PARC DE LA DISTANCE

The Guardian'dan Oliver Wainwright'ın 'Koronavirüs Sonrası Mimarlık' başlıklı haberine göre 'sosyal temas' salgınla birlikte 'en büyük kötülük' olarak ilan edildi. Hastalığın hızlı yayılmasının nedeni olarak kentlerin yoğunluğu gösterilirken merkezden uzak az yoğun yerleşimlerin daha sağlıklı olduğunu savunanlar oldu. Bu nedenledir ki, pandemi sonrası mimarlık üzerine yapılan tartışmalar da genel olarak daha izole ve doğayla iç içe bir tarafa odaklanıyor. Peki bu izole olma durumu ve sosyal mesafe kuralı, kentlerin açık ve yeşil alan ihtiyacını karşılayan rekreasyon alanları için ne kadar mümkün? Farklı bir cevap olarak Avusturya merkezli stüdyo Precht'in önerisi Parc de la Distance'ı inceliyoruz.

Parc de la Distance, insanların açık havada vakit geçirirken aynı zamanda sosyal mesafe kuralına uymalarını sağlayan bir park. 90 cm genişliğindeki çitlerle bölünüyor, kullanıcıları için labirent formlu farklı yürüyüş rotaları sunuyor. Her bir rotaysa yaklaşık 600 m uzunluğunda.

Parc de la Distance, Viyana'daki ünlü Schönbrunn ve Belvedere parklarının şu an kapalı olması nedeniyle kentin herhangi bir boş alanı için öneri durumunda ancak kentlerin pandemi sonrası dönemi için faydalı bir ortam sunacak gibi gözüküyor.

Tasarım fikrinin merkezine sosyal mesafe kuralını alan bir başka proje, Shift Architecture Urbanism imzalı pazar alanını buradan okuyabilirsiniz.

Kaynak | The Guardian, Archdaily