BİNALAR VE KAMUSAL ALANLAR KİM İÇİN TASARLANDI?
BİNALAR VE KAMUSAL ALANLAR KİM İÇİN TASARLANDI?
BİNALAR VE KAMUSAL ALANLAR KİM İÇİN TASARLANDI?
BİNALAR VE KAMUSAL ALANLAR KİM İÇİN TASARLANDI?

BİNALAR VE KAMUSAL ALANLAR KİM İÇİN TASARLANDI?

DOSYA KONUSU   5.07.2021

İçinde yaşadığımız binalar ve paylaştığımız ortak alanlar kimin için tasarlandı? Kimler tasarlanmış çevremizin dışında tutuldu? Bunun orada yaşayan topluluklar üzerinden nasıl bir etkisi oldu? 23 Aralık’a kadar Londra’daki Barbican Centre’da devam eden How We Live Now: Reimagining Spaces with Matrix Feminist Design Co-operative [Bugün Nasıl Yaşıyoruz: Matrix Feminist Tasarım Kolektifiyle Birlikte Mekânları Yeniden Hayal Etmek] adlı çok katmanlı proje, 1980’lerde faaliyet gösteren feminist mimarlık kolektifi Matrix örneği üzerinden kamusal alanlar ve tasarlanmış ortamlara dair önemli sorular ortaya atıyor.

Bir enstelasyon, yayın ve kapsamlı bir etkinlik programından oluşan How We Live Now, Matrix arşivinden filmlere, çizimlere, fotoğraflara ve mimari modellere yer verirken kolektifin geçmişte öne sürdüğü, günümüzde de yankıları görülebilen radikal yöntemlere ışık tutuyor. Bütün bunların ardında ise binalar tasarlanırken fikirleri dikkate alınmayan grupların (siyah ve Asyalı kadın örgütleri, çocuk bakımı grupları, eşcinsel konut kooperatifleri vs.) günümüzde diyaloğa nasıl dahil edilebileceği fikri yatıyor.

Projenin ortaya attığı soruların kaynağını biraz daha açmakta fayda var. Le Corbusier’nin "Modulor" adlı sistemi tarafından mimarlık ve tasarım için belirlenen "ideal insan" tanımı, 1.80 boyundaki bir erkeği tanımlıyordu. Dolayısıyla 1940’lardan bu yana kapı kulplarının boyundan merdivenlerin büyüklüğüne dek çevremizdeki her şey, 1.80 boyundaki bir erkek düşünülerek tasarlanmıştı. Matrix’in 1981’de yayımladığı manifesto ise yeni bir çağın başlangıcına işaret ediyordu: "Kadınların yapılı çevreyle olan deneyimleri, onu tasarlayan erkeklerinkinden farklı. Binaların tasarımında 'kadın geleneğinden' bahsedemediğimiz için kadınların hayatları ve beklentilerindeki değişimlerin mümkün kıldığı yeni olasılıkları keşfetmek istiyoruz."

Matrix’in kurucusu Jos Boys’a göre esas soru feminist tasarımın neye benzeyeceği ya da kadınların inşa ettiği bir kentin nasıl farklı olacağı değil. Onların amacı feminist bir estetik ortaya koymaktan ziyade insanların farklı ihtiyaçları ve isteklerini karşılayabilecek, dünyadaki birden fazla var olma biçimini dikkate alacak bakma, dinleme ve tasarlama biçimleri keşfetmekti. Bunun için en önem verdikleri konulardan biri de yayınlar, kılavuzlar ve etkinlikler aracılığıyla buldukları yöntemleri başkalarıyla paylaşmaktı. Matrix tarafından yazılan, 1984’te yayımlandıktan sonra uzun süredir baskısı yenilenmeyen Making Space: Women and the Man Made Environment kitabının tasarım ve mimarlık öğrencilerinden gelen yoğun talebin ardından Verso tarafından tekrar basılacak olması, 27 yıl önce dağılan Matrix’in fikirlerinin ve yaklaşımlarının gelecek nesillerde hâlâ karşılık bulduğunun bir göstergesi.

"Birlikte nasıl yaşayacağız?" sorusunun, üzerinde uzun uzun düşünmeyi ve tartışmayı gerektiren pek çok cevabı var. "Yalnızca 1.80 boyundaki erkekleri düşünmeden yaşayacağız," bu cevapların en basitlerinden.

Kaynak: The Guardian

Can Koçak

#DosyaKonusu #HowWeLiveNow #kamusalalan #babina


Sayfanın Başına Dön