ışık akısı miktarı ve senaryo gibi konulara dikkat ederek, gökyüzüne ve doğal yaşamı rahatsız edecek alanlara kaçabilecek ışınların minimum seviyede tutulmasını planladık. Yol, cadde, sokak, park, bahçe gibi farklı fonksiyon ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için farklı ürün tipolojilerinde farklı özellikteki lensler ve ışık akılarını tercih ettik. Ayrıca kullanıcıların göz konforu ve gece yaşam kalitesini açısından ürünlerin ışık kaynaklarının kamaşma değerlerinin en üst seviyede olmasının yanı sıra lensleri armatür içerisinde 1.5 cm derine gizleyerek sokakta bulunan direklerin perspektifte ışık kaynaklarının 20 metre sonrasında görünmemesini hedefledik.

Çevre ve insan sağlığı için bisiklet, scooter, elektrikli araçların kullanımını desteklemek amacıyla şarj ve park noktalarına donatılar arasında öncelikli olarak yer verdik. Enerji paylaşımı olarak yaklaştığımız projede, insanların da kendi enerjisini dönüştürmesini öneriyoruz. Özellikle spor parklarında, buluşma noktalarında ve deprem bölgesinde  yer alan enerji toplama ünitesi ile kol çevirerek enerji üreten kişi, bunu kendisi için anında telefonunu şarj etmek için kullanabiliyor ama bunu şehre ve herkese bağışlamayı da tercih edebiliyor.

Ekolojik dengenin korunması kapsamında hava kirliliği konusunda da direklerin mikroorganizmalar ile hava filtrasyonu gerçekleştirmek gibi, şehirde konu üzerinde halihazırda çalışan üniversite ve araştırma kurumları ile ortak yürütebileceği bir araştırma projesine de altyapı sağlamasını önerdik. Direklerin uygulandıkları bölgeler içinde sıkça tekrar eden bir obje olmasından faydalanıp karbon emilimine faydası olacak filtreler olarak da kullanılabileceklerini düşündük ve mikro alg hava filtresi donatısını önerdik. 

Küresel ısınmanın etkisi ile denizlerde ve durgun sularda artışı gözlemlenen mikro algler fotosentez ile yaşayan, dünya üzerindeki en eski organizmalardan biri. Karbon bileşiklerini parçalamada ağaçlara oranla çok daha etkili olduğu bilinen mikro algler biyolüminesan özelliğe sahip olup gündüzleri güneş ışığı sayesinde fotosentez yaparken, geceleri ise çok düşük led ışığı ile canlı kalıyorlar.

Hava filtrasyonu özelliklerinin haricinde biyoyakıt, biyoplastik, biyo gübre üretimi ve organik besin takviyesi üretimi konularında öncü olan bu organizmalar için dünyanın birçok yerinde çiftlikler kuruluyor ve laboratuvar araştırmaları devam ediyor. İstanbul’da ise Boğaziçi Üniversitesi mikro yosun biyoteknolojileri ARGE birimi konu ile çalışmalarını sürdürüyor.

Önerdiğimiz mikro alg hava filtresi donatısı, direk kanallarının içerisine yerleşen tüplerden oluşuyor ve hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde havadaki karbon temizlenmesine yardımcı oluyor. Fotovoltaik güneş paneli sayesinde kendi enerjisini üreten ve depolayan direklerin üzerlerinde, gerekli durumlarda kullanılabilecek priz ve usb girişler bulunuyor. Aylık planlı bakımı sırasında hasat edilmesi mümkün olan algleri bulunduğu çevredeki bitkiler için biyogübre olarak da kullanmak mümkün.

KENET ismini açar mısınız?

Bizim için Kenet sıkı bağlar kurarak bütünleşmeyi ve güçlenmeyi ifade ediyor. Çok farklı geçmişlerden gelen insanlar bir çekim merkezi olan İstanbul’da toplanıyor. Mevcut yaşayanlarının ve gelip geçenlerin oluşturduğu ve bıraktıkları izler insanın şehre olan bağını güçlendiriyor. Bu farklı izleri rastgele dağılmış parçalar olarak değil, birbirine bağlı - kenetli ve değişime açık bir bütünü oluşturan modüller, elemanlar olarak görüyoruz. 

Sürecin bundan sonrasıyla ilgili öngörüleriniz neler?

Belediye ve yarışma jürileri ile yapacağımız görüşmeler doğrultusunda onların deneyim ve öngörüleri ile tasarımların geliştirilip prototip ve teknik testleri yapıldıktan sonra en kısa zamanda uygun görülen pilot bölgelerde uygulamasının başlamasını umuyoruz.

Uzun süre birlikte yaşadığımız, bizimle değişip gelişen, dönüşen ve zamana tanıklık eden bir şehir elemanı olmasını umuyoruz, bu çevre için yapabileceğimiz en büyük katkılardan biri olur.

Röportaj: Bahar Turkay

 

Proje Bilgileri: 

İstanbul Senin - Aydınlatma Ürünleri Tasarımı Yarışması 1. ÖDÜL

8 SIRA NUMARALI PROJE – 72413, Proje Ekibi

Müellifler: Zeki KADİRBEYOĞLU, Elektrik Mühendisi, Aydınlatma Tasarımcısı (Ekip Temsilcisi) / Meriç KARA, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı / Mustafa AKKAYA, İç mimar ve Çevre Tasarımcısı, Aydınlatma Tasarımcısı

Danışmanlar: Ahmet GÖRSEV, Aydınlatma Tasarımcısı / Mevce ÇIRACI, Endüstri Ürünleri Tasarımcısı

#aydınlatma tasarımı #aydınlatma #endüstüriyel #endüstriyel tasarım #İBB #yarışma #yarışma projesi #tasarım yarışması #İstanbul Senin #Meriç Kara #Mevce Çıracı #İstanbul #şehir aydınlatması


Sayfanın Başına Dön