DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER
DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER

DOĞA İÇERİSİNDE KONUMLANAN KABİNLER

MİMARİ   31.01.2023

Bugün, şehir dokusunun bozulması, teknolojinin gelişmesiyle bireyselleşmenin ve yalnızlaşmanın artması gibi nedenlerden dolayı insanlar, kentten uzaklaşarak doğaya yönelmeye başladı. Modernizm dönemiyle birlikte mimarlık ve mekan tasarımında konuşmaya başladığımız kabin tasarımları da doğayla iç içe, doğaya saygılı, çok yönlü, meditatif mimari yapılar olarak evrildi.

Sizler için günümüz çağdaş kabin tasarımlarından bir seçki derledik.

Çok amaçlı ve işleve yönelik tasarımlarıyla öne çıkan kabinler, çoğunlukla kentten uzak, doğa içerisinde konumlanarak, ekoloji ve sürdürülebilirlik değerlerine odaklanıyor. İlk olarak İskandinav ülkelerinde çıktığı düşünülen kabinlerin tarihine baktığımızda Le Corbusier, Alvar Aalto gibi önemli mimarların bu bağlamda Le Cabanon veya Muuratsalo Evi gibi mimarlık dünyasında önemini koruyan kabinler ortaya çıkardığını gözlemliyoruz. Bu kabin tasarımlarının ortak noktası barınma ihtiyacına odaklanmaları. Mekansal kurgunun işlevsellik üzerinden şekillendiği yapılarda, tasarım minimize edilerek, barınma ihtiyacına odaklanılıyor. Zaman içerisinde; şehir dokusunun bozulması, teknolojinin gelişmesiyle bireyselleşmenin ve yalnızlaşmanın artması gibi nedenlerden dolayı insanlar, kentten uzaklaşarak doğaya yönelmeye başladı. Kişilerin ve gezegenin ihtiyaçları değiştikçe kabin tasarımları da doğayla iç içe ve doğaya saygılı, çok yönlü, meditatif mimari yapılar olarak evrildi.

Modernizm dönemiyle birlikte mimarlık ve mekan tasarımına dahil edilen kabin yapıları bugün, deneyimi odağına alan, şehrin karmaşasından uzaklaşılan, kişinin kendi özüne dönebileceği sürdürülebilir mekanlar olarak işliyor.

Kariouk Architects imzalı MORE Cabin, Kanada’da yer alan Lac du Brochet Gölü’nün kıyısında konumlanıyor. Yapı, tasarımıyla geleneksel kır evlerinden veya romantize edilmiş tipik doğa kabinlerinden ayrışmayı hedefliyor. MORE, bulunduğu konum itibariyle yüksek bir yaşam alanı olarak kurgulanıyor. 1000 metrekarelik kabin, çağdaş tasarımıyla bulunduğu bağlamda fiziksel bir kontrast yaratırken, sürdürülebilir inşa süreci ve yarattığı enerji tasarrufu ile doğayla bir harmoni yaratıyor. Mutfak ile oturma ve yemek odasını kapsayan cam cepheler, çevredeki doğal manzarayı iç mekana taşıyor. Kabin, lamine edilmiş ahşap kirişler ve CLT olarak bilinen prefabrik yapı panellerinin kombinasyonundan oluşuyor. Yapı içinde elektrik üreten güneş panelleri ve nesli tükenmekte olan kahverengi yarasa türleri için ‘’ yarasa bölmeleri’’ bulunuyor.

Patkau Architects’in tasarladığı Hadaway House, Kanada’da bir kayak merkezi olarak bilinen Whistler’da, dik bir yamaç üzerinde konumlanıyor. Dağ evi olarak tasarlanan yapının cepheleri ahşap panellerden oluşuyor. Kayalar arasında, dik bir yamaca yerleştirilmesi, yapının alışılmışın dışındaki geometrik formunu oluşturuyor. Dik bir eğime sahip olan çatı, üzerinde çok fazla kar biriktiğinde sürüklenerek kaymasını sağlayacak şekilde kurgulanıyor. Evin zemin katını çevreleyen beton levhalar, Kanada iklimindeki sert koşullara karşı yalıtım sağlarken, üst katlar çelik ve ahşap bir çerçeveden oluşturuluyor. Binanın tamamı ise Güney ve Orta Amerika’da yetişen yerel bir ağaç türü olan ‘’ipe’’ kalaslarıyla çevreleniyor. Cephe tasarımındaki geometrik şekiller, iç mekanda da düzensiz formlara sahip olan duvarlar ve tavan ile sürdürülüyor. Geniş cam cepheler Whistler Vadisi’ne bir görüş sağlıyor; sürgülü kapılar, çatının yarattığı çıkıntı ile korunan bir balkona açılıyor. Gölgelik işlevi gören eğimler, sütunlarla destekleniyor ve salondaki manzarayı engellememek üzere cam bir korkulukla ön plana çıkarılıyor. Tasarımı ve yarattığı boşluk/doluluklarla dikkat çeken yapıda, tüm detaylar işlevsellik ön planda tutularak geliştiriliyor. Hadaway House, doğa içerisindeki çağdaş mimarinin dinamik bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Norveç’te, Kvitfjell Kayak Merkezi’nde bulunan, Cabin Kvitfjell ismindeki  ‘’yazlık kabin’’, ev sahiplerinin, kış manzarasında bir yazlık kabine sahip olma arzularından ilham alıyor. Kabinin imzasını Lund Hagem Architects taşıyor. Yapı, bölgedeki en yüksek arazilerden birinde, mevcut bitki örtüsüne zarar vermeden, daha önce bitki örtüsünden arındırılmış bir alanda konumlanıyor. Doğanın da tasarıma entegre edildiği yapıda, mevcut ağaçlar, ev için bir filtre işlevi görüyor. Böylece, yapı, bölgedeki manzaradan ve güneşten yararlanmaya devam ederken, mahremiyetini de sağlamış oluyor. Ana kamara ve ek bina, zeminden kaldırılan sütunlar üzerine inşa ediliyor. Bina, ‘’yaz kabini’’ ilhamını destekleyecek şekilde ince, dikey panjurlarla çevreleniyor. Panjurlardan içeri bakıldığında ise cam cepheler dikkat çekiyor. Dikey panjurlar, ev için ‘’tül’’ niteliği taşıyor. Dağların oluşturduğu manzaradan optimum seviyede faydalanmak üzere geliştirilen mimari plan Y şeklinde kurgulanıyor. Böylelikle, hem ortak alanlardan hem de ana yatak odasından manzaraya erişilebiliyor.

‘’Evin içinde yürümek, bir manzaradan diğerine geçmek demektir.’’ diyen Peter Zumthor, tasarladığı Leis Evleri ile bulunduğu bölgenin doğasını içeriye taşıyor. Leis Evleri, İsviçre’de dağlar arasında yer alan Leis Mezrası’nda konumlanıyor. Leis Yerleşkesi’nin ortasında 17. yüzyıldan kalma beyaz bir şapel, küçük bir han ve iki yerel çiftçi aile evi bulunuyor. Yazları güneş ışığından maksimum seviyede yararlanan bölgede kışın ise kayak pisti köye kadar uzanıyor. Zumthor’un köyle olan diyaloğunu sürdürdüğü üç ev tasarımı, geleneksel bir inşaat tekniği olan ‘’Strickbau’’ yoluyla oluşturuldu. Zeminden tavana kadar uzanan cam pencereler, manzarayı çerçeveleyerek, görüntüleri evin içine dahil ediyor. Yapının hem dış cephelerini hem de iç mekanını kaplayan masif ahşap, bölgeyle olan ilişkiyi kuvvetlendirirken; iç mekanda sıcak bir atmosfer yaratıyor.

#kabin #doğa #mimari #tasarım #sürdürülebilirlik #minimalizm #seçki #MORE cabin #Kariouk Architects #Hadaway House #Patkau Architects #Cabin Kvitfjell #Lund Hagem Architects #Leis Evleri #Peter Zumthor


Sayfanın Başına Dön