BRİT ÖDÜLLERİNE TASARIMCI İMZASI

İngiltere, müzik, performans ve sahne sanatları alanlarında tasarımcı ve mimarlarla yapılan işbirlikleri açısından bir hayli bereketli bir coğrafya. Son yıllarda ülkenin zengin müzik kültüründe tasarımcıların yenilikçi dokunuşları dikkat çekiyor. En güncel örneklerden biri geçtiğimiz günlerde sahiplerini bulan Brit Awards müzik ödülleri organizasyonundan geldi. Kazananlara verilen ödüller İngiliz tasarımcılar Yinka Ilori ve Es Devlin tarafından tasarlandı.

Brit ödüllerinin geleneğinde geçmiş yıllarda Zaha Hadid, David Adjaye, Tracey Emin, Anish Kapoor gibi ülkenin önde gelen mimar ve sanatçılarının imzaları var. Diğer yandan, Ilori ve Devlin işbirliği Brit Awards tarihinde bir ilke işaret ediyor. İlk kez ödüllerin çift olarak verildiği bu yılki törende tema küresel olarak içinde bulunduğumuz bu zor yılda, almanın, kazanmanın yanı sıra ‘verme’, ‘bağışlama’ eyleminin altını çizmek. Bu nedenle de her bir Brit kazananı, ‘bir şeyleri geri verme’ ruhu içinde, aldığı iki heykelcikten birini bağışlamaya, hediye etmeye davet edildi.

Benzer forma sahip, ancak farklı boyut, renk ve görsellikteki iki ödül heykelciğinden Yinka Ilori’ye ait olan tasarım, özellikle kullanılan renklere bakıldığında referansını Ilori’nin Nijeryalı köklerinden alıyor. Es Devlin’in gümüş tasarımı ise, tasarımcının diğer işlerinden aşina olunan şekilde daha yenilikçi malzeme ve renk özellikleri taşıyor. Tasarımda yer alan bazı detayların ise, Devlin’in geçtiğimiz yıllarda The Weeknd müzik grubunun Coachella festivalindeki sahnesi için gerçekleştirdiği tasarımı akla getirdiği söylenebilir.

11 Mayıs tarihinde O2 Arena’da sahiplerini bulan ve canlı yayınla izleyicilerle buluşan Brit Awards töreninde sahne tasarımı da iki tasarımcının işbirliğiyle gerçekleşti. Kazanan isimlerden aldıkları her iki ödülden, Es Devlin tasarımı olan küçük heykelciği aileleri, dostları, meslektaşları, komşuları veya kendileri için önemli olan kişiler arasından seçtikleri birine vermeleri istendi. Ve bu yıl yapılan bu çağrının arka planında, ‘küresel’ bir iyileşme olmadıkça dünyanın bir bölümü için işlerin yolunda olmasının bir anlamı olmadığını, top yekûn bir ‘iyi’liğin ‘birlikte yaşam’la mümkün olduğunu tüm dünyaya, hepimize hatırlatan bugünün koşulları vardı elbette.