MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ
MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ

MALZEME EKOLOJİSİ VE YENİ GELECEK İHTİMALLERİ

TASARIM   19.03.2021

Museum of Modern Art, MoMA’nın 2020 programında yer alan, ekim ayında sona eren ve pandemi nedeniyle müzenin sanal gösterimler bölümüne de dahil olan Neri Oxman’ın ‘Material Ecology’ sergisinin odağında en basit anlatımla, yapılara ait formların ve malzeme bileşenlerinin içinde oldukları ekosistemlerle uyumlu bir şekilde nasıl hareket edebileceği meseleleri vardı. Oxman ‘Material Ecology’ başlığı altında uzun bir süredir teknoloji, biyoloji ve tasarım pratiklerinin kesiştiği ve ekolojik sürdürülebilirlik alanına odaklanan çalışmalar yürütüyor. 

Son yıllardaki çalışmalarının tümünün dahil olduğu bir çerçeve olarak ‘material ecology’ temelde; ‘inşa edilmiş, büyümüş ve sanal olan arasındaki birbirinin içine girmiş ilişkileri keşfetmeye, yaygınlaştırmaya çalışan bir tasarım felsefesi, araştırma alanı ve bilimsel yaklaşım’ olarak tarif edilebilir. MIT Media Lab bünyesinde 2010 yılında kurduğu The Mediated Matter çalışma grubunda bir yandan malzemeler, nesneler, binalar ve yapım yöntemleri hakkında yeni düşünme yolları geliştirirken, bir yandan da disiplinler ve hatta türler arası olası işbirlikleri için yeni çerçeveler geliştiriyor. Oxman’ın ve çalışma grubunun yenilikçi tasarım ve üretim süreçlerinin kaynağında ağaç kabukları, deniz kabukları, ipekböceği ağları gibi çok geniş bir alana yayılan malzemeler, yani biyolojik yapılar ve doğanın kendisi var. Oxman  ve ekibi bu malzemelerle dijital üretim teknolojilerini ve organik tasarım esaslarını bir araya getirerek, geleceğin malzemeleri için yeni olasılıklar yaratıyorlar. Dolayısıyla çalışma pratiklerinin temel felsefesinde tasarlamak, yapmak ve hatta bozmak üzerine yeni ihtimalleri araştırmak yer alıyor. 

Oxman ve ekibi tarafından geliştirilen ve üzerine çalışılan inovasyon projelerinde mikroorganizmaların adeta bir ‘fabrika’ yapısını taklit etmek üzere tasarlanmış. Bir bağırsak bakterisinin yenilebilir şekere, çimin dizele, mısırın plastiğe dönüşebildiği bu süreçler sonucunda giyilebilir ürünlerden bina yapımına kadar çeşitli ölçeklerde kullanılabilecek biyomalzemeler ortaya çıkıyor. Ve her bir proje, aldığı pozisyon, ürünün kendisi, süreç ve üretim politikaları üzerinden kendine ait bir anlatımla sunuluyor. Ayrıca laboratuvarda tasarım ve üretim süreçlerini kolaylaştıracak şekilde veriye dayalı malzeme modelleme, su bazlı dijital imalat gibi yeni teknolojilerin icadı ve kullanımı söz konusu. 

Mediated Matter’da yürütülen en heyecan verici araştırmalardan biri ‘Silk Pavillion’ sergilemesinin de kaynağı olan ipekböcekleri üzerine yapılan çalışma. Bu proje, ipekböcekleri ve tüm sosyal böcek toplulukları ile biyolojik olarak artırılmış dijital üretim üzerine devam eden araştırmaların, ürün, mimari ve kentsel ölçeklerdeki uygulamalarını ortaya koymaya yöneliyor. Diğer bir çalışma alanı olan ‘hibrid canlı malzemeler’ kapsamında ise yeni reçinelerdeki biyosentetik bakterilerin kontrolü yoluyla geometrik, maddi ve biyokimyasal olarak karmaşık nesnelerin veriye dayalı tasarımı için entegre bir çerçeve ortaya çıkıyor. Bu çerçeve aracılığıyla oluşturulan nesnelerin üretimi sürecinde ise gelişmiş dijital araçlarından yararlanılıyor. Ortaya çıkan sonuç çeşitli tasarım ve mimari uygulamalarda kullanılabilecek karmaşık yapı iskeletlerinin oluşmasını sağlıyor. 

#Neri Oxman #malzeme #ekoloji #inovason #doğa #sürdürülebilirlik #MIT Media Lab #material ecology #MoMA #Mediated Matter


Sayfanın Başına Dön