MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI
MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI

MİMARİ YARIŞMALAR VE TÜRKİYE'DEN YARIŞMA YAPILARI

MİMARİ   15.12.2021

Mimarlık yarışmalarının 2.500 yılı aşkın bir geçmişi var.  M.Ö. 448 yılında inşa edilen Atina Akropolisi’nin bir mimari yarışma sonucu inşa edilen ilk yapı olduğu tahmin ediliyor. Rönesans sonrasında ise kilise tarafından desteklenen birçok projenin tasarımının belirlenmesine en önemli araç yine yarışmalar oldu. Amerika Birleşik Devletleri, Büyük Britanya, İrlanda, Fransa ve İsveç dahil olmak üzere birçok ülkede uluslararası katılımcılara açık yarışmalar 18. yüzyılın sonlarında yaygınlaştı.

Mimari yarışmalara ilk düzenleme Royal Institute of British Architects  tarafından 1839 yılında bir kurallar listesi oluşturularak getirildi. Hollanda, mimarlık ortamının gelişimi için 1867 yılında kurduğu dernek ile yarışmalara ve yeni yapılaşmalara dair yeni yönetmelikler getirdi. 1872 yılında ise Almanya resmi yönetmeliğini tamamlayarak mimarların yaratıcılıklarının teşvik edilmesi amacıyla kavramsal yarışmalar düzenlenmeye başladı.

Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana Türkiye’de de mimari yarışmalar birçok kentin mekânsal gelişiminde önemli roller üstlendiler. Ankara’nın kent planlanması için 1927 yılında başlatılan uluslararası şehircilik yarışması, Türkiye’deki kentsel ölçekteki ilk yarışma olarak gösterilebilir.

Son dönemde Türkiye’de mimari yarışmalar sonucunda inşası tamamlanarak öne çıkan birkaç farklı projeyi inceliyoruz.

Troya Müzesi

Troya Müzesi, 2011 yılında açılan ulusal mimari proje yarışmasında 1. Ödülü kazanan Yalın Mimarlık tarafından tasarlandı ve yapı 2018 yılında inşa edildi. Tasarım, tüm destek işlevlerini yer altındaki tek bir kata topluyor. Bu kat üzeri peyzaj ile örtülü kat, yeryüzünden algılanmıyor. Bu tasarım stratejisi yapının bulunduğu çevrede sürekli devam eden ve muhtemelen uzun süre orada olacak olan ekili biçili alanların tarlaların devamlılığını sağlıyor. Sergi yapısı bu katın içerisinden, yeryüzündeki bir yarıktan toprak üstüne yükselen 32*32 m boyutlarında kare planlı robust bir obje olarak algılanır.Ziyaretçiler yapıya 12 m genişliğinde bir rampadan aşağıya inerek girerler. İnerken ufuktaki yapıya doğru yaklaşırlar, peyzaj ve yeryüzü yavaşça kaybolur, geriye gökyüzü ve yapı kalır.Ziyaretçi içeri girdiğinde kendini bir sirkulasyon bandında bulur. Pas kırmızısı, toprak rengi sergi yapısı şeffaf çatıdan yeryüzüne doğru yükselir.Paslanmış metal (corten) kaplı yapı, bu haliyle topraktan çıkarılmış kırılmış testiler ve çömlekler gibi biraz çizilmiştir, bozulmuştur, kendine özgü dokusuyla ardında bir yaşanmışlık olduğunu hissettirir, bir geçmişi vardır. O döneme ait olmasa da malzemenin ve mimarinin geçmişi, günümüz ve gelecek arasındaki bağa dair bir şeyler söylediğini hissettirir. Rampalar ile yavaşça yukarı çıkmaya başlandığında cephedeki yarıklardan coğrafya, tarlalar ve Troya kalıntıları görülür. Çatıya ulaşıldığında dev bir seyir terasına çıkılır. Troya’nın uzak ve yakın geçmişi, bu topraklardaki yaşanmışlıklar ve yaşanabilecekler hayal edilir…

Fotoğraflar: Murat Germen

Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisi

LYKA, 2015 yılında açılan ulusal mimari proje yarışmasında 1. Ödülü kazanan 2+1 Mimarlık tarafından tasarlandı ve 2017 yılında inşa edildi. Kadın sığınma evi ve çocuk bakım evleri, kreşin de bulunduğu merkez kullanıcıların yapıyla güçlü bir ilişkiye girmesini ve 24 saat boyunca aktif kullanılmasını sağlıyor. Bu yüzden merkezde kentten farklı olarak bir yaşam örgüsü oluşuyor. Bu yaşam örgüsü spor alanları ve ekolojik tarım alanları, üretim atölyelerinin de etkisiyle yeni bir tür insan-doğa-yaşam ilişkisi çerçevesi kuruyor. Akademi bir anlamda komün bir yaşam formunu geliştiriyor. Alanın doğusundan geçen İstasyon Caddesi kentten ulaşımı sağlayan en önemli arter. Akademinin ana girişi bu caddeden alınırken kadın sığınma evi ve çocuğa yönelik birimlerin girişleri kuzeydeki sokaktan alınmıştır. İstasyon Caddesi'nden alınan girişe yakın olarak konumlanan ortak sosyal mekanlara halkın böylelikle kolay ulaşması sağlanmıştır. Üst kotta oluşturulan açık yaşam platformuna çıkan amfi de girişten algılanmaktadır. Üç ana avlu ve bu avluların platform ve zeminle ilişkilerinin kurguladığı yaşama yönelik ölçekli mekanlardan oluşan tasarım bu anlamda bir takım duyarlılıkları barındırmaktadır.

Fotoğraflar: Egemen Karakaya

ODTÜ KKTC Rektörlük ve Yönetim Binaları

Rektörlük ve yönetim binaları, 2003 yılında açılan ulusal mimari proje yarışmasında 1. Ödülü kazanan TeCe  Mimarlık tarafından tasarlandı ve yapılar 2005 yılında inşa edildi. Binalar arasında daha dinamik dış boşluklar yaratmak üzere tasarlanan yapısal strateji başta kütüphane binası olmak üzere her yapının açısal yerleşiminin belirlenmesinde etkili olmuş. Yönetim binası ile enformasyon teknolojileri binasını ayıran büyük saçağın öğrenciler ve çalışanlar için cezp edici bir dış açık alan oluşturmakta. Zorlu iklimsel koşullar, yapım ve işletme için finansal limitler yarışmacıları alçak gönüllü çözümler üretmeye zorlamış. Tasarım grubu bu kısıtlamalar arasından zeki ve basit manevralar yaparak bir çözüm üretmiş. Yapıları dil olarak birbirine bağlayan, güzel yaşlanan, Kıbrıs’ın karakteristik peyzajının bir uzantısı haline getirip ona güçlü bir kimlik kazandıran bir malzeme olarak doğal taş seçildi.

Fotoğraflar: TeCe Mimarlık

Kaan Çorbacı

#Yarışma #Mimari


Sayfanın Başına Dön