DIMORE’UN MAKSİMALİST YAKLAŞIMA GÜÇLÜ YORUMLARI

Geleneksel ve çağdaş olanı bir araya getiren Emiliano Salci ve Britt Moran, Dimore Studio, Dimore Gallery ve Dimore Milano ile tasarımın farklı alanlarında malzeme ve kültürel öğeleri harmanlayarak kullanıcı ve ziyaretçilere farklı hikayeler ve zengin deneyimler sunuyor.

Maksimalist yaklaşımı benimseyen ikili, duyulara hitap eden dinamik tasarımlarıyla güçlü diyaloglar sağlamayı hedefliyor.

Tasarım dünyasına yenilikçi bir bakış açısı getiren ikili Emiliano Salci ve Britt Moran, 2003 yılında Dimore Studio’yu kurmalarının ardından Dimore Gallery ve Dimore Milano’yu da yaratarak tasarımın farklı alanlarında gelişerek bütüncül bir deneyim sunuyor. 

Dimore Studio, iç mekan, perakende, otel, restoran gibi ölçeklerde mimari tasarım ile ilerlerken Dimore Milano, mobilya, tekstil, aydınlatma gibi tasarımlar yaratmaya odaklanıyor. Dimore Gallery ise, 20. yüzyılın çağdaş sanatçı ve tasarımcılarının eserlerinin sergilendiği bir platform olarak işliyor.

Dönemseli çağdaş olanla bir araya getiren ikili, geleneksel üretim teknikleriyle modern tasarımlar oluşturuyor. Maksimalist bir tasarım yaklaşımı izleyen Dimore, malzemeleri ve kültürleri harmanlayarak kullanıcılara farklı hikayeler ve deneyimler sunmayı hedefliyor. Duyulara hitap eden dinamik tasarımları, kişilerin dünya ile kurduğu diyalogları güçlendirmeye odaklanıyor.

Dimore tasarımlarından bir seçkiyi sizler için derledik.

İkilinin güncel sergilerinden biri olan Oublié; aydınlatma, mobilya ve tekstil tasarımlarıyla ‘’umut ve neşe’’ kavramlarını ele alarak, ziyaretçilerin pandemi etkilerini unutmalarını hedeflemiş. Birbirine bağlı 8 odadan oluşan sergide odalarda çalan klasik müzik ve buğulu atmosfer dinginlik yaratıyor. Bej ve kahverengi tonlarından oluşan nötr bir renk paletinden oluşan mekanlar, gümüş renkli kapılar ve altın renkli aydınlatmalar, markanın nostaljik ancak çağdaş diyebileceğimiz estetiğini yansıtıyor.

Perakende sektörüne yenilikçi bir yaklaşım getiren Dimore, Londra’da konumlanan Browns mağazası için lüks ve çarpıcı bir iç mekan yarattı. Geçmişi 1720’lere dayanan bir yapıda dört kat olarak kurgulanan Browns, yapının tarihi detaylarıyla çağdaş çizgilerin bütünleştiği bir konsept oluşturuyor. Dimore, proje için çevrimiçi alışveriş gibi teknolojik gelişmelerin entegre edildiği, deneyimsel bir mekan yaratmayı hedeflemiş. Bu doğrultuda, her kat için farklı deneyimler sunan tasarımlar kurgulanmış. İlk katta mücevher, saat ve parfüm köşeleri, Red Deer imzalı sürdürülebilir bir restoran ve açık bir avlu yer alıyor. 2. kat ziyaretçilere sıcak bir ortam sunmak üzere sarı tonlarından, yumuşak dokulardan ve parlak ışıklardan oluşuyor. 3. Kat ise erkek giyim köşesi ile birlikte ziyaretçilere, kendilerini özel hissettirecek, markanın öne çıkan tasarımlarının sergilendiği ‘club floor’ bölümüne ayrılıyor.

2019 Milano Tasarım Haftası’nda ‘’Interstellar’’ başlığındaki temasında metalik nesneler ve cesur dokular ile dramatik bir atmosfer yaratıyor ve rock müziğinin tasarım yansımasını yaratıyor. Leopar desenli halıyla karşılanan ziyaretçiler, içeri girdiklerinde kontrast yaratan renk ve dokularla karşılaşıyorlar. Kullanılan dokular ve yaratılan karanlık ortamla 60’ların izlerini taşıyan mekanlar; cam döşemeli mobilyalar, yıldız formundaki aydınlatmalar, yansıtıcı yüzeyler gibi detaylarla da fütüristik bir yaklaşım sergiliyor.

2014 yılında, Fendi işbirliğiyle geliştirilen Roman Lounge, Fendi malzemelerini Dimore tasarım yaklaşımıyla harmanlıyor. Işıltılı şeffaf yüzeyler, deri, kürk, dokunsal renkler, zanaat değerleriyle ön plana çıkan Fendi’nin deneyselliğini yansıtıyor. Dimore ikilisi; yaratıcı yaklaşımı, renk ve doku kullanımı, estetik algısı ve üretim teknikleriyle Fendi ile paylaştıkları değerleri vurgulayarak, markaya nötr tonlarda, çağdaş bir tasarım yaklaşımı getiriyor.

Dimore Gallery’de oluşturdukları ‘’Transfer’’ sergisinde 5 farklı dünyayı yansıtan nesneler, kişisel eşyalar ve Dimore’un arşivinden eklenen parçalar yer alıyor. Ziyaretçiye sunduğu duyusal deneyimlerle dikkat çeken Dimore Gallery, bu sergiyle ziyaretçilere farklı gerçeklikler sunuyor. Odalardaki yerleştirmelere entegre edilen kokular ve müzikler, odalar arası geçişlerdeki zengin deneyimi destekliyor. Örneğin; Perfettamente Imperfetto’nun altın ve gümüş renklerin birlikteliğinden oluşan enstalasyonunun bulunduğu, geleneksel bir halı ve gri modernist dokulu duvarlarla kaplı odadan, dalgalanan beyaz ipek kumaşlarla kaplı bir odaya geçiş Dimore’un güçlü hikaye anlatımını yansıtıyor. Bu şekilde güçlü malzemeler, renkler ve dokularla dinamik, maksimalist iç mekanlar yaratılıyor.