LONDRA TASARIM MÜZESİ'NİN KARANTİNA SONRASI TAKVİMİ

10-24 Eylül tarihlerinde Londra Tasarım Müzesi’nde gerçekleşecek ‘Connected’ başlıklı etkinlik “tasarımcıların ve zanaatkarların karantina süresince evde sürdürmek durumunda kaldıkları üretim pratiklerini nasıl bu koşullara uyarladıklarını keşfetmeye yönelik bir deney” olarak tarif ediliyor. Etkinlik kapsamındaki ana malzeme olarak ahşabın kullanılacağı ve dokuz tasarımcının yer alacağı bir atölye çalışması gerçekleştirilecek. Müzenin baş küratörü Justin McGuirk, “Covid-19’un insanlar arasındaki etkileşimi ve insanların yaşama, çalışma şeklini önemli ölçüde değiştirdiğinin” altını çizerken, “tasarım endüstrisinde de, yaratıcıların ve üreticilerin başkalarıyla uzaktan çalışmabilmek için çalışma süreçlerine yeni teknolojiler uyarlamak ve kendilerine yeni,  doğaçlama ev-ofisler kurmak zorunda kaldıklarını” belirtiyor.

American Hardwood Export Council, Benchmark Furniture ve Tasarım Müzesi’nin işbirliğiyle gerçekleşecek atölye çalışmasında, tasarımcılardan evde yaşamak ve çalışmak üzere kendilerine özel, kişisel bir masa ve oturma ünitesi tasarlamaları isteniyor. Tasarımcılar bütün tasarım sürecini kayıt altına alacaklar. Böylece, bu zorlayıcı dönemde, projeye uygun olarak nasıl bir yaklaşım geliştirdikleri ve tasarımlarını nasıl oluşturdukları paylaşıma açılabilecek. Ortaya çıkacak ürünler Tasarım Müzesi’ne sergilenecek. Ayrıca Guirk tarafından verilen bilgiye göre, “müze yeniden halka açıldığında, kurulacak olan ‘Connected’ isimli bir yerleştirme ile, karantina sonrasında fiziksel olarak yeniden bir araya gelme, birbirimize tekrar bağlanma eylemi kutlanacak”.  Guirk, “aslında dokuz tasarımcıdan, ahşap mobilya tasarlamalarını istemenin orijinal bir yanı olmadığını, ancak içinde bulunduğumuz bu sıradışı zamanlarda, salgının hepimiz gibi tasarımcıları da evde yürütmek durumunda kaldıkları çalışmalarına tamamen yeni bakış açıları geliştirmek durumunda bıraktığını” söylüyor. Burada ortaya atılan soru, “Gerçekten neye ihtiyaç var?” sorusu. ‘Connected’ projesi bu anlamda tasarımcılara kendileri için tasarım üretme fırsatı sunuyor. Tasarımcılar, atölye süreci boyunca tamamen dijital olarak gerçekleşecek bir süreç de yürütecekler.

Müze’nin programında yer alan ve karantina sonrasındaki günler için heyecan verici bir içerik sunan bir etkinlik de, 'Electronic: From Kraftwerk to The Chemical Brothers' sergisi. 31 Temmuz’da açılacak olan sergide ziyaretçiler için adeta bir kulübün içinde olma deneyimi canlandırılacak. Serginin içeriğinde ise, elektronik müziğin hikayesi, onu şekillendiren insanların, teknolojinin, fotoğrafların, tasarımın içinde olduğu bir yolculuk üzerinden anlatılıyor. Kraftwerk grubunun 50. yılının, özel bir 3D gösteri ile kutlanacağı ve The Chemical Brothers’ın görsel dünyasına adım atılacak sergideki tek unsur üç boyutlu işler değil. Detroit, Chicago, Paris, Berlin ve İngiltere gibi müziğin merkezi niteliğindeki yerlerin meşhur dans sahnelerinden 400’ün üzerinde obje de sergilenecek. Bu objeler arasında, Detroit’in tekno efsanesi Kevin Saunderson, Haçienda klübünün tasarımcısı Ben Kelley, çok büyük ölçekli görselleri ile bilinen Andreas Gursky gibi öncü isimlerin işleri de yer alıyor. Ayrıca 1024 Architecture tarafından sergiye özel yaratılan ve Peter Saville’in tasarladığı grafiklerin olduğu ses reaksiyonlu bir görsel yerleştirme de sergi kapsamında görülebilecek. Ziyaretçiler için ses ve ışık yoğunluğuna bağlı özel kuralların belirlendiği sergi, 14 Şubat 2021’e kadar gezilebilecek.