KENTLERDE YENİ DÖNEM
KENTLERDE YENİ DÖNEM
KENTLERDE YENİ DÖNEM
KENTLERDE YENİ DÖNEM
KENTLERDE YENİ DÖNEM
KENTLERDE YENİ DÖNEM

KENTLERDE YENİ DÖNEM

MİMARİ   27.03.2021

Pandemi kent yaşamını fazlasıyla etkiledi ve etkilemeyi sürdürüyor. Bu etkiyle birlikte kent yaşamında gözlemlenen değişimlerin bir kısmının kalıcı olacağını öngörebiliriz. Bu değişimler arasında 1 yılı aşkın süredir içinde yaşadığımız salgının hayatımıza dahil ettiği seyahat, sokağa çıkma kısıtlamaları kadar, sosyal mesafe ve hijyen kuralları, belli bir alanda sınırlı sayıda insanın bulunması zorunluğu gibi fiziksel çevreyi, kapalı mekânları ve kamusal alanları fazlasıyla etkisi altında bırakan yeni durumlar söz konusu. Tüm bunlar kent içindeki gündelik yaşam alışkanlıkları, hareketlilik, alışveriş, ulaşım gibi ihtiyaçların temini gibi konularda bir takım yeni yaklaşımların ve uygulamaların ortaya çıkması için alan yaratıyor. Diğer yandan kentin nasıl şekillendiği, ne gibi uygulamaları ve pratikleri yaşamın içine dahil edebildiği, güvenlik, hijyen, hızlı erişim, ulaşım, mobil uygulamalar gibi konularda alınan aksiyonlar, artık pek çok turistin seyahat seçimlerini de etkileyecek gibi görünüyor. Dolayısıyla sosyal, kültürel, ekonomik katmanları olan, kentsel planlama bağlamındaki mesele hem kentte yaşayanlar hem de kentlerin turizm potansiyeli açısından önemli. 

Geliştirilen yeni yaklaşımlardan biri 15-minutes city / 15 dakikalık kent öngörüsü. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo’nun pandemiden aylar önce, ortaya attığı 15-dakikalık kent planı, dükkanları, spor tesisleri, sağlık merkezleri ve okullarıyla, hepsinin kolay erişim aksında olduğu, kendine yeten yaşam alanlarından, semt ve mahalle planlamasından meydana geliyordu. Çevresel, sosyal ve sürdürülebilirlik adına kritik önerileri sunan bu yaklaşımın benzeri Paris’ten sonra Melbourne ve Kopenhag’da da karşımıza çıktı. 

Kentlerin verimliliği ve pandemi sonrasındaki ‘yeni’ akışı için geliştirilen bu düzenleme ve sistemlerin sunduğu en önemli açılımlar, sosyal mesafe kurallarına bağlı olarak yeni ve akılcı açık alan kullanımları ile, yayalar ve bisikletler için yeni yollar açılması başlıklarına odaklanıyor. Geçici olarak trafiğe kapanan caddelere kalıcı yaya yolları yapılan, toplu taşım yoğunluğunu azaltacak yeni bisiklet ağları yaratılan kentler arasında Milano, Londra, Bogota ve Barselona var. Kentler için artık araç değil yaya çözümleriyle öne çıkacakları yeni bir dönem başlıyor gibi görünüyor. Buenos Aires’te örneğin, kent kalabalığının belli bölgelerde yoğunlaşmasını engellemek ve mahallelerdeki ticari etkileşimi desteklemek için 100’ün üzerinde sokak yayalaştırılmaya başlandı. Bu kapsamda kent içindeki çeşitli işletme ve hizmetler, merkezileşme fikrinden uzaklaşılarak, semt ve mahallelerin içinde yürüyerek veya bisikletle rahatça ulaşılabilir bir mesafede yer alacakları şekilde yeniden kurgulanıyor. Buenos Aires’te şimdiden kent içinde günlük işe gidip gelme süreçlerinin %4’ü 250 km uzunluğundaki bisiklet hatları boyunca gerçekleşiyor ki bu oranın 10 yıl önce %1’in yarısından bile daha az olduğu açıklanıyor. (kaynak: iadb.org)

#kent #kentsel planlama #pandemi #yaya #bisiklet #sürdürülebilir kent #sürdürülebilirlik #paris #Mila #londra #bogota #buenos aires #semt #mahalle


Sayfanın Başına Dön