'ANALOG OYUNLAR' YENİDEN HAYATIMIZDA
'ANALOG OYUNLAR' YENİDEN HAYATIMIZDA
'ANALOG OYUNLAR' YENİDEN HAYATIMIZDA
'ANALOG OYUNLAR' YENİDEN HAYATIMIZDA
'ANALOG OYUNLAR' YENİDEN HAYATIMIZDA
'ANALOG OYUNLAR' YENİDEN HAYATIMIZDA

'ANALOG OYUNLAR' YENİDEN HAYATIMIZDA

TASARIM   19.08.2020

Bilgisayar oyunları son yıllarda çok gelişti. Yaratıcılığı geliştirdiği iddia edilen çok fazla oyun piyasaya çıktı. Diğer yandan, oyunlardaki avatar dünyası, ortam tasarımları ve senaryolar gerçeğe daha yakın hale gelmeye başladıkça, bu oyunların çocuklar, gençler ve hatta daha ileri yaşlarda oyuncular için etkileri tartışma konusu oluyor. Buna bağlı olarak bazı oyunların erişimleriyle ilgili yasal düzenlemeler üzerine çalışılıyor.

Bilgisayar oyunlarıyla ilgili bu tartışmalar süredursun, bir yandan da analog veya kutu oyunları olarak  tanımlanan oyunlarsa henüz etkilerini tamamen kaybetmiş değil. Bu oyunlar hiçbir zaman tam olarak gündemden düşmemişti ancak son aylarda artan talebin pandemi etkisiyle olduğunu söylemek yanlış olmaz. Zira bu dönemde aile ve yakın arkadaşlarla evde geçirdiğimiz uzun saatlerde, online eğitim / çalışma süreci dışındaki zamanı bilgisayardan uzakta, dijital-dışı bir faaliyet içinde geçirmeye başlayan insanların sayısı hiç de az değil. Bu noktada ‘kutu oyun’ları yeniden hatırladığımız söylenebilir.

Aslında hali hazırda aşina olduklarımız dışında, yeni ‘kutu oyun’ tasarımları da geliştiriliyor. Bu alanda çalışan yerlerden biri Root. Robot tasarımı konusunda uzman olan Ceren Öztulca tarafından, oyunların sosyal bir değer yaratabileceği fikri üzerinden kurulan Root projesi kapsamında çocukların zihinsel ve sosyal gelişimlerini odağa alan kutu oyunları tasarlanıyor. Ancak, Root dijitalden tam olarak kopmuş değil, analog ve dijitalin birleştiği çalışmalar yürütüyorlar.

Oyunun hayatın bir parçası ve en iyi öğrenme metotlarından biri olmasından hareketle, bu oyunların yetişkinler için de pek çok öğrenme unsuru içerdiğini söyleyebiliriz. Öztulga, verdiği bir röportajda, “çalışmaları sırasında oyunun hem çocuklar, hem yetişkinler için öğrenme, sosyalleşme, iletişim gibi konularda ne kadar önemli  katkıları olduğunu fark ettiğini” belirtiyor. Analog oyunların en özgün ve vazgeçilmez yanı, birlikte oynayan insanlar arasındaki etkileşim ve temas. Bu anlamda Root tarafından yaratılan ‘Birlikte’ oyunu çok önemli bir alana hitap ediyor. ‘Birlikte’, mülteci çocuklarla, Türkiye’deki çocukların birlikte zaman geçirerek, birbirlerini tanımaları üzerine kurulu bir oyun. Bu oyunla, göç, savaş gibi travmatik durumlarla karşı karşıya olan mülteci çocuklarla, yeni bir yaşam kurmaya çalıştıkları yerde yaşayanların bir sosyal bağ kurmayı ve bir öğrenme ortamı yaratılmasına çalışılıyor. Öztulca, “oyunu başta Türkiye ve Suriye’den kültürel mirasların bulunduğu bir masa oyunu olarak tasarladıklarını, daha sonra bunun olumsuz bir etki yaratabileceği düşüncesiyle, müzik, yiyecekler, hayvanlar ve dil içerikli olarak yeniden tasarladıklarını ve oyunun ‘biz’ ve ‘onlar’ havası olmaksızın, işbirliği içeren bir oyun şeklini aldığını” aktarıyor. Edindiğimiz bilgiye göre ‘Birlikte’ oyunu UNICEF ana sponsorluğunda GAP idaresi ve Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın desteğiyle, 25 ildeki gençlik merkezlerine, GAP Gençlik Evi’ne, ÇATOM’a dağıtılmış. Bu oyun dışında Root’un ayrıca karanlık korkusuyla başa çıkabilmek üzerine tasarlanmış olan 'Gölge Masalları' oyunu, Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin yakından tanınmasına yönelik 'Evropa' oyunu, uçak yolculuğunda çocukların basınç gibi unsurlardan olumsuz etkilenmesini önlemek amacını taşıyan 'Root Airlines' oyunları bulunuyor.

Özellikle çocuklara yönelik olarak geliştirilen analog oyun girişimlerinden biri de Toyi. Kurucularından Elif Atmaca, çocukluğunda şehir değiştirerek geçirdiği yıllarda, sınırlı imkanlarla, zor şartlarda büyüyen çocuklarla bir arada olarak, sonraki yıllarda çocukların hayal dünyasını ve yaratıcı becerilerini geliştirmek için bir araç tasarlamak üzere yola çıkmış. 2017 yılında Ögeday Uçurum’la birlikte oluşturdukları bir oyun kiti olan Toyi, altı yaş üstü çocukların etraflarındaki hemen hemen her şeyi oyuncağa çevirmelerine yaratan bir kit. Buna çocukların etraflarındaki çöpler de dahil. 2018 yılında Kickstarter kampanyası ile 33 ülkeden 333 kişinin desteğini alarak seri üretime geçen Toyi, çalışma süreçlerinde özel okullar, devlet okulları, mülteci kampları, kreşler gibi birçok farklı grupla bir araya gelerek ve çeşitli atölyeler gerçekleştirerek çalışmalarını yürütmüş.

Analog oyun çalışmalarını odağına alan uluslararası akademik çalışmalar da mevcut. ‘Analog Game Studies’ bunlardan biri. ‘Analog Game Studies’ analog unsurlar içeren oyunlar üzerine akademik içerik ve çalışmalara yer veren bir yayın. Amaçlarını, “kağıt, kalem, zar, kart gibi nesneler kullanılan oyunların kayıt altına alınması ve analiz edilmesi için bir platform yaratmakla birlikte, analog oyunların gelişmesinde disiplinler arası teori ve metot üzerinden destek sağlamak” olarak özetliyorlar. Akademik çalışma alanı olarak analog oyunları seçmelerinin arkasındaki nedense, kendi anlatımları ile; “bu oyunların erişilebilirlikleri, yenilikçilik potansiyelleri ve bu oyunların tasarımı ve uygulaması konusunda hali hazırda aktif olan bir takım çalışmaların ve söylemlerin olması”. Derginin içeriği oluşturulurken açık bir küratöryel yöntem izlenerek başvuran çalışmalar toparlanıyor ve her sayıda çeşitli konu başlıkları üzerinden farklı bakış açılarının yer aldığı içerikler sunuluyor. Dergiyi oluşturan ekip, analog oyun tasarımına geniş bir sosyo-kültürel perspektiften yaklaşıyor ve analog oyunların tasarımcıların pek çok yeni kavram ve sistem keşfetmelerini sağladığını ileri sürüyorlar. Bu nedenle de oyunları ‘basitçe’ oyun formunda ele almaktansa, geçmişleri, anlamları, taşıdıkları potansiyeller üzerine daha çok katmanlı ve geniş bir içerikte çalışıyorlar. Örneğin derginin Mart 2020 sayısında yer alan, Laura Mitchell tarafından sunulan bir yazıda, masa oyunları, “temelde bir çeviri alanı” olarak tanımlanıyor. Sonuçta düzenleme prosedürleri ve kural setleri üzerinden, bu oyunların ister bir kullanım kılavuzu, ister deneyimli bir öğreten aracılığıyla çözümlenmesi gerekiyor ki oynanabilsinler. Yazıda yer verildiği üzere “Gündelik hayatın gerçekliğinden ayrı bir alan olarak oyun oynamak ortak bir sosyal norm anlayışına dayanıyor ve oyunun gerektirdiği çeviri, kültürel bir semboller sistemini harekete geçiriyor.”

Bu ve benzer içeriklerde olduğu gibi ‘Analog Game Studies’, çalışmaları kapsamında, sosyoloji, antropoloji, edebiyat gibi alanların katkısı önem kazanıyor. Ekip, “bu farklı ağları birbirine bağlamanın derginin varoluş amacı ve nedeni” olduğunu ifade ediyorlar.

#oyun #oyun tasarımı #analog #analog oyun #kutu oyunlar #game


Sayfanın Başına Dön