MU-MİNG TSAİ İLE DESIGN & THINKING ÜZERİNE
MU-MİNG TSAİ İLE DESIGN & THINKING ÜZERİNE

MU-MİNG TSAİ İLE DESIGN & THINKING ÜZERİNE

TASARIM   17.05.2021

Design Thinking yani tasarım odaklı düşünme son birkaç yıldır özellikle yaratıcı alanlarda çok fazla karşımıza çıkıyor. Bir yandan da etki alanı yaygınlaşmaya devam ediyor. Dünya pek çok farklı düzlemde mikro ve makro ölçekte sorunlarla karşılaştıkça, doğru bir tespit yapmak ve alışılagelmiş yollara başvurmanın ötesine geçip daha yaratıcı çözüm arayışına girmek gittikçe daha fazla önem kazanıyor.

Mu-Ming Tsai yönetmenliğindeki ‘Design & Thinking’ filmi ilhamını tasarım odaklı düşünceden alıyor. Tim Brown, Roger Martin, Bill Moggridge, David Kelley gibi, dünyanın önde gelen tasarım düşünürleri arasında adı geçen isimlerle röportajların yer aldığı belgesel, iş insanlarının, tasarımcıların, sosyal değişim yaratan kişilerin ve bireylerin 21. yüzyılın belirsizlikleriyle yüzleşirken, ne gibi ortak yönleri olduğunu yakalamaya çalışıyor.  Bu belgeselde bir yönetmen olarak tasarım düşünürlerinin görüşlerini belgelediklerinin altını çizen Mu-Ming Tsai ile, filmden hareketle, tasarım ve düşünce üzerine konuştuk.

Design Thinking / Tasarım odaklı düşünme son yıllarda çok fazla kullanılan, ‘popüler’ kavramlardan biri. Geniş anlamda neyi ifade ediyor sizce?

Tasarım odaklı düşünme, tasarımın kullandığı çeşitli metodoloji ve yaklaşımların, iş dünyasındaki veya toplumdaki farklı meselelerin çözümü için kullanılmasını kapsıyor. Bu süreç, kullanıcıları etnografik olarak ve bir tür gözlem yoluyla anlama, beyin fırtınası yapma, konuları ayrıştırma, gruplama, prototipleme ve yenileme adımlarından meydana geliyor. Sonuçta her birimiz bir problemi nasıl çözüleceğimizi tasarımcılardan öğrenebiliriz.

Tasarım odaklı düşünme üzerine bir belgesel film yapmaya nasıl karar verdiniz?

Sinema okulundan 2011 yılında mezun olduğumda, çok fazla tasarım firmasının ve ‘startup’ların bulunduğu San Francisco’da yaşayan yapımcım Iris Lai ile birlikte kendi stüdyomuzu kurduk. Ardından Taipei Design Center U.S. yöneticileri Yu-Hsiu Yang ve Melissa Huang ile tanıştık. Bir tasarım odaklı düşünme atölyesine ev sahipliği yapmamıza ihtiyaç oldu ve bizden etkinliği filme almamızı istediler. Atölye boyunca tasarım odaklı düşünme fikrinden çok fazla ilham aldık ve sonrasında bu konu üzerine bir belgesel yapmak üzere işbirliği gerçekleştirmeyi teklif ettik. Sonuçta onların elinde gerekli irtibat noktaları, bizde de ekipmanlar vardı. Film bu şekilde başladı ve harika bir yolculuk oldu.

Tasarım odaklı düşünme, pratiğin kendisinin toplumla ve iş dünyasıyla bir bağ kurmasını nasıl sağlıyor? Özellikle içinde olduğumuz, iklim krizi, çevre sorunları ve şimdi de pandemi ile başa çıkmaya çalıştığımız böylesi bir dönemde bir düşünme sistemi olarak ne gibi etkiler yaratabilir?

Ben bir tasarımcı değil, yönetmenim, o nedenle de bu soruya cevaben ancak görüşlerimi paylaşabilirim. Toplumumuzda her şeyin daha iyi tasarım ihtiyacı var. İnsanlara daha fazla odaklanabilseydik, toplum ve dünya üzerine daha net bir fikrimiz olurdu. Bugünse, basit çözümleri olmayan muğlak sorunlarla uğraşıyoruz. Bu tasarım yöntemlerinden bazıları sorunun bir parçası olmaktansa, çözümün bir parçası olma yolunda bize yardımcı olabilir.

Peki, belgesel için yaptığınız görüşmelerden hareketle, size göre tasarım odaklı düşünme yaklaşımı kullanıcılar olarak bizlerin nesnelerle kurduğumuz ilişkimizi nasıl etkiliyor?

Yine aynı şekilde, görüşlerim üzerinden yanıt verebilirim. Tasarım odaklı düşünmenin, daha sık "neden" diye sormamızı sağlayarak nesnelere yaklaşımımızı değiştirdiğini düşünüyorum. Neden sorunu çözmek için bu aracı kullanıyoruz? Niçin tasarım bu malzemede daha çok işe yarıyor? İnsanlar ne sebeple eski eşyaları kırıldığında yenisini alma ihtiyacı duyuyor? Tasarım düşüncesi bütün bu ‘neden’ sorularını sormaya teşvik ediliyor.

Test etme, sürekli deneme, ve başarısız olma bütün bu yolculuğun bir parçası öyle değil mi?

Evet, bu bütün süreçle ilgili en sevdiğim kısım. Gözlemlerinize dayanarak bir prototip yapıyorsunuz, onu deniyorsunuz, prototipi geliştirmek üzere yeniliyorsunuz ve süreç bu şekilde tekrar ediyor. Hatalar elbette yapılacak ve başarılı olmak için de hızlı bir şekilde başarısız olmanız gerekiyor! Tasarım odaklı düşünmenin bütün ruhu burada.

Bu belgeselin hemen ardından ‘maker’ hareketi ve topluma, kültüre etkisi üzerine de bir film yaptınız. Bu hareket yaratıcı ekonomilerde temel değişimlere neden oldu, değil mi?

‘Design & Thinking’’in devam filminin adı ‘Maker’ ve evet bu, ‘maker’ hareketini konu alan bir belgesel. ‘Maker’ hareketinin, tasarım odaklı düşünme sürecindeki ‘yapma’ kısmını geliştirmesi muhtemel. Konu yalnızca düşünmek değil, aynı zamanda yapmak ve yaparken öğrenmek.  ‘Maker’ hareketi, yaratım fikrine ve ekosistemine yaklaşımımızı değiştirdi ve açık kaynak, yerel üretim, kitle fonlaması ve dijital içerik gibi yenilikçi kavramlar üzerine inşa edilerek geleneksel üretimi alt üst etti.

Yaratıcı alanlarda bugün en belirgin ve acil mesele nedir?

Yapay zekayla ve teknolojinin, sosyal medyanın, mobil cihazların günümüzde insanların iletişim ve bağlantı kurma şeklini nasıl değiştirdiğiyle ilgili konular olduğunu düşünüyorum. Yapa zeka bağlantı kurmamıza yardımcı mı oluyor engelliyor mu? İnsanların yapay zekayla veya diğer insanlarla etkileşim sırasındaki tepkileri ne şekilde farklılaşıyor? Sosyal medya çağında ‘arkadaşlık’ tanımı nedir?  Bunların hepsi bugün içine girmeye değer gördüğüm çok enteresan konular.

 

#DesignThinking #Mu-MingTsai #röportaj


Sayfanın Başına Dön