AYDINLATMA TASARIMININ MİMARİ POTANSİYELİ

Ömer Arbel, malzeme deneylerini artizanal üretimle birleştirerek mimari atmosferler yaratıyor.

Sanat, zanaat ve tasarım birbirini destekleyen üç farklı disiplin olmanın ötesinde, bir arada ilerlediğinde yaratıcılığın da sınırlarını zorlayabiliyor. Bu bağlamda Bocci’nin kreatif direktörü Ömer Arbel, malzeme deneylerini artizanal üretimle birleştirerek mimari atmosferler yaratıyor ve sanat eseri niteliği taşıyan ürünler ortaya çıkarıyor.

2005 yılında Ömer Arbel tarafından kurulan Kanadalı Bocci, aydınlatmaları kişisel hikayelere dönüştüren deneyimler üzerinde çalışıyor. Yaratıcı düşünceyi zanaat kültürü ile harmanlayarak, açık uçlu bir tasarım yaklaşımı oluşturuyor.

Bocci’yi ‘dünyanın sınırındaki bir balon’ olarak tanımlayan Ömer Arbel, tasarımlarının bir dizi analog deney olduğunu söylüyor. Tasarımlarında üfleme cam, eritilmiş metaller, seramik ve porselen kullanan marka, estetik ile malzemeyi bir araya getirerek organik formlar yaratıyor. Butik bir atölyeden global bir markaya evrilen Bocci, artizanal yaklaşımın en önemli temsilcilerinden.

Ömer Arbel’in tasarımlarından bir seçkiyi sizin için derledik.

Formlarıyla, mercan ve deniz yosunlarını andıran 71’ Garlands, altıgen metal cıvatalarla başlayan bir sürecin bakır telle birleşip elektrokaplamayla şekillenmesinin sonucu olarak ortaya çıkıyor. Deneysel bir çalışma olan seri, dokunsal bir esere dönüşüyor.

Sanat eseri niteliği taşıyan 28 Serisi, ışığın hikayesi üzerinden oluşturuluyor. Bocci’nin deneme yanılma ile ortaya çıkardığı tasarım, galaksiye atıfta bulunuyor. Hava ısısı ve havanın akış yönünün, tasarımı etkilediği bu seri, V&A Müzesi’nde enstalasyon olarak sergilendi.

64 Candle, Bocci’nin NFT dünyasına adım attığı sanal bir DIY kiti. Ömer Arbel, aydınlatma tasarımından uzaklaştığı bu projenin temellerini 2018 yılında atmış ancak hayata geçirememişti. Sanal dünya ile birlikte kullanıcıyla buluşturamadığı mum tasarımını kavramsal olarak duyurmaya karar verdi ve nihai bir ürün yerine ürünün tasarım yöntemini sundu.

Erimiş camın kumaş ile dokulandırılması sonucu ortaya çıkan 73 Serisi, bulut benzeri formlarıyla doğaya atıfta bulunuyor. Camdan oluşmasına rağmen kumaşa olan benzerliğiyle dikkat çeken tasarım, ışıkla bir araya geldiğinde malzeme ve formun oluşturduğu bir gizem yaratıyor. 73 Serisi’nde seramikle kaplanmış kumaş kabukların içine cam üflenmesi, tasarımdaki her modüle farklı karakterler kazandırıyor.